Deliler!
Dizimizi sakatlamıştık ya bir miktar; yürüyüşü – bisikleti iki hafta kadar durdurunca, vakit bollaştı!
Ne yapalım?
Kitap okuyalım!
Okuduk!
-*-*-
Hah biraz da televizyon izleyelim!
İzledik!
-*-*-
Derken, okuduklarım arasında “Deli liderler” de yer aldı…
Gülümsedim!
Tam da üstüne vurdu yani!
-*-*-
Bir de Britain Got Talent ya da Türkçe adıyla, “Yetenek sizsiniz Britanya” programını seviyorum, ona da takıldım…
Vallahi bir adam Japonya’dan gelmiş, osuruğuyla doğum günü pastası mumlarını söndürüyor, balona ok fırlatıyordu!
Helal olsun, ne yetenekler var Dünya’da!
-*-*-
Tabii ki bizim Meclis şeyisindeki şeyi de izledim!
Bir de Cumhurbaşkanı’nın bir etkinlikte yaptığı, 15 Ekim New York buluşması ile alakalı sözlerini!
Çok, hem de çok eğlendim!
-*-*-
En çok sevdiğim sözleri not aldım:
Zorlu Töre’nin, “Başbakanımız grup yapmamızı önerdi…” şeklindeki sözü ile Ahmet Savaşan’ın sarhoş olup olmadığı ile alakalı serzenişi harikaydı!
-*-*-
Bir de kameralar önünde tutanağı değiştiriyor olması!
-*-*-
Neyse, osuruğuyla mum söndüren Japon kardeşin yeteneğine hayran kaldıktan sonra, “deli liderler”i okuyarak çok rahatladım…
Dünya’da neler varmış!
Çok da üzülmemek lazım diye düşündüm ve rahatladım!
-*-*-
Okuduğum çalışmada, çeşitli derecelerde delilikten muzdarip çılgın yöneticilerden oluşan bir seçki çıkıverdi karşıma…
Bazıları trajikti; bazıları iğrenç eylemlerde bulundu, bazıları ise sadece eğlenceliydi.
-*-*-
Komik olmayan şey ise bu yöneticilerin kendilerini takip etmeye zorlanan insanlar üzerinde yarattığı etkiydi…
Çünkü yedi kişilik deliler listesindeki herkes, kaprislerini yönettikleri insanlara uygulayan birer otokrattı.
-*-*-
Bugün sahip olduğumuz kontrol ve denge mekanizmaları bizi bu tür çılgınlıklardan koruyor mu?
Bilemiyorum!
Ancak çok üzgünüm, yaşadıklarımız ya da tanık olduklarımızdan öğrendiğimiz bir şey varsa o da sandığımız kadar güvende olmadığımızdır.
-*-*-
Deli liderlerden bazılarıyla ilgili bilgileri, Pazar yazımızda sizlerle de paylaşmak istedim…
-*-*-
Qin Shi Huang… MÖ 3. Yüzyılda birleşik bir Çin'in ilk imparatoru olarak iktidara geldi…
Huang iktidara geldikten sonra hızla onu koruma konusunda takıntılı hale geldi. Pek çok düşmanı vardı ve yıllar içinde birçok suikast girişimiyle karşı karşıya kaldı. Onu iktidardan ayırabilecek tek şeyin ölüm olduğu düşüncesi aklını kaybetmesine neden oldu. Ölümsüzlüğü kazanma konusunda takıntılı hale geldi. Canlılığını korumak için kendisine sağlıklı bir seks rejimi öneren doktorlara danıştı.
-*-*-
Bu başarısız olunca cıva dolu haplar almaya başladı. Sağlığı bozuldu ve akıl sağlığı da bozuldu.
Bir çok kişi, O’nun sonsuza dek yaşamasını sağlayacak büyülü bir iksir bulmaları için 'Ölümsüzler Adaları'na gönderildi. Kötü ruhlardan korktuğu için 200 sarayını birbirine bağlayan karmaşık bir tünel sistemi inşa ettirdi.
-*-*-
Huang en çok pişmiş toprak askerlerden oluşan ordusuyla dolu muhteşem mezarıyla hatırlanır. Onların sözde ölümsüz imparatorlarını koruyacak ölümsüz bir ordu olmaları gerekiyordu. Huang MÖ 210'da öldü…
-*-*-
Roma’da deli çok!
Roma'nın çılgın hükümdarlarından oluşan bir liste bile yazabilirsiniz.
Ancak en ünlüsü her halde Nero'dur.
Nero, on yedi yaşında Roma imparatoru olduğunda, sanat eğitimi almıştı ve yetenekli bir şarkıcı, müzisyen ve şiir okuyucusuydu.
-*-*-
Roma........
© Yeni Düzen
yazının devamı