|
![]() |
![]() Yaşar SökmensüerHürriyet |
“Bir zamanlar fotoğraf” başlığıyla da özetlenebilecek yazı dizisine lakabını fotoğraf tutkusundan alan Arap’ın hikâyesiyle...
Geçen hafta arkadaşları arasında lakabını fotoğrafçılığa tutkusundan alan, çektiği fotoğrafı “arabına”, negatifine baktığı an...
Yakın arkadaşları Arap diyor ona. Ama o lakabın nedeni çok özel, şahsına münhasır. Zira ne kökeni Arap diyarlarından, ne “Ömer...
5 Haziran 1946, geceyarısı… Chicago’daki La Salle Oteli’nin 1048 odasından 900’ü dolu. Konukların çoğu uykuda. “Ta ki birkaç gece...
Geçen pazar 12 Eylül darbesinden bir yıl sonra Kenan Evren’in “ilan ettiği” Öğretmenler Günü’nden, öğrencilerinin Uç uç böceği,...
Sene 1997, Refahyol Hükümeti… Sınıf öğretmenliğine atanan genç kadın Ankara’nın Uzunbeyli Köyü’ne tayin oluyor. Başkentte “evli...
“Özel-önemli-belirli günler”de dolaşan yazı dizimde değindiğim gibi eskiden öyle günler sayılı. Mesela çocukluğumda adını...
Türkiye’de “Yılbaşı kutlamaları” umudu, dileğiyle de olsa “Kurtuluş Günleri”ni andırıyor senelerdir. Önceki yılın, “eski”nin rahmetle anılmadığı,...
Yeni Yıl” vitrini, AVM’si, kampanyası, süslemeleri, ışıklandırmalarıyla artık erkenden geliyor. Çoğu vitrine bir şekilde uğrayan o tefrişatın...
İnsanın hayatındaki “özel günler” zamanla hem değişiyor, hem de çoğalıyor. İçi boşalanlarla yeniden dolduranlar da çok. Çocukluğumuzda Türkiye’de “...
Bu yıl “4 Aralık Dünya Madenciler Günü” iktidarın zirvesinde mesajlarla kutlanmadı. Muhalefet partilerinin çoğu da “X” hesabında...
“Ben o madene üç kızımı okutabilmek için girdim, ölmek için girmedim. Sen kazan, kazandığında gözümüz yok. Ama neden iş güvenliği önlemlerini...
Öyle ya da böyle… “Değişim” kaçınılmaz. Heraklitos’a mal edilen o meşhur “Aynı nehirde iki kere yıkanmak imkânsızdır” aforizması ondan hâlâ kulak...
Ahmet Kaya 24 yıl önce dün, 16 Kasım’da veda etti hayata. Sürgünde, 43 yaşında sekte-i kalpten, yürek enfarktından… Memleketinden uzakta acısından...
İnsan sinemayla tanıştıktan sonra hayata başka türlü bakıyor. Belki bakmayı da öğreniyor orada. Dilin zorlandığı, kelimelerin yetersiz...
Filmlerdeki ilk öpüşme sahnelerinde, sinema salonlarındaki seyirci yahut oyuncu aşklarda gezinen yazı dizisinde geçen pazar sıra bir zamanların “...
Genç adam sinemanın gişesindeki kadına soruyor: “Film güzel mi?”. Kadın başını bile çevirmiyor, saçlarını inceliyor küçük aynada....
Geçen pazar yayınlanan “İlk aşk, ilk öpücük” yazımdan devamla, sinemaların bizim kuşaktaki yeri ayrı. Sözlü tarihimizin de geniş...
“Normal”in, “Normalleşme”nin anormal seyrettiği bir ülkede aşk da tekinsiz mevzulardan. “Aşk” cinayetlerinden “Vatan, millet...
Geçen pazar “Durumdan-“kurum”dan vazife çıkarmak”yazımdaişten güçten, “rütbe”den gelen itibara, şanlı şöhretli unvanlara Emniyet, bilhassa Askeriye...
İnsanın işi gücü, mesleği, “rütbe”si, unvanı bazen ömür boyu üzerine yapışıyor/yapıştırılıyor. O âdet, “gelenek”...
Geçen pazar “Hava kurşun gibi ağır” yazımla ara verdiğim yazı dizimin son bölümü bu haftaya kaldı. Kahvaltı öğün olarak hayata yerleşip zamanı da...
Suçun türü, seyri, oranı, âleti edevatı, hatta kostümü bile değişiyor zamanla. Çocukluğumdan bu yana hafızamdaki suç...
Geçen hafta değindiğim “kahvaltı zamanları”nın üzerinden yıllar geçti. Ömür üzerinden gidersen az değil, “hayat” hesabıyla fazla da sayılmaz....
Çocukluğun tatla, lezzetle yakından ilişkisi olmalı. Tabii hayatın ağzının tadını kaçırmadığı, bozmadığı çocuklar için herhalde. Gerçi çocukluk...
“Kuşak” ya da eski kuşakların tabiriyle “nesil” birçok muhabbetin dönüp dolaşıp geldiği yerler arasında bereketli kavramlardan...
Bazı kelimeler, kavramlar bazı insanların dilinde eğreti, emanet duruyor. Öyle ki o kelimeyi söylerken dilinden yere düşse (ki düşüyor), refleksle...
Geçen ay “Başıma gelmez” yazımda (21 Temmuz 2024) Yönetmen Michael Haneke’nin seyirciyi maruz bıraktığı filmlerden söz etmiştim. Filmlerinde...
O görüntüyü unutmayacağım… Hoşgörünün yanında geçiştirmeye de müsait “İnsanlık hâli” klişesini tarumar eden bir kuple...
İnsanın kendi türüne yönelen acımasızlığa, eziyete, zulme gerçekten üzülmesi, hayıflanması önce, bir nebze “insanlık”...