menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Siyasilerin serveti tartışılabilir mi?

11 0
19.04.2025

Diğer

Konuk Yazar

19 Nisan 2025

Tansu Çiller ve Özer Çiller

Umur Talu’yu yazılarından tanıdım, meslekteki duruşuna hep saygı duydum, yazık ki bugüne değin hiç karşılaşmadık, oysa aynı dönemde gazetecilik yaptık, o İstanbul’da ben Ankara’da.

Dönemin Başbakanı Tansu Çiller’in ABD’deki “gizli serveti”ni çok sevdiğim, meslektaşım, Turan Yavuz’un ortaya çıkardığını, Milliyet’in Türkiye’yi sarsan bu haberi manşete taşıyışının gündemi değiştirdiğini biliyordum ama meğerse işin mutfağında bilmediğimiz pek çok olay da yaşanmış.

Umur Talu, manşetin yer alacağı birinci sayfayı hazırlarken, öncelikle “patron katından” ve “sızma” olasılığına karşı Milliyet’teki herkesten gizlemiş. Dönemin Emniyet Müdürü akşam adam gönderip gazeteyi isteyince daha yumuşak tutulan ilk baskı gönderilmiş. Milliyet, ertesi gün bayilerde yerini alınca kıyamet kopmuş. Umur Talu, önce Boğaziçi’nden hocası Çiller’in “Gezilerime katıl” şeklindeki davetlerine, ardından kah gönül okşayıcı, kah aba altından sopa gösteren sözlerine maruz kalmış. Bunlar sonuç vermeyince de “Kovun gazeteden” baskıları yaşanmış. Bu sancılı süreçte Talu, kendisiyle yaptığı iç muhasebe sonunda, Milliyet Genel Yayın Yönetmenliğinden ayrılmaya karar vermiş… Bu kararını, Milliyet’in o günlerdeki patronu Aydın Doğan gözyaşıyla karşılamış ama “Sevinçten mi üzüntüden mi?” orası belli değilse de, Ufuk Güldemir’i hemen Milliyet’in başına getirmiş.

Şimdi gelelim, Umut Talu yazısının bana anımsattıklarına.

O sırada Cumhuriyet Gazetesinde çalışıyordum, Çiller’i yakın takibe alan gazetecilerden biriydim, Ali Bilge ile ortak kaleme aldığımız araştırma dosyası, “Tansu Çiller’in Siyaset Romanı”, Cumhuriyet’te günlerce tefrika edilmiş, tirajı patlatmış, ardından da defalarca basılan bir kitaba dönüşmüştü. Umur Talu’nun karşı karşıya kaldığı ağır baskı benim de üzerimdeydi. Belki bu rüzgarın etkisiyle, rahmetli Ufuk Güldemir o günlerde başına geçtiği Milliyet Gazetesi için bana teklif yaptı, Milliyet’e transfer oldum. Transfer diyorum çünkü, Cumhuriyet’teki maaşımdan hem fazlasını önermiş hem de sadece özel haberler üzerinde çalışmamı istemişti.

Neyse işte, artık Milliyet Ankara bürosunda ekonomi haberlerini takip ediyordum. Bir yandan da Tansu Çiller’in mal varlığını araştıran komisyon TBMM’de çalışmalarına başlamıştı. Maliye Bakanlığı'ndan araştırma komisyonuna gönderilen Çillerlerle ilgili raporda, “vergi kaçakçılığı, servet gizleme ve yanlış mal bildirimi” saptamalarına yer verilmişti. Raporda, “Çiller Ailesi'nin veraset bildiriminin de şüpheli bulunduğu ve incelemeye alınmasına gerek olduğu” belirtiliyordu.

Bu şüphe, ailenin verdiği ek veraset ve intikal vergisi beyannamesinden kaynaklanıyordu, çünkü Çiller kendisine annesinden veraset yoluyla, ‘880 Cumhuriyet altını, 570 bin dolar ve 690 bin mark’ ile çeşitli gayrimenkul ve menkul değerlerin intikal ettiğini bildirmişti. Oysa, Çiller'in vefat eden annesi Muazzez Çiller'e ait kiralık kasa tutanakla açılmış ancak kasada sadece taklit yüzükler, alüminyum gözlük çerçevesi gibi ekonomik değeri yok denecek kadar az olan kıymetler bulunmuştu. (**) Rapor, şüpheli unsurları şöyle sıralıyordu:

- Muazzez Çiller'in 880 adet cumhuriyet altını, 570 bin dolar ve 690 bin markı nezdinde muhafaza etmesi.

-........

© T24