Masum sayılma hakkı
Diğer
15 Aralık 2025
Masum; suçsuz, günahsız demektir. Masumiyet, masumluktur.
Masun; korunan, korunmuş olandır. Masuniyet, korunmuş olma durumu, dokunulmazlıktır.
Masumiyet hakkı; sözlükten çıkarıp yaşama geçirmenin çok zor olduğu zamanlarda en çok kullanılan ve baskı dönemlerinde en çok korunması gereken haklar içindedir.
1978’den beri Amerika Birleşik Devletleri’nde kurulu İnsan Hakları Avukatlar Komitesi Mart 2000’de “Adil Yargılanma Hakkı Nedir / Yasal Standartlar ve Uygulamaya Yönelik Temel Rehber” yayımlamıştır.
Bu rehberin Giriş bölümünde yer alan tanıma göre; adil yargılanma hakkı, kişileri en önemlisi yaşama hakkı ve kişi özgürlüğü olan temel hak ve özgürlüklerin hukuka aykırı ve keyfi olarak kısıtlanmasından veya bunlardan yoksun bırakılmasından korumayı ifade eden uluslararası insan hakları hukukunun bir normudur.
Bir yargılamanın hakkaniyete uygun olan koşulları hakkındaki ilkeler sayısızdır, sürekli değişiklik göstermekte ve değişmektedir. Devletlerin taraf olduğu insan hakları hakkındaki sözleşmelerde yer alan “yükümlükler” ayrıca adil yargılanma hakkını düzenleyebilir.
Rehberde; yargılamanın adilliğini değerlendirirken kullanılan standartların yasal normlarla değerlendirilmesinin olanaklı olduğu belirtilmiştir.
Bu normları şöyle sıralayabiliriz: İlki, yargılamanın gerçekleştirildiği ülkenin kanunlarıdır. Ardından ülkenin tarafı olduğu ulusalüstü sözleşmeler gelir. Sonuncusu geleneksel uluslararası hukuk normlarıdır. [i]
Özü itibariyle; adil yargılanma hakkının en önemli ilkelerinden birisi “masumiyet karinesidir”.
Masumiyet karinesini düzenleyen ulusalüstü sözleşmelerin tanımları bu hakkın ne kadar önemli olduğunu gözetmiştir. Ulusalüstü sözleşmelerde yer alan “masum sayılma” temel insan hakkı ilkesi olarak kabul görmüştür. Sözleşmelerde “masumiyet” ve “korunması” sürekli yer almıştır.
10 Aralık 1948 tarihli Evrensel İnsan Hakları Bildirisinin 11. Maddesine göre; “1. Kendisine bir suç isnat edilen herkes, savunması için gereken tüm güvencelere sahip kılındığı açık bir yargılama ile kanun uyarınca suçlu olduğu kanıtlanana dek masum sayılma hakkına sahiptir.”
4 Kasım 1950 tarihli İnsan Haklarını ve Temel Özgürlükleri Koruma Sözleşmesi’nin 6 ıncı maddesinin 2. Fıkrasına göre; “ Kendisine bir suç isnat /(itham) edilen her kişi, yasa uyarınca suçluluğu kanıtlanana dek masım sayılacaktır.”
16 Aralık 1966 tarihli Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesinin 14. Maddesinin 2. Fıkrasına göre; “Kendisine suç isnat edilen her kişi, yasa uyarınca suçluluğu kanıtlanana dek masum sayılma hakkına sahiptir”
21.11.1969 tarihli Amerikan İnsan Hakları Sözleşmesi Madde 8 fıkra 2’de “Bir suç isnat edilen her kişi, yasaya uygun olarak suçluluğu kanıtlanmadığı sürece masum sayılma hakkına sahiptir.” ilk cümle olarak yer almıştır. (M. Semih Gemalmaz. Ulusalüstü İnsan Hakları Hukuku Belgeleri Cilt 1 ve 2. Legal Yayınları. 2010)
Daha birçok insan haklarına dair belgelerde yer alan masumiyet karinesi adil yargılanma hakkının temel unsurudur. Bu unsur bir hâkimin sanığın suç işlediği hakkındaki bir ön yargıyla duruşmaya girmesini engeller.
Suçu ispat yükü suçlayan, itham eden, suç isnat eden iddia makamına ait yükümlülüktür.
Her türlü şüphe; üzerine suç atılan şüpheli veya sanık lehine yorumlanacaktır.
Ceza muhakemesinde ispat yükü bakımından en önemli ilkelerinden biri olan “in dubio pro reo” yani “kuşkudan sanık yararlanır” ilkesi geçerlidir. Sanığın bir suçtan cezalandırılması için suçun kuşkuya yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesine bağlıdır.
İspat yükünün ters çevrilmesi masum sayılma ilkesinin ihlalidir. Eğer sanık susarsa; bu suskunluktan haksız sonuçlar çıkarılamaz ve/veya susmuştur o halde suçludur denilemez.
En önemli sonuçlardan birisi şudur: Masumluk karinesinin muhatapları tüm devlet organlarıdır,........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Daniel Orenstein
Beth Kuhel