Nüfusumuza çökmek, nefesimize çökmektir
Son zamanlarda AKP iktidarı yetkililerinin “nüfus artış” hızımızdaki tehlikeli azalmalardan, boşanmaların artıp evliliklerin azalmalarından, doğurganlığın azalmasından, gayri meşru birlikteliklerin artmasından, ahlaken toplumun tefessüh etmesinden yakınmaya başladığını, bunların toplumun intiharı demek olduğunu, evlenme ve doğumun parasal desteklerle düzeltmeye çalıştıklarını açıklamakta olduklarını görmekteyiz.
AKP’nin tek başına geçen 24 iktidar yılına bakarak, nasıl bir “tecahül-i arifane” sanatı kullandıklarını göstermek için kendilerine sorular sormak istiyoruz:
Zina fiilini suç olmaktan çıkarırken, bunun aile bağlarına olacak olumsuz etkilerini hiç hesaba katmamış mıydınız?
Aile kurumunu “feminist” zihniyetli kişilerin etkisi altına sokarken, bunun getireceği tahribatları hiç akletmemiş miydiniz?
Sizi temsil eden bazı milletvekili ve hukukçuların “aile içinde İslami geleneklerin tamamen silinmesi gerektiğini” söylerlerken bunun ne anlama geldiğini düşünmemiş miydiniz?
Lanetlenmiş eğilimleri bir hastalık kabul etmek esasken, bunların örgütlenip dernekler kurmalarının, oteller ve lokaller açmalarının, aleni lanetli eylemler yapmalarına göz yumulmasının, toplumu nasıl dejenere edeceğini öngörememiş miydiniz?
İstanbul Sözleşmesi isimli, aileyi çökertmeyi amaçlayan belgeleri kabul edip bunu 10 yıla yakın sürede toplumu şekillendirmesini sağlamanın ne tahribatlar yaptığını görmüyor musunuz?
İstanbul Sözleşmesi’ni kaldırdınız ama buna bağlı kanun ve........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Waka Ikeda
Mark Travers Ph.d
John Nosta
Daniel Orenstein