Ukrayna Savaşı, Trump "Barış" planı ve teknik bir savaş incelemesi
"Savaşta amatörler strateji,
profesyoneller lojistik konuşur."
General Omar Bradley,
D-Day Amerikan kuvvetleri komutanı (1944)
ABD başkanı Donald Trump'ın Rus – Ukrayna savaşını bitirmek için hazırlattığı ve daha açıklanmadan basına sızan plan duyulduğundan itibaren gerek Amerika içinde, gerek diğer Batı ülkelerinde sert eleştiriler aldı. Eleştiriler arasında planın Ukrayna için tam bir teslimiyet planı olduğu, tamamen Rus çıkarları doğrultusunda hazırlandığı ve hatta planın Ruslarca hazırlanıp alelacele İngilizceye çevrilerek Amerikan planı olarak sunulduğu iddiaları da var. Ve bu iddialar Trump'ın siyasi destekçisi olması gereken Cumhuriyetçi Parti içinden kimi seslerce de dillendiriliyor.
Şimdilik Trump bu eleştirilere tamamen kulak tıkamış görünüyor. Ukrayna'ya bu "barış" (ya da teslimiyet) planının kabulü için bir hafta süre tanınmış ve soranlara Trump, tam bir umursamazlık içinde "son tarihler verirsiniz, işler iyi giderse onları uzatabilirsiniz" demiş.
Avrupa bu gelişmeler üzerine ayağa kalktı ve kendi mukabil 24 maddelik barış planını yayınladı. ABD'nin aksine, Avrupa'da (İngiltere dahil) Rus yayılmacılığı, bir tehdit olarak algılandığından Avrupa planı Ukrayna cephesini tahkim etmeye daha yakın hükümler kapsıyor. Avrupalılar, Putin Ukrayna'yı alırsa bir sonraki hedefin Baltık ülkeleri olacağına kesin gözüyle baktığından ve uzun vadede Moskova'nın Batı Avrupa'yı bir "inhisar bölgesi" olarak kendine tabi kılmayı isteyeceğini düşündüklerinden Ukrayna'yı tahkime önem veriyor. Sonuçta Trump planını Ukrayna'nın, Avrupa planını ise Rusya'nın kabul etmeyeceği çok belli ve savaş bu şartlar içinde sürecek gibi görünüyor.
Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski 21 Kasım'da Ukrayna halkına yönelik yaptığı kararlılık konuşmasında Ukrayna'nın ya şerefini ya da en büyük müttefikini kaybetmek seçeneği ile karşı karşıya kaldığını söyledi ve Trump planını sert dille reddetmek yerine, bu planı bu haliyle kabul etmeyip "konuşacağını" duyurdu. Amerika'da yapacağı konuşmaların sağır kulaklara hitap edeceği ve pek etkili olmayacağı büyük ihtimal olsa da Zelenski çaresiz şansını deneyecek. 2025 başlarında sertçe azarlanıp kovulduğu Beyaz Saray'da bu kez dinleneceğini umacak. (Bu satırlar yazıldıktan kısa süre sonra Ukrayna ve ABD hükümet yetkililerinin ortak bir barış planında anlaştığı açıklandı. Ama henüz Rusya'dan bir olur gelmedi ve ortada bir ateşkes yok.)
Trump ve Zelenski anlaşamazsa ve sonra Trump Zelenski ve Putin'i bir ortak planda buluşturamazsa ne olacak?
2. Dünya Savaşı'nın büyük komutanlarından Gen. Omar Bradley'in yukarıdaki sözü ile konuya devam edelim. Konumuz Lojistik ilminin de içinde yer aldığı savaş teknolojisi. Herhalde General Bradley bugün yaşasa savaşta profesyonellerin baş döndürücü hızla gelişen askeri teknolojiyi konuştuğunu söylerdi. Bu konudaki gelişmeler ve imkânlar savaşların seyrini değiştirmiş olup orduların savaş yeteneğinin temelini oluştururlar. Halihazırda Ukrayna kuvvetleri kendilerinden kat kat kalabalık bir Rus ordusuna karşı 4 yıla yakın süredir direnebilmiş ve Moskova'ca 2 hafta süreceği planlanmış “özel harekâtı” ciddi bir direnme ve yıpratma savaşına çevirebilmiş ise bunda Batı'dan da aldığı destekle sahip olduğu teknolojik üstünlük ciddi rol oynadı. 2025 başında, Trump'ın iktidara gelmesi ile Ukrayna'ya kesilen Amerikan mali ve silah yardımlarından sonra (bkz. Şek.1) Trump, Ukrayna'yı yola getirmek için, devam eden Amerikan uydu istihbarat ve iletişim desteğini de kesebilir. Ukrayna'nın savaştaki üstün yanı olan dron teknolojisi büyük oranda uydu tabanlı iletişim – istihbarata dayanıyor. Ukrayna bu durumda ne yapacak?
4 yıl önceki Ukrayna ordusu sonsuz gibi görünen Rus zırhlı kollarını o zamanki ABD başkanı Biden'ın verdiği "Javeline" tanksavar füzeleriyle durdurmuştu. Rus stratejisi, Stalin'e atfedilen geleneksel "sayılar da kendi başına bir kalitedir" (Quantity is in itself a quality) anlayışı gereği, teknolojik eksiklerini muazzam sayı fazlaları ile kapatmak istemiş, binlerce tank ve 100 binden fazla asker ile Ukrayna'ya girmişti. Ama savaş başında "dünyadaki en iyi 2. ordu" denen Rus kuvvetleri, kısa süre sonra ve alaycı biçimde "Ukrayna'daki en iyi 2. ordu" diye anılmaya başlandı. Ukrayna, savaşın ilk haftalarındaki şok ve kargaşa içinde kaybettiği % 20 civarındaki topraklarından sonra toparlandı; Odessa'yı almak isteyen Rus ordusunu Dinyeper nehrinin batısından geri kovdu; savaş minimal Rus toprak kazanımlarıyla bir yıpratma savaşına dönüştü. Son "barış" planını açıklarken başkan Trump Ukrayna'ya hitaben ve umursamaz bir edayla "anlaşın, yoksa kalan topraklarınızı da kaybedersiniz" demesine rağmen savaşın seyrinin Ukrayna açısından o kadar da kötü gitmediği söylenebilir. Şek. 2'deki haritalara bakıldığında Kasım 2022'den Şubat 2025'e dek savaştaki Rus toprak kazanımlarını farketmek hayli zor.
Bu süre zarfında Rusya'nın yeni işgal ettiği arazi 8-9.000 km² 'yi geçmemektedir. (Ukrayna topraklarının %1.5'u). Bunlar içinde büyük şehirler yoktur; kasaba ve köyler vardır ve onlar da Rus bombardımanında yanmış yıkılmış ve insansızlaşmış halde Rusya'nın eline geçmiştir. Rusya 2. Dünya Savaşı'nda düşmana terkettiği kendi topraklarına karşı uyguladığı "kavrulmuş toprak" politikasını bu kez belki de işgal ettiği düşman topraklara uyguluyor. Bu süre zarfında Rus ordusu 1 milyon askerden fazla ölü ve yaralı kayıp verdi. Kayıplar ardı arkası kesilmez "et dalgaları" (Rusya'nın alana sürdüğü savunmasız piyade yığınları ile mezbahaya giden kesimlik hayvanlar arasında bağ kuran kara mizahi tabir) şeklinde süren saldırılar nedeniyle verildi (son Pokrovsk saldırısında Rusların havada dron üstünlüğünü ele geçirerek piyadesini kısmen koruma altına aldığı ve o sayede başarılı olduğu da söyleniyor). Eğer Rusya bir demokrasi olsaydı bu kadar az toprak kazanımına ağır can kaybının değip değmediği tartışılırdı. Ama otoriter Putin yönetimi altındaki Rusya'da böyle tartışma yok. Kimi Batılı yorumcular "Ukrayna'nın toprak verip zaman satın aldığını, çünkü uzayan savaşın Rusya aleyhine işleyeceğini" söylüyor. Başlangıçta Ukrayna'ya destek vermekte çok ağır ve isteksiz davranan Batı'nın şimdi (ABD hariç) giderek artan silah desteği ve verdikleri uzun menzilli silahların artık Rusya içinde kullanımına izin vermeleri bu görüşün lehine. (Gerçi Trump Ukrayna'ya silah hibe etmiyor, ama Amerika'dan silah satın alınıp Ukrayna'ya verilmesine de karşı değil!) Öte yandan Rusya'nın cephede kaybettiği çok sayıda tank ve zırhlı aracı yerine koymakta zorlandığı ve giderek artan oranda hurdalıklara terkedilmiş SSCB'den kalma eski tankları kısa bir yenileme sürecinden sonra cepheye gönderdiği de gözleniyor. Bu şekilde giderek daha eski model tankların cepheye sürülmesi Rus savaş kabiliyetini geri götürüyor. Rusya hala açığı daha çok asker ve tankı cepheye sürerek kapatmaya çalışıyor.
Bir haber de Yakutistan'dan (Sibirya'nın kuzeydoğusunda bir federe cumhuriyet) verelim: Yakut makamları savaş gazileri ve ölen askerlerin ailelerine yapılan ödemeleri ödenek yokluğu nedeniyle durdurduğunu açıkladı. Savaşın Rus ekonomisini zorladığı birçok konuda görülüyor. Moskova'nın bu savaşta Rus taşrası ve azınlık etnik halklarına daha ağır yük yüklediği ve bu bölgelerden asker alımlarının daha yoğun olduğu hesaba katılırsa, aylıkların kesilmesi önemli ve bu bölgelerin savaşa katılım şevkini kıracak türden bir haber. Uzak Sibirya ve taşra bölgelerindeki halklar, kendilerine hiç zararı olmamış uzaktaki bir milletle savaşmak için neden bu kadar genç kurban verdiklerini sorgulamaya başlayabilirler (eğer başlamadılarsa!). Moskova büyük merkezlerdeki şehirli Rus halkın rahatını fazlaca kaçırmak istemiyor; asker alımları daha az ve gönüllü esaslı. Şimdiye dek büyük şehirlerdeki Ruslar için savaş TV ekranlarından izledikleri (ve hep zafer haberleri aldıkları!) uzaklardaki bir hadise olarak kaldı; Ukrayna stratejik bombardıman dronlarının geliştirilmesi ve diğer uzun menzilli silahlarla birlikte bunların Rus stratejik hedeflerini vurmasıyla şehirli Rus halkı yakıt kıtlığı ve artan enerji kesintileri gibi hadiseleri yeni yeni yaşamaya başladı ve savaşı ilk kez "kanında ve etinde" hissetti. Tüm bunlar uzayan bir savaşta Rusya için kötü haber.
Bu uzun girişten sonra baştaki sorumuza dönersek: Ukrayna Trump'ın istediği gibi hızlı bir barışa yanaşmaz ve Amerikan uydu istihbarat ve haberleşme desteğinden yoksun kalırsa dayanabilir mi? Gerçi son 1 yıldır hemen hiç ABD yardımı almadan Avrupa'nın kendine yaptığı askeri-mali yardımlarla dayanmaya çalışıyor ve sonuç çok da kötü değil.
Eğer Amerikan uydu desteği kesilirse Ukrayna, yıpratma savaşında başarısının anahtarlarından olan "çeviklik ve haberalma" imkanlarını bir ölçüde kaybedebilir, ama tamamen değil. İlk incelenmesi gereken Avrupalı ülkelerin Ukrayna'nın hizmetine sunabilecekleri askeri uydu gözlem kapasiteleri. Bunlar arasında en güçlüsü Fransa'dan başlayarak gidelim:
Tam askeri gözlem yeteneğine sahip ülkeler arasında ABD’den sonra en güçlülerden biri.
Optik uydular
Helios-1/2 → Askeri optik keşif (1995–2014)
Radar uyduları
Radar (SAR) askeri keşif yeteneği
Radar uyduları (COSMO-SkyMed)
İtalya ayrıca AB kapsamında IMINT (görüntü istihbaratı) paylaşımında aktif.
İngiltere uzun yıllar ABD’ye dayanıyordu ancak artık kendi uydularını geliştiriyor:
Optik ve radar
Şu anda ABD kadar güçlü değil ama bağımsız askeri gözlem kapasitesi var/geliyor.
Optik radar
Radar görüntüleme (çok güçlü)
(2025 Mart'ında yapılan bir açıklamaya göre Ukrayna ile ortak çalışma 2 yıl önce durduruldu. Sebep açıklanmadı.)
Copernicus / Sentinel uyduları
Sivil amaçlı ama birçok AB ülkesi askerî amaçla da kullanıyor (çift kullanım).
Bu uyduların çoğu Ukrayna'ya askeri istihbarat ve gözlem imkanı sunabilir. Ayrıca Ukrayna birçok sivil şirketten uydu desteği sağlamaktadır. Ne var ki bunların çoğu Amerikalıdır. ABD – Ukrayna işbirliğinin kesilmesi halinde bu şirketlere engel konabilir. Daha az sayıda aşağıdaki Avrupalı şirketlerin uydu desteği sürebilir.
ICEYE
Airbus Defence & Space
En yüksek çözünürlüklülerden biri.
SatVu (küçük termal uydu girişimi)
Ancak bir Amerikalı sivil uydu sistemi var ki, eğer onun desteği kesilirse Ukrayna'nın ona alternatif bulması zor görünüyor. Bu Elon Musk'ın sahibi olduğu "Starlink" uydu sistemidir. Çok hızlı İnternet erişimi sağlar. Ukrayna bu sistemi kullanarak merkez-cephe ve cephedeki farklı kuvvetler arasında hızlı komuta-eşgüdüm sağlıyor. Bu sistemin kapanması Ukrayna komuta sistemini ve Ukrayna kuvvetlerinin vur-kaç şeklinde çevik hamlelerini hayli yavaşlatabilir. Ukrayna, üstün Rus silah, birlik ve araç sayıları karşısında direnişini bu çevikliğine, hızlı istihbarat akışına ve onu çok hızlı ve iyi değerlendirişine borçlu.
Özetle:
Görüldüğü gibi Amerikan uydularının Avrupalı yedekleri vardır. Avrupa Ukrayna'ya yardım ettiği sürece (ki bunun zorlayıcı nedenlerini yukarıda konuştuk) Ukrayna uydudan veri akışı alır.
Ukrayna’nın Bugün Kullandığı Uydu İstihbaratının Yaklaşık Dağılımı Şöyle:
ABD’den gelen askeri uydu istihbaratı (en kritik kısım)
Bu kanal giderse → Ukrayna’nın stratejik erken uyarı ve yüksek çözünürlüklü askeri analiz gücünün ~@–50’si kaybolur.
ABD yönetimi yasaklarsa (Maxar, Planet, BlackSky, Capella):
Bu da Ukrayna’nın taktik istihbaratının bir diğer ~0’unu götürür.
ABD dışı kaynaklardan kalanlar:
ABD çekilse bile Ukrayna tamamen kör olmaz, çünkü elinde şu kaynaklar kalır:
Bu, Ukrayna'nın görsel/savaş alanı taktik istihbarat gücünün yaklaşık –25’ini korur.
Bu da ~ civarı ilave kapasite sağlar.
Toplam Özet — Ne kadar kayıp olur?
Ukrayna
istihbaratındaki pay
Ama kalan 0’luk bölüm sayesinde tamamen kör olmaz.
Kör olmaz çünkü:
Ama hız, kapsam ve hassas hedefleme kabiliyeti düşer.
En önemli fark ne olur?
ABD’nin katkısı sadece görüntü değil:
• hedef analizi
• koordinat üretimi
• füze/İHA için anlık istihbarat
• stratejik erken uyarı
• geniş alan anlık tarama
• Rus füzeleri ve birlik hareketleri hakkında tahmin modelleri
Tüm bunların yokluğu Ukrayna’nın savaş performansını dramatik şekilde azaltır.
Önce temel: HIMARS / ATACMS neye dayanıyor?
Kabaca vuruş zinciri:
........


















































