Bir aydınlanma ve kalkınma projesi olarak Cumhuriyetin ekonomik kazanımları
Cumhuriyetimizin 102’nci yaşını büyük bir coşkuyla kutladık. Bu vesileyle, başta ulu önder Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, Cumhuriyeti bize kazandıran kadrolara minnet ve şükranlarımızı sunuyoruz.
Cumhuriyet sadece bir aydınlanma ve çağdaş uygarlık seviyesini yakalama projesi değil, aynı zamanda ülkemizin ekonomik bağımsızlığını sağlamayı ve toplumun refahını artırmayı hedefleyen bir projedir. Bu nedenle, içinde bulunduğumuz Cumhuriyet haftasında, Atatürk'ün ekonomi vizyonunu genel hatlarıyla değerlendirmekte fayda olduğunu düşünüyorum.
Genç Cumhuriyet, on yıllardır süren savaşlar sonucunda, sadece toprak değil, insan ve fiziksel sermaye anlamında da çok büyük kayıplar yaşamış olan bir ülkeyi devraldı. Geleneksel olarak tarıma ve ticarete dayalı bir ekonomik yapıya sahip olan Osmanlı İmparatorluğu, 19’uncu yüzyılda sanayi devrimini neredeyse tamamen kaçırdı. İmparatorluğun son döneminde, ulaştırma, madencilik, uluslararası ticaret ve bankacılık gibi hayati öneme sahip sektörler, ağırlıkla yabancıların elindeydi. Finans ve ticaret başta olmak üzere birçok sektörde yerli yatırımcılar, ağırlıkla azınlıklardan teşekkül ediyordu. Osmanlı’nın dağılma ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulma aşamalarında, azınlıkların önemli bir kısmının başka ülkelere göç etmesiyle, genç Cumhuriyet, çiftçilik, zanaatkârlık ve küçük boyutlu ticaretten başka bir şey bilmeyen, yorgun ve tükenmiş bir nüfusla baş başa kaldı.
Atatürk ve arkadaşları, ulusal egemenlik ve tam bağımsızlık için, milli ekonominin güçlenmesi gerektiğinin farkındaydı. Cumhuriyet ilan edilmeden 8 ay önce toplanan İzmir İktisat Kongresi, önceliklerin doğru olarak belirlendiğinin en önemli........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Daniel Orenstein
John Nosta
Joshua Schultheis
Rachel Marsden