Risale-i Nur, kendi sadık ve sebatkâr şakirdlerine kazandırdığı çok büyük kâr ve kazanç ve pek çok kıymettar neticeye mukabil fiyat olarak o şakirdlerden tam ve hâlis bir sadâkat ve dâimî ve sarsılmaz bir sebat ister.

Evet, Risale-i Nur on beş senede kazanılan kuvvetli iman-ı tahkikîyi on beş haftada ve bazılara on beş günde kazandırdığını, yirmi senede yirmi bin zat tecrübeleriyle şehadet ederler.

Hem iştirak-i a’mâl-i uhreviye düsturuyla, her bir şakirdine, her bir günde binler hâlis lisanlar ile edilen makbul duaları ve binler ehl-i salâhatin işledikleri a’mâl-i salihanın misil sevaplarını kazandırıp, her bir hakikî, sadık ve sebatkâr şakirdini amelce binler adam hükmüne getirdiğini, kerametkârâne ve takdirkârâne İmam-ı Ali Radıyallahü Anhın üç ihbarı ve keramet-i gaybiye-i Gavs-ı A’zam’daki (ks) tahsinkârâne ve teşvikkârâne beşareti ve Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyan’ın kuvvetli işaretiyle o hâlis şakirdler ehl-i saadet ve ashab-ı Cennet olacaklarına müjdesi pek kat’î ispat ederler. Elbette böyle bir kazanç, öyle bir fiyat ister.

Madem hakikat budur; Risale-i Nur dairesinin yakınında bulunan ehl-i ilim ve ehl-i tarikat ve sofîmeşreb zatlar, onun cereyanına girmek ve ilim ve tarikatten gelen eski sermayeleriyle ona kuvvet vermek ve genişlemesine çalışmak ve şakirdlerini teşvik etmek ve bir buz parçası olan enaniyetini, tam bir havuzu kazanmak için o dairedeki âb-ı hayat havuzuna atıp eritmek gerektir ve elzemdir. Yoksa Risale-i Nur’a karşı rakibâne başka bir çığır açmakla hem o zarar eder hem bu müstakim ve metin cadde-i Kur’âniyeye bilmeyerek zarar verir; zındıkaya bir nevi yardım olur.

Kastamonu Lahikası, 77. mektup, s. 127

LÛ­GAT­ÇE:

a’mâl-i saliha: salih ameller, Allah’ın rızasına uygun yapılmış iyi ve hayırlı işler.

beşaret: müjde.

ehl-i salâhat: salih kimseler, namuslu, doğru, adaletli olan kimseler.

enaniyet: benlik.

iman-ı tahkikî: tahkikî iman, delillere dayanan ve şüpheler karşısında sarsılmayan iman.

iştirak-i a’mâl-i uhreviye: ahiretle ilgili amellerde ortaklık, birbirinin sevabından hissedar olmak.

keramet-i gaybiye-i Gavs-ı A’zam: en büyük gavs olan Abdülkadir-i Geylânî Hazretlerinin gaybî kerameti, istikbal ile alâkalı kerameti; Risale-i Nur’dan gaybî bir şekilde haber vermesini konu alan

Sekizinci Lem’a.

sebatkâr: sebat eden.

şakird: talebe.

tahsinkârâne: beğenircesine, alkışlarcasına.

QOSHE - Risale-i Nur, tam ve halis bir sadakat ister - Risale-i Nurdan
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Risale-i Nur, tam ve halis bir sadakat ister

7 11
06.04.2024

Risale-i Nur, kendi sadık ve sebatkâr şakirdlerine kazandırdığı çok büyük kâr ve kazanç ve pek çok kıymettar neticeye mukabil fiyat olarak o şakirdlerden tam ve hâlis bir sadâkat ve dâimî ve sarsılmaz bir sebat ister.

Evet, Risale-i Nur on beş senede kazanılan kuvvetli iman-ı tahkikîyi on beş haftada ve bazılara on beş günde kazandırdığını, yirmi senede yirmi bin zat tecrübeleriyle şehadet ederler.

Hem iştirak-i a’mâl-i uhreviye düsturuyla, her bir şakirdine, her bir günde binler hâlis lisanlar ile edilen makbul duaları ve binler ehl-i salâhatin işledikleri a’mâl-i salihanın misil sevaplarını kazandırıp, her bir hakikî, sadık ve sebatkâr şakirdini amelce binler adam hükmüne getirdiğini, kerametkârâne ve takdirkârâne İmam-ı Ali Radıyallahü Anhın üç ihbarı ve keramet-i gaybiye-i Gavs-ı........

© Yeni Asya


Get it on Google Play