Yalnızlık arzusu: Kendine kalmanın tesellisi
Diğer
21 Ekim 2025
Birçok düşünür yalnızlığa güzelleme yaparak yalnızlığı bir tür kendinden değer yaratma olanağı olarak görüyor. Ancak insanın sosyal ya da politik bir hayvan olduğu düşünülecek olursa yalnız kalma ihtiyacının bir yerde psikolojik bir geri çekilme olduğunu düşünemez miyiz? Toplumsal alanlarda hissedilen sorumluluk baskısı bir raddede “kaçış” ihtiyacını doğurmaz mı? Evet, yalnız kalma ihtiyacı günümüz koşullarında terapötik bir süreci yardıma çağırmak ihtiyacından da ortaya çıkabilir; ancak insan zihinsel ve bedensel yapısı gereği tam anlamıyla yalnız kalma becerisi de gösteremez. Bu ancak bir arzu olarak davranışlarımızı belirler. İnsan ne kadar bedensel anlamda sosyal alanlardan ayrı kalsa da zihninde mutlaka bir kalabalığın içinde yaşamaya devam edecektir. Yalnızlık yalnız yaşamak demekse bu sadece entim alanlarla ilgilidir. Mahremiyetinde yalnız kalmak insana huzur verebilir belki ancak zihinsel olarak yalnızlığın olanaklı olduğu pek söylenemez. O zaman yalnızlık arayışı sadece bir tepki mi?
Birçok düşünür (örneğin Pascal, Schopenhauer, Nietzsche, Thoreau, Kierkegaard) yalnızlığı neredeyse varoluşsal bir ayrıcalık, bir içsel derinliğe inme biçimi olarak yüceltmiştir. Bu düşüncelerin arkasında genellikle: toplumun yüzeyselliğinden kaçış arzusu, bireysel özerkliğe ve düşünsel bağımsızlığa ulaşma isteği, kendini tanıma ve anlama sürecinin sosyal uyarıcılardan arındırılması gerekliliği gibi nedenler yatar.
Ancak burada bir kırılma noktası var. O da, insanın doğası gereği sosyal bir varlık olması. Aristoteles’in “zoon politikon” tanımı, insanı sadece sosyal değil, politik bir varlık olarak da tanımlar. Yani başkalarıyla birlikte anlam kuran,........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Gideon Levy
John Nosta
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Daniel Orenstein