menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Politika ve liderlik anlayışının dönüşümü

13 1
28.10.2025

Diğer

28 Ekim 2025

Politik farklılıkların toplumları çatışmalı bir ayrışmanın ortasına attığı zamanlardan geçiyoruz. Politik derken aslında bunun arkasında tam anlamıyla politik nedenler bile yok. Yaralanma ve yaranma, ya da zarar görme ve yararlanma durumları insanları kendi gibi olanlara yönelten bir dürtüye dönüşüyor; bunun adı da politika değil elbette... Bir kişi bir taraftan zarar görmüşse eğer, onun etrafında şekillenen her türlü sosyal karaktere karşı bir tepki koymayı kendine vazife sayar. Diğer yandan eğer bir kişi bir yerden yarar sağlamışsa yine aynı şekilde buraya karşı bir yaranma ve müteşekkir olma davranışı geliştirir. Her iki durum da, yani yaralanma ve yaranma – aslında içsel bir nedenin eğilimleri sayılır. Bu durumda politik diye adlandırdığımız bu saflaşmalar aslında her zaman için kaygan bir durum arz eder. Hıncın ve hayranlığın bu iki içsel eğilimle şekil alması politik tavrın anlamsızlaştığı sonucunu doğurur mu?

Yaralanma ve yaranma kavramlarını akla getirmemdeki neden politik olanın mutlaka psikolojik temeli olduğu kanısına varmamdır. Bugün ideolojik temelde kendine politik görüş sağlayan insan sayısı oldukça az. Kitlelerin politik oluşumlara ilişkin kararları büyük oranda gündelik düz anlamlara yönelik sempatiyle belirlenir. Bununla birlikte günümüz politik kutuplaşmaları çoğu zaman rasyonel çıkar hesaplarından çok, bireylerin yaşadıkları duygusal deneyimlere dayanıyor. Yaralanma (mağduriyet, travma, dışlanma) açısından bakacak olursak kişi bir grup ya da ideoloji tarafından doğrudan ya da dolaylı olarak zarar gördüğünü düşünür. Bu zarar maddi değilse bile psikolojik, sosyal ya da sembolik olabilir. Yaranma (fayda sağlama) açısından bakacak olursak; kişi bir grup ya da yapıdan........

© T24