Diğer

T24 Haftalık Yazarı

03 Aralık 2023

Daha Dilan Polat - Engin Polat ve fenomenler lokmasını yutamamışken şimdi de Fatih Terim Fonu ortalığı kattı karıştırdı. Ancak bu sefer lokma çok büyük. Henüz kimin mağdur, kimin fail olduğu bile belli değil. Gerçi MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli grup toplantısında, "Faiz geliri elde etmek için tertip edilmiş fon ve finans oyunları, milyon dolarlarını bu fonlarına bağlayan tanınmış simalar, bunlara çanak tutan sahtekâr bankacılar, saçlarına dolardan bukleler yapan soytarılar, milletimizde haklı öfkeye neden olmaktadır. Toplumsal arınma, siyasi aklanma, ertelenemez yükümlülüğümüzdür," diyerek konunun başrolüne tanınmış simalar, sahtekâr bankacılar ve soytarıları koydu ama konu böyle kapanacak gibi görünmüyor. Malum konunun içinde bir de DenizBank gibi bir banka, yardım isteyen futbolcuların ricalarını kırmayarak bankanın genel müdürüne haber gönderen Cumhurbaşkanı Erdoğan -İletişim Başkanlığı'ndan henüz yalanlama gelmediğine göre doğru kabul edebiliriz-, haberi ilettiği söylenen eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da dahil pek çok isim var. Bakalım işi nereye kadar gidecek?

Konunun günah keçisi banka müdürü Seçil Erzan'ın banka içindeki para alışverişlerinin görüntüleri ve bazı banka çalışanlarının da imzaladığı antetli kağıtlar DenizBank'ın bu işin neresinde olduğu sorusunu doğuruyor doğal olarak. Banka, bu işin kendileriyle hiçbir ilişkisi olmadığını iddia ediyor. Anlaşılan yapılan, kurumsal bir yapı içinde hür teşebbüs faaliyeti! Ancak aksinin kanıtlanması durumu akla ister istemez İmar Bank vakasını getiriyor.

Mudilerine inanılmaz düzeyde faiz getirisi sözü veren İmar Bankası'nın kayıt dışı mevduat soygunuyla varını yoğunu satıp bankaya yatıran 22 bin 500 kişi bir gecede İmarzede mertebesine yükselmişti 2003'te. BDDK'nın verilerine göre 2001'den sonra uyarılmasına rağmen Uzan Ailesi'ne ait olan İmar Bankası, 616 trilyon lira, 17,5 milyon dolar ve 9,4 milyon Euro'luk mevduatı off-shore'dan tasarruf mevduatına dönüştürmüş, açığa devlet tahvili ve hazine bonosu satışıyla da 728,4 trilyon lira elde etmişti. Uzanlar sadece 2003'ün ilk beş ayında 125 trilyon lira vergi kaçırmıştı. Şirketlerine hızla el konulan Uzan ailesinin medya yüzü Cem Uzan çareyi siyasetin koruyucu şemsiyesi altına girmekte bulmuştu. Uzan, yeni kurduğu Genç Parti ile siyasete hızlı girmiş ve tıpkı bankanın yüksek faiz reklamlarında olduğu gibi, gençlere ve yoksullara asla yerine getirmeyeceği vaatlerde bulunmuş, genel seçimlerde de yüzde 7,25 oy almıştı.

12 Eylül 1980 darbesinden sonra patlayan banker skandalını milat alırsak, kitlesel dolandırıcılık vakaları da mağdurların sayısı da katlanarak artıyor. Ana yolda kendilerine hiçbir çıkış görmeyen başta genç insanlar olmak üzere en alttakiler arka yollarda kendilerine bir çıkış arıyorlar.

Üç gün önce Zonguldak'ta, 35 kişiyi para kazandırma vaadiyle 10 milyon 800 bin lira dolandıran beş kişilik bir çete yakalandı. Oysa bundan iki yıl önce, başrolünde eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile fotoğraflılardan Faruk Fatih Özer'in olduğu Thodex vurgunu yaşanmıştı. Yüksek gelir vadeden Özer, 2 milyar dolarlık müşteri hesaplarını boşaltarak yurtdışına kaçmıştı.

Dolandırılanların kimliği ve dolandırılan miktarın büyüklüğü ile artık haber oluyor saadet zinciri vakaları. 2012'de, Gaziantep'te yaşanan Nilfa Kobi AŞ olayını kim hatırlıyor mesela? Ne SPK'da ne borsada hiçbir kaydı bulunmayan şirket dört ayda yüzde 45 getiri vadederek dört ayda 3 bin kişiden 40 milyon dolar toplayarak sırra kadem basmıştı.

Ya da 2011'deki Flexkom vakası. Wee Conomy ismi ile piyasaya giren şirketin sloganı, "Üye getir para kazan"dı. 40 bin kişiden 30 milyon liraya yakın para toplayanlar da bir anda ortadan yok olmuştu.

Anadolu Farm, Solucan Bank, Tanker Bank, Fons Gıda Tarım ve Hayvancılık, TurkeyMMM, Coinspace, Epitelyum, Detay Maxinet, SAS Enerji, BDDK tarafından lisans verilen elektronik para ve ödeme kuruluşlarının arasında yer almadığı halde Turcoin ile gündeme gelen Hipper AŞ, 81 ilde örgütlenerek 36 bin kadını dolandırdığı iddia edilen AVA İşyerim, Mağdurları ev kadınları, uzman çavuş ve öğretmenler mağdur olduğu söylenen Kazandıran Paketler, 10 binin üzerinde mağdurdan 100 milyon lira toplayan Deterjan Pazarı… Yine saadet zinciri Hik Online mesela. Mağdurlardan biri sikayetvar.com sitesinde şöyle yazıyor:

"Hik online diye bir sisteme üye olduk ama Hik online sitesi kapandı ve gönderdiğimiz paralar da gitti Binance TR'den gönderim sağladık ama hesap kime ait olduğu bilinmiyor burada sadece ben değil tüm Türkiye mağdur edildi yatırdığım 523 USDT Binance TR hesabıma iadesini talep ediyorum."

Son on yıldaki zincir dolandırıcılık faaliyetlerinden sadece birkaçı bunlar. Hatırladığımız ise 2016'da meydana gelen Çiftlik Bank olayı. Açılışlarına belediye başkanlarının, kaymakamların, koca koca profesörlerin katıldığı Çiftlik Bank oysa sadece bir sosyal medya oyunundan esinlenerek kurulmuştu. Sermaye Piyasası Kurulu'nun raporuna göre, Mehmet Aydın, Çiftlik Bank "yatırımıyla" 2016-2017 arasında 77 bin 843 kişiden 511,7 milyon lira toplamıştı. Hayal tüccarı Aydın iş patlayınca yurtdışına kaçmasa, kaçtığı yerden de paraları nasıl yediğini gösteren paylaşımlar yapmasa muhtemelen Çiftlik Bank ve mağdurları olan çiftçileri de kimse hatırlamayacaktı.

Türkiye hızlı ve yüksek faizle para kazanma tarihine baktığımızda kuşkusuz en büyük skandal, 12 Eylül 1980 askeri darbesi öncesi yükselen ve darbenin hemen sonrasında da yükseldiği gibi hızla çöken banker olayıydı. Tamamına yakını orta sınıftan mağdurların sayısının 300 bin civarında olduğu tahmin ediliyor. Olayın ardından dönemin Maliye Bakanı Kaya Erdem, "Vatandaş üç-beş kuruş fazla kazanmak için kumar oynamıştır," demişti. O sırada ülkede enflasyon yüzde 27 ve kısa sürede yüzde 100'e doğru gideceği de açıkça görünüyordu. Ekonomik kriz gittikçe ağırlaşırken, ortaya dökülen vakalara rağmen önümüzdeki yıllarda da kendine çıkış yolu arayan pek çok kişinin dolandırıldığı saadet zinciri vakalarını görmeye devam edeceğiz. İnsanların kandırılmaya bu kadar açık olmalarından çok daha dikkate değer olan, sistemin her gün bir yenisi ortaya dökülen bu saadet zincirlerini neredeyse destekliyor olması.

Şengün Kılıç kimdir?

Şengün Kılıç, Gazi Üniversitesi, Maliye Fakültesi'nden mezun oldu. Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Opera Anasanat Dalı'na devam etti.

1986 yılında gazeteciliğe başladı. Çeşitli gazete, dergi, radyo ve televizyonlarda muhabirlik, editörlük ve haber müdürlüğü yaptı.

Biz ve Onlar/Türkiye'de Etnik Ayrımcılık (1992, Metis Yayınları), Beyaz Bir Düş (2004, Epsilon Yayınları), Sinemada Ulusal Tavır/Halit Refiğ Kitabı (2006, İş Kültür Yayınları), Erozyon Dede, Hayrettin Karaca Kitabı (2008, İş Kültür Yayınları), CHP'li Yıllar 1946-1992 (2010, İş Kültür Yayınları), Hayatım Mücadeleyle Geçti/Kemal Kurdaş Kitabı (2010, İş Kültür Yayınları), Çayın 90 Yılı (2014, Kesişim Yayınları), Haberde Yargı/Yargı Haberciliği Elkitabı (2019, bianet), Kadehlerdeki Dudak İzleri (2002, Overteam,) adlı kitapları yayımlandı.

Muhtemelen Chakar, Ruhi Su gibi bir provadan polis marifetiyle alınıp hapse götürülmeyecek ama görünen o ki, Kürtlere ve HEDEP ile iş birliği riski taşıyan CHP’ye hiza verilmek için üzerinde epey tepinilecek. O zaman açalım soruna kadar Parsifal’i

Yeni asgari ücret ne olacak, artan vergiler kimin üzerine yıkılacak? 12 Mart'tan 12 Eylül'e, 12 Eylül'den 2023'e budana budana kuşa dönen işçi hakları daha ne kadar budanabilir?

Türk sağının Filistin'le "bunlar komünist terörist" diye başladığı ilişkide kat ettiği mesafe şaşkınlık verici. Daha doğrusu eski sağla yeni sağ arasındaki değişimi görmek şaşkınlık verici

© Tüm hakları saklıdır.

QOSHE - Sınıfına göre dolandırıcılık - Şengün Kılıç
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Sınıfına göre dolandırıcılık

22 22
03.12.2023

Diğer

T24 Haftalık Yazarı

03 Aralık 2023

Daha Dilan Polat - Engin Polat ve fenomenler lokmasını yutamamışken şimdi de Fatih Terim Fonu ortalığı kattı karıştırdı. Ancak bu sefer lokma çok büyük. Henüz kimin mağdur, kimin fail olduğu bile belli değil. Gerçi MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli grup toplantısında, "Faiz geliri elde etmek için tertip edilmiş fon ve finans oyunları, milyon dolarlarını bu fonlarına bağlayan tanınmış simalar, bunlara çanak tutan sahtekâr bankacılar, saçlarına dolardan bukleler yapan soytarılar, milletimizde haklı öfkeye neden olmaktadır. Toplumsal arınma, siyasi aklanma, ertelenemez yükümlülüğümüzdür," diyerek konunun başrolüne tanınmış simalar, sahtekâr bankacılar ve soytarıları koydu ama konu böyle kapanacak gibi görünmüyor. Malum konunun içinde bir de DenizBank gibi bir banka, yardım isteyen futbolcuların ricalarını kırmayarak bankanın genel müdürüne haber gönderen Cumhurbaşkanı Erdoğan -İletişim Başkanlığı'ndan henüz yalanlama gelmediğine göre doğru kabul edebiliriz-, haberi ilettiği söylenen eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da dahil pek çok isim var. Bakalım işi nereye kadar gidecek?

Konunun günah keçisi banka müdürü Seçil Erzan'ın banka içindeki para alışverişlerinin görüntüleri ve bazı banka çalışanlarının da imzaladığı antetli kağıtlar DenizBank'ın bu işin neresinde olduğu sorusunu doğuruyor doğal olarak. Banka, bu işin kendileriyle hiçbir ilişkisi olmadığını iddia ediyor. Anlaşılan yapılan, kurumsal bir yapı içinde hür teşebbüs faaliyeti! Ancak aksinin kanıtlanması durumu akla ister istemez İmar Bank vakasını getiriyor.

Mudilerine inanılmaz düzeyde faiz getirisi sözü veren İmar Bankası'nın kayıt dışı mevduat soygunuyla varını yoğunu satıp bankaya yatıran 22 bin 500 kişi bir gecede İmarzede mertebesine yükselmişti 2003'te. BDDK'nın verilerine göre 2001'den sonra uyarılmasına rağmen Uzan Ailesi'ne ait olan İmar Bankası, 616 trilyon lira, 17,5 milyon dolar ve 9,4 milyon Euro'luk mevduatı off-shore'dan tasarruf mevduatına dönüştürmüş, açığa devlet tahvili ve hazine bonosu satışıyla da 728,4 trilyon lira elde etmişti. Uzanlar sadece 2003'ün ilk beş ayında 125 trilyon lira vergi kaçırmıştı. Şirketlerine hızla el konulan Uzan ailesinin medya yüzü Cem Uzan çareyi siyasetin koruyucu şemsiyesi altına girmekte bulmuştu. Uzan, yeni kurduğu Genç Parti ile siyasete hızlı girmiş ve tıpkı bankanın yüksek faiz reklamlarında olduğu gibi, gençlere ve yoksullara asla yerine getirmeyeceği vaatlerde bulunmuş, genel seçimlerde de yüzde 7,25 oy almıştı.

12 Eylül 1980 darbesinden sonra patlayan banker........

© T24


Get it on Google Play