İNZİBAT BAŞÇAVUŞ: “BASARIM LAN BASINA!”
Ben de o dönemde bu karanlık günlerin tanıklarından biriydim. Günaydın Gazetesi’nde çalışıyordum. Habercilik alışkanlıklarımızı kökten değiştiren bir dönemdi.
Sıkıyönetim Komutanlığı’ndan arka arkaya bildiriler geliyor, yayın yasaklarıyla gazetecilik neredeyse imkânsız hale geliyordu. Haberi nasıl yazacağımızı, hangi başlığı atacağımızı bile bilemez hale gelmiştik.
En büyük sıkıntımız, gece mesaileri sonrası eve nasıl döneceğimizdi. Daha önce sıkıyönetim vardı ama sokağa çıkma yasağı yoktu. 12 Eylül yönetimi ise gece 23.00’ten sonra yasağı getirdi. Ankara sokakları akşam 20.00’de bomboş kalıyordu. Hayat durma noktasına gelmişti.
Gazeteciler olarak çoğu zaman sabah 06.30’a kadar iş yerinde beklemek zorunda kalıyorduk. Sonradan bize “izin belgeleri” verildi ama o bile çoğu kez işe yaramadı.
O Unutulmaz Gece
Bir gece, işimizi bitirip eve dönmek üzere servis aracına bindik. Radyoevi önünde askerler durdurdu. Hepimizi indirdiler, kimliklerimizi tek tek kontrol ettiler. 20-25 dakika süren bu prosedür Meclis önünde tekrarlandı. Çankaya Köşkü’ne yaklaştığımızda yine durdurulduk ve yine aynı manzara.
Orada görevli bir başçavuşa, “Komutanım biz gazeteciyiz, izin belgelerimiz var. İki kez kontrolden geçtik, artık evimize gitmemize izin verin” dedim.
Başçavuş önce mesleğimizi sordu. “Basın........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein