İlkokul 5. sınıflara derse girdiğim bir gün öğrencilerime sordum:

Çocuklar, ileride yurt dışına kimler gitmek istiyor?

14 kişilik sınıftan tam 11 kişi yurt dışına gitmek istediğini belirtti. Bu çocuklar sadece 11 yaşında idiler. Düşünebiliyor musunuz, 11 yaşındaki 14 çocuğun 11 tanesi, bırakın ilerisini, fırsatını bulduğu anda yurt dışına gitmek istediğini söylediler.

Bu kadar ciddi bir oranla karşılaşınca, herhalde sorumun ciddiyetini anlamadılar diye düşündüm. Konuyu biraz daha açtım;

Bakın çocuklar, yurt dışına kalıcı olarak gitmekten bahsediyorum. Anne-babanızı, ailenizi, arkadaşlarınızı artık fazla göremeyeceksiniz. Kendi doğup büyüdüğünüz ülkenizden, tanımadığınız başka bir ülkeye, tanımadığınız başka insanların arasına gideceksiniz. Yine de emin misiniz gitmek istediğinizden?
Çocukların verdiği cevaplardan, gerçekten de bilinçli olarak konuştuklarını anlamıştım. Bu durumda bu kez gitme nedenlerini sordum. Büyük çoğunluğu ekonomik sebeplerden bahsetti. Maalesef daha 11 yaşındaki bu çocuklar, ülkenin gelecekte kendilerine ekonomik anlamda yeterli geleceğine inanmıyorlardı. Emeklerinin karşılığını alacaklarını düşünmüyorlardı.

Konu sadece ekonomik de değildi. İnanın daha 11 yaşındaki çocukların konuşmalarını dinlerken, ne kadar farkındalıklarının yüksek olduğunu şaşkınlıkla anlamıştım.

Mesela bir kısmı konunun sadece ekonomik olmadığını, huzurlu ve mutlu bir ülkede yaşamak istediklerini, özellikle kanunlara herkesin uyduğu toplumsal düzenin bozulmadığı bir ülke hayal ettiklerini söylediler. E tabii ki her akşam haberlerde en basit sebepten işlenen cinayetleri, sonra bu suçluların, ciddi cezalar almadığı, hatta doğru düzgün ceza bile almadığını gören çocuklar, ister istemez kendilerini huzur ve güvende hissedecekleri bir geleceğin hayalini kuruyorlardı.

Zaten birçoğu ülkelerin refah düzeyini, verilen maaşları ve yaşam koşullarını bile araştırmışlar. Ülke ülke şuraya gitsem bu kadar kazanırım, buraya gitsem bu kadar kazanırım diyorlardı.

İnsan tabii ki ülkesinin geleceği adına dehşete düşüyor, duydukları karşısında. Daha 5. sınıfa giden çocukların bu kadar bilinçli ve anlamlı bir şekilde yurt dışına ve üstelik kalıcı bir şekilde gitmek istemesi, geleceğimiz adına en büyük tehlike. Giden çocuklarımız değil. Kaçan, gençlerimiz değil. Ülkenin geleceği gidiyor aslında. Doktorumuz, öğretmenimiz, mühendisimiz, yazılımcımız gidiyor. Gidip başka ülkelerin geleceği olacaklar. Bu durum insanı kahrediyor.

Ekonomik refahıyla, toplumsal huzuruyla, insanına gelecek vaat eden bir ülke ortaya koyabildik mi diye payı olan herkesin oturup düşünmesi ve bu durumun ızdırabını duyması gerekli. Ve bu çocukların, gençlerin, kendi vatanlarının, bizim ülkemizin geleceği olması için, sorumluluklarını eksiksiz yapmaları boyunlarının borcudur.

QOSHE - Geleceği kaçan ülke - Harun Yapıcı
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Geleceği kaçan ülke

5 1
21.01.2024

İlkokul 5. sınıflara derse girdiğim bir gün öğrencilerime sordum:

Çocuklar, ileride yurt dışına kimler gitmek istiyor?

14 kişilik sınıftan tam 11 kişi yurt dışına gitmek istediğini belirtti. Bu çocuklar sadece 11 yaşında idiler. Düşünebiliyor musunuz, 11 yaşındaki 14 çocuğun 11 tanesi, bırakın ilerisini, fırsatını bulduğu anda yurt dışına gitmek istediğini söylediler.

Bu kadar ciddi bir oranla karşılaşınca, herhalde sorumun ciddiyetini anlamadılar diye düşündüm. Konuyu biraz daha açtım;

Bakın çocuklar, yurt dışına kalıcı olarak gitmekten bahsediyorum. Anne-babanızı, ailenizi, arkadaşlarınızı artık fazla göremeyeceksiniz. Kendi doğup büyüdüğünüz ülkenizden, tanımadığınız başka bir ülkeye, tanımadığınız başka insanların arasına gideceksiniz. Yine de emin misiniz gitmek istediğinizden?
Çocukların verdiği cevaplardan, gerçekten de bilinçli olarak konuştuklarını anlamıştım. Bu durumda bu kez gitme........

© Milli Gazete


Get it on Google Play