Yaklaşık bir buçuk aydır gece gündüz hep Gazze cihadına odaklanmış bulunuyoruz. Yapabileceklerimizi yapıyorken dillerimizle de dualar gönderiyoruz.

Yapılan mücadelelerin haberleri geldikçe biz hep Çanakkale Zaferimizi hatırlıyoruz.

O kadar çok benzer yönleri var ki…

Bir defa savaşan tarafların güçlerindeki büyük orantısızlık iki savaşın en önemli benzer yönünü oluşturuyor. Balkan Savaşlarında neredeyse her şeyini kaybetmiş, hayalet haline gelmiş Osmanlı ordusunun mücadelesi. Onlarca yıldır acımasız bir abluka ile çevrilmiş, iğneden ipliğe denetimlerle edinim yapabilen Filistin’in bir bölgesi olan Gazze’nin mücadelesi.

Her iki savaşta da düşman tarafı devrin süperlerinin birleşik güçleri. Çanakkale Savaşı’nda İngiliz, Fransız, Rus ve onların sömürgelerinden getirilen modern silahlarla donatılmış orduları. Gazze’nin karşısında ise devrin süper güçleri Amerika ve Sömürgeci batılı devletlerin sınırsız asker ve modern silah desteğini almış Siyonist İsrail.

Bir yönü de her iki savaştaki düşman taraf; mağrur, kendinden emin, akla hayale gelmeyecek şekilde mağdur tarafı tehdit ederek küçümseyen komuta heyeti tarafından yönetiliyor.

Çanakkale’de düşman savaş kaide ve kurallarını hiçe sayan, sivil yerleşim, cami, hastane ayırt etmeden bombardımana tabi tutan ama bunların hesabının sorulamadığı suçlular ordusu. Gazze’de de aynı suçları pervasızca dünyanın gözü önünde işleyen, bebek, çocuk, hasta, yaralı, sivil ayırımı yapmadan, hastane, ibadethane, cami, sivil yerleşim, mülteci kampı demeden, üstelik yasak silahları kullanarak katliam yapan suçlular ordusu.

Çanakkale’de Mehmetçiğin çelik yüzer kale diye karşısına getirilen modern savaş gemilerinin, yaklaşık üçte birini batırarak bu yüzen çelik gemilerin çelik tabut görevi yaparak, binlerce düşman askerinin, bugün bile halen kurtarılması imkansız bir şekilde denizin dibine gömülmesi. Gazze’deki mücahitlerin ise karşılarına getirilen çelik yığını tanklarda bulunan düşman askerlerinin yüzlercesinin; vurulduğunda ısınıp akkor haline gelen bu zırhlı araç ve tanklarda, demir yığınları arasında küllerinin bile kalmamacasına yok edilmeleri.

Çanakkale’de Mehmetçik; dünyada artık hiç yenilmez diye inanılan İngiliz ve Fransız ordularını perişan ederek, her şeyleri gibi gurur, kibir ve yenilmezlik unvanlarını da bırakıp kaçmalarını sağladı. Onların sömürgesi olarak çaresizlik içinde kaderine boyun eğmiş olan, başta Müslümanlar olmak üzere, birçok mazlum millet inanç tazeleyerek mücadele bayrağı açıp belli süreler içinde bağımsızlıklarını kazandılar.

Gazze’deki mücahitler ise; bu kadar süper gücün sonsuz desteği ile yurtlarına çöreklenen mağrur ve küstah Siyonist İsrail’in, dünyada yenilmesinin mümkün olmadığı inancı ile cesaretlerini kaybetmiş olan mazlum milletlerin uyanış ve kendine gelişlerini sağlayıcı ve onlara örnek olacak şekilde burnunu sürtmeye muvaffak oldular. Bundan sonrası artık çorap söküğü gibi gelir Allah’ın izni ile.

Ve…

Çanakkale’de, düşman komutanlarının da hatıralarında itiraf ettiği gibi, savaşın başından sonuna kadar Allah hep Mehmetçiğe yardım etti.

Şu ana kadar HAMAS sözcülerinin ifadelerine, edindiğimiz bilgilere ve İsrail askerlerinin de itiraflarına göre, Kassam Tugaylarına Allah hep yardım ediyor. Onların halisane cihat etmeleri halinde ki, çok kararlı olduklarını görüyoruz, Allah’ın yardımının devam edeceğine yürekten inanıyor, bu yönde dualarımızı gönderiyoruz…

TARİHİN KEŞFİ

Bugünü anlamak için, tarihi keşfe çık,

Yüce dağlarla derin denizler bulacaksın.

Hakk’ın batılla mücadelesi; bu apaçık,

“İbret”inden, “Nusret”inden izler bulacaksın…

QOSHE - Çanakgazze - Ekrem Şama
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Çanakgazze

4 0
20.11.2023

Yaklaşık bir buçuk aydır gece gündüz hep Gazze cihadına odaklanmış bulunuyoruz. Yapabileceklerimizi yapıyorken dillerimizle de dualar gönderiyoruz.

Yapılan mücadelelerin haberleri geldikçe biz hep Çanakkale Zaferimizi hatırlıyoruz.

O kadar çok benzer yönleri var ki…

Bir defa savaşan tarafların güçlerindeki büyük orantısızlık iki savaşın en önemli benzer yönünü oluşturuyor. Balkan Savaşlarında neredeyse her şeyini kaybetmiş, hayalet haline gelmiş Osmanlı ordusunun mücadelesi. Onlarca yıldır acımasız bir abluka ile çevrilmiş, iğneden ipliğe denetimlerle edinim yapabilen Filistin’in bir bölgesi olan Gazze’nin mücadelesi.

Her iki savaşta da düşman tarafı devrin süperlerinin birleşik güçleri. Çanakkale Savaşı’nda İngiliz, Fransız, Rus ve onların sömürgelerinden getirilen modern silahlarla donatılmış orduları. Gazze’nin karşısında ise devrin süper güçleri Amerika ve Sömürgeci batılı devletlerin sınırsız asker ve modern silah desteğini almış Siyonist İsrail.

Bir yönü de her iki savaştaki düşman taraf; mağrur, kendinden emin, akla hayale gelmeyecek şekilde mağdur tarafı tehdit ederek küçümseyen komuta heyeti tarafından yönetiliyor.

Çanakkale’de düşman........

© Milli Gazete


Get it on Google Play