İmralı’dan meşru figür çıkmamalı
En baştan yazmış olayım: Terör tasfiye edilmeli, silahlar susmalı, Kürt meselesi gerçek sahipleriyle konuşulmalı, süreç şeffaf yürümeli, hiçbir terörist figür halkın temsilcisi gibi sunulmamalı ve toplumsal vicdan dikkate alınmalı…
41 yıldır süren bir silahlı şiddet var. Bu ülkenin çocukları ölmesin, bu topraklar acıdan yorulmasın istiyoruz. Evet, terör tamamen bitsin; buna kim, nasıl itiraz eder?
Ama bir soru daha var: Terörün bitmesi için Öcalan’ın meşrulaştırılmasına gerçekten mecbur muyuz?
İşte toplumun çekindiği tam olarak da bu…
TBMM’deki komisyonun “nitelikli çoğunlukla” aldığı kararla İmralı’ya bir heyet gönderildi ve Abdullah Öcalan dinlendi. Sürecin akıbetini belirleyecek bir adım resmen atıldı. Bu cümleyi okuyup endişe taşıyanların sayısı az değil. Çünkü Türkiye bugün iki şeyi birden tartışıyor: Birincisi terörsüz bir Türkiye özlemi, ikincisi ise Öcalan’ı meşru bir aktöre dönüştürme riski.
“Eğer dinlenecekse bu görüşme görüntülü yapılsın, tüm komisyon üyeleri katılsın, sadece 5 partinin temsilcisi değil tüm taraflar erişsin.” önerisi reddedilmişti.
Neden? Bu soruyu sormak, sürecin kendisi kadar meşruydu aslında... Çünkü kapalı kapılar ardında yürütülen her müzakere, bu toplumda yarım kalan hafızaları uyandırmaktaydı. 2013–2015 arasında yaşananlar hâlâ taze… Çukur eylemleri, şehirlerin silah deposuna dönüşmesi, masaya iyi niyetle oturan halkın ihanete uğraması…
........




















Toi Staff
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Gideon Levy
John Nosta
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Daniel Orenstein