menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

MGK’nin önemi zamanla anlaşıldı

7 8
02.12.2025

“Plan şu: Önce MGK’de (Milli Güvenlik Kurulu) PKK’nın ‘kendini feshetmiş bir örgüt’ olduğunu kabul edecekler. Sonra da TBMM’de ‘kendini feshetmiş örgüt üyelerinin affedileceğine dair bir yasayı’ kabul edecekler.”

İYİ Parti Milletvekili Prof. Dr. Turhan Çömez geçen hafta X’te böyle bir paylaşımda bulundu. Ardından da sordu: “Nasıl, dâhiyane bir plan değil mi? Peki kim var arkasında?”

Çömez paylaşımında devamla, “Yurt dışında 9 bin PKK’lı Türkiye’ye geliyormuş. 8 bini terörist, bini de destekçileriymiş. Bunların durumları değerlendirilip, kendileri için özel yasa çıkarılacakmış. İngiliz yayın kuruluşu Reuters öyle diyor. Peki Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş ne diyor buna? Hazırlıkları önce projenin mimarlarıyla mı paylaşılıyor?” diye sormuş.

Çömez’in Reuters’a atfen verdiği haber doğru mu bilmiyorum. Böyle bir plan var mı bilmiyorum. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un başkanlığında çalışmalarını yürüten Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun önemli ve güç bir görev üstlendiğini biliyorum. Komisyonun çalışmalarının hassas, karar vermesi zor bir aşamaya geldiğinin farkındayım. Çömez’in paylaşımındaki haber doğru ise, bu süreçte MGK’nin de tavsiyesinin alınmak istendiği anlaşılıyor. Böyle bir konunun MGK’nin gündemine gelmesi çok doğal.

Çömez’in paylaşımını okuyan bir yurttaş, “Vaktiyle MGK’ye kuşkuyla bakarlardı. Daha sonra siyasi amaçları için MGK’yi kullanmaya başladılar” demiş. “Aynen” demiş bir diğeri. Ben de paylaşımı okuduğumda “Nereden nereye” demekten kendimi alamadım. Yıllar öncesine gittim. AK Parti’nin iktidara geldiği ilk yıllara. O yıllarda AK Partililer MGK’ye de MGK Genel Sekreterliğine de mesafeliydiler. Geçmişte yaşanan askeri darbeler hafızalarında canlılığını koruyordu. 28 Şubat 1997 tarihli MGK kararı “postmodern bir darbe” olarak niteleniyor ve “demokrasiye kara bir leke” olarak görülüyordu. Askeri vesayetten kurtulma kararlılığındaydılar. Bu çerçevede askeri vesayetin simgesi olarak gördükleri MGK ve MGK Genel Sekreterliği’nin gücünü, etkisini azaltıcı anayasal ve yasal düzenlemeler gerçekleştirmişlerdi..

Bu koşullarda 4 Ağustos 2004’te Gülen Cemaati’nin milli güvenliğe oluşturduğu tehdit konusunda Genelkurmay ve MİT’in MGK’ye sunumlarının ardından kabul olunan bir tavsiye kararında, Fethullah Gülen’in “yurt içi ve yurt dışı faaliyetlerine dönük bir eylem planının hazırlanması” önerilmişti. Ancak Hükümet “Gülen’i bitirme kararı” olarak basına yansıyan bu MGK kararıyla ilgili adım atmadı ve kararı uygulamadı. Gerekli Bakanlar Kurulu kararının........

© Medya Günlüğü