Havf ve reca arasında yeni bir yıla...
Havf, kelime anlamı olarak korku demek, reca ise ümit.
İkisi arasında kalmak doğal olarak ilk başta kararsızlık, gelecek endişesi, depresif bir hal, çaresizlik, fetret gibi hissettiriyor.
2025’den 2026’ya girerken Türkiye ve Dünya’ya hakim olan duyguları bu kavramlarla anlatmak mümkün.
Fetret deyince herkesin aklına tarih kitaplarında okuduğumuz 1402-1413 arası Osmanlı’daki şehzadeler arası taht kavgaları geliyor.
Şükür ki tarih o kadar geriye sarmadı ama Dünya ve Türkiye bir fetret döneminden geçiyor.
Eski hal muhal ama yeni bir hal de izmihlal de henüz ufuklarda görünmüyor.
Ama bu fetret sadece siyasal değil; aynı zamanda zihinsel bir fetret.
Büyük fikirler, ideolojiler, geleneksel partiler hatta inançlar modern dertlere çare olmuyor.
Bir zamanlar her derde çare gibi gelen insan hakları, demokrasi, hümanizm diyenlerle “woke” diye dalga geçiliyor.
Kavramları temsil edenlerin artık gözlere sokulan çifte standartları savunulmalarını zorlaştırıyor.
Toplumlar, saldırı altındayken ortaya çıkan hayatta kalma dürtüsüne hitap eden fikirlere doğru geri çekiliyor.
Yapay zeka videolarla doğrudan ilgisi olmasa da genel olarak gerçeklik hislerimiz flulaşıyor.
Anlaşılması zorlaşan, emek ve zaman isteyen ve işimize gelmeyen dünya hakikatleri yerine keyfe keder gerçekler, hazır hızlı cevaplar, komplo teorileri, yalan haberler rağbet görüyor.
Müzakere, kritik düşünce, özeleştiri demode kavramlara dönüştü, demogoji, hamaset, cerzebe, belagat rağbet görüyor.
İnsanlar neye inanacağını, neyi savunacağını, neye itiraz edeceğini bilemez halde.
İşte bu anlamda havf ve reca arasında salınan bir fetret devrinden geçiyoruz.
Sonu bir insan ömrü için belirsiz bir fetret olabilir bu.
Türkiye de birkaç onyıldır benzer bir fetret döneminden geçiyor.
Eski rejim yavaş yavaş yıkılıyor ama yenisi kurulamıyor.
Eskinin artık eskide kaldığını kabul etmek istemeyenler hala ancien regime’i özlüyor, yenisini kuramayanların eskiye karşı hıncı geçmiyor.
2025’de ise Türkiye havf ve reca arasında gidip geldi.
Çözüm süreci ile reca ve 19 Mart sonrasında yaşananlarla havf duygusu arasında salınıp durdu ülke.
Öcalan’ın çağrısı, PKK’nın kendini feshi, silah yakma töreni, Meclis’te komisyon, PKK’nın çekilmesi ile ilerleyen 50 yıllık PKK meselesinin halli ile kabaran reca duygusu, 19 Mart operasyonu ve yılın son günlerine kadar süren yargı operasyonlarıyla artan havf duyguları, ekonomik kriz, Gazze’de kıyımla geleceğin belirsizleşmesi…
Dünya da benzer bir fetret devrinden geçiyor.
Batı dünyası gözlerimiz önünde........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Tarik Cyril Amar
Rachel Marsden