Bolu’da bir lezzet hikâyesi

İstanbul ile Ankara arasında uzanan yol, kimi zaman hatıraları, dostlukları ve küçük durakları da taşır. Her yolculuğun kendine ait bir molası bulunur. Benim için de bu, çoğu zaman Highway Outlet olur. Sebebi kavurmasıyla nam salmış, emeğini ateşin başında yoğurmuş kavurmacı Burak’ın mutfağındaki lezzetlerle yeniden buluşmak. Highway’de verilen bu molalar, kavurmanın yanına eşlik eden o tanıdık Türk mutfağı lezzetlerini tanıma fırsatı verir ve yolun sertliğini yumuşatır.

Geçtiğimiz günlerde, kardeşim Sait’in vefatı dolayısıyla Ankara’ya giderken yine aynı yere uğradım. Burak şef, bu yol hikâyesini bir adım daha ileri taşımış. İşlerini büyütmüş ve Bolu Merkez’de, karayolunun tam üstünde Tokat’ın meşhur lezzet durağı “Kesiğin Yeri” bayiliğini almış. Birkaç gün önce arayıp davet ettiğinde, dönüş yolunda uğramadan İstanbul’a dönmek istemedim. İyi ki de istememişim. Çünkü orada, bir tabağın insana neden bu kadar çok şey anlatabildiğini anladım. Meşhur Tokat köftesi, bildiğiniz köftelerin ötesinde; ustalığın eseri gibi. Yanında nar gibi kızarmış, sossuz, yalın ama iddialı bir tavuk döner… Ve mekânın sessiz yıldızı: çürük. Yağsız, sinirsiz, kendi hâlinde ama karakterli bir lezzet.

Üç tabak, üç ayrı tat. Yol üstünde verilen bu mola, karın doyurmakla kalmıyor insanın içini fethediyor.

Kesiğin Yeri Bolu şubesi

Bolu’nun serinliğinde yükselen bu lezzetler, bazen insanın hatıralarını ve içindeki sükûneti de doyurur. Bolu’da geçirdiğim yıllar aklıma geldi. “Kesiğin Yeri” Bolu şubesinde duyduğum şey tam olarak buydu: Etin pişerken kurduğu ilişki kadar, insanın hayatla kurduğu bağ ve Lezzetin damakta bıraktığı iz kadar, dimağda uyandırdığı hatıralar. Geniş ve tertemiz salondan edindiğim intiba, Kavurmacı Burak Erdem’in hijyen ve disipline dair titizliği, restoran sorumlusu Hasan Çoşkun’un mangal başındaki sakinliği ve markanın ikinci kuşak temsilcisi Mert Çağlar’ın ölçülü, aceleden uzak cümleleri aynı noktada........

© İstiklal