menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Hikâyesi anlatılmayanların hikâyesi

11 5
05.12.2025

Hatıraların acıyla harmanlandığı ve yüreğinize işlediği zamanlar vardır. Belleğimiz anıları seçer, ayırır kendi içinde. Birbirine çok benzeyen yığınla anı içinde, yüreğinizin telini titreten birini alır, geçmişin istiflendiği raflardan her uzandığınızda elinize gelen bir yere yerleştirir. Artık hayatınız boyunca o anımsayış, sizin dünyayı anlamanızda ve anlamlandırmanızda bir mihenk noktasıdır.

Dünyanın ve daha özelde insanın hikâyesini merak ederim ben. İnsanın kendi hayatına nakşettiği yaşanmışlıkların, onunla özdeş hale geldiği hikâyenin peşine düşerim. Bir de insanın başkalarının hikâyelerinde tuttuğu yerin. Çünkü bilirim ki her insanın bir hikâyesi illa ki vardır ama her insan başkalarının hikâyesinde yer almayabilir. Bazılarının üstüne mütemadiyen unutuşun gölgesi düşer.

2007 Haziran’ında, yedi genç ölümün acısı kazındı bu coğrafyanın kan bulaşmış kitabesine. Dersim’de yedi asker, hayatlarının baharında, kısa ömürler, kısa yaşanmışlıklar, kısa hikâyeler bırakarak bize, toprağın bağrına düştüler. O toprak ki; üstünde yaşayanların, herkesin içinde ismiyle cismiyle kendisini bulduğu, acısıyla, sevinciyle, hatıraları ve umutlarıyla birlikte bir hikâye yazmayı beceremedikleri için, yedi insanın hayatının ve hikâyesinin yarım kaldığı yerdir.

Hayatları yarım kalmış olanların, hikâyeleri de çalınmıştır. Belki içlerinden biri, bir şiirin hüzünlü mısralarına aksedecek sevdanın kederli aşığı olacaktı. Belki kenar mahallede, küçük bir gecekondudaki sıcak yuvanın müşfik babası. Hayata dair bütün ihtimallerin ardında olduğu kapıyı asla çalamadılar. O kapının eşiğinde, biz ellerinden tutamadığımız için, unutuşun rüzgarında savrulup gittiler.

Ertesi günkü gazetelerde, çoğumuzun isimlerini son defa zikrettiğimiz........

© İlke TV