menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Miras Reddinde Amme Alacağı

7 0
13.10.2025

Evlilikte Doğru Bilinen Yanlışlar[1]’ı hazırlarken Erginin Kısıtlanması[2]’na atıfta bulunmuşuz ve bilin bakalım orada ne söz vermişiz? Evet, artık alışkanlık haline getirdiğimiz yalanlar serimizden bir söz vermişiz bir sonraki yazımız Redd-i Mirasta Amme Alacağı olacak diye ama tabii gene sözümüzü tutmamışız. Bu bir değil, iki değil. Daha Ayrılıkta Köpeğin Velayeti var, Hukukçu Marka Vekili var, Ortak Alanların Amaç Dışı Kullanımı olacak, belki İş Sözleşmesinde Doğru Bilinen Yanlışlar ile Suç ve Cezada Doğru Bilinen Yanlışlar’ı da yazarız. Hayır burada belirtelim ki belki sonradan bize kaleme almak için teşvik olur.

Efendim insanoğlu bir acayip. Bir türlü iktidar tutkusundan vazgeçemiyor. İstiyor ki her şey onun kontrolünde olsun. Daha da ileri gidiyor, öldükten sonra da her şey kontrolünde olsun istiyor, mirasının kimlere gideceğine karar vermek istiyor. E kanun koyucu dediğimiz de sonuçta insanoğlundan oluştuğu için, o da senin benim mirasımın kime gideceğine karar vermek istiyor.

TMK m. 495 istiyor ki murisin terekesi onun alt soyuna gitsin. Yani çocuğuna, torununa, artık nereye kadar uzanıyorsa. Tüm çocuklar eşit derecede pay sahibi, mirasbırakandan önce ölmüş bir çocuk varsa, ki Allah geçinden versin, yani herhalde bir ebeveynin başına gelebilecek en kötü şey, o çocuğun da hakkını saklı tutuyor, payı ölen çocuğun alt soyuna gidiyor.

TMK m. 496 murisimizi bu günlere getiren, onun böyle bir mal varlığına sahip olmasını sağlayan annesi ile babasını da unutmamış; eğer müteveffanın alt soyu yoksa mirasımız annesi ile babasına geçiyor.

Bu arada söz ilgili maddeden açılmışken, TMK m. 496’nın AYM m. 41 aykırılığıyla ilgili doktrinsel bir tartışma okumak isteyenleri Boşanan Eşin Miras Hakkı[3]’na bekleriz.

Kanun koyucu bizim malımızı nasıl paylaştıracağı konusunda bu kadarla da yetinmemiş, TMK m. 497 ile eğer şu ana kadar hiç alt soy ile üst soy kalmamışsa mirası büyük anne ile büyük babaya bırakmış. Tabii kim öldüğünde dedesi hayattadır, o ayrı sorgu da, tahmin ettiğiniz üzere burada devreye hala, amca, kuzen giriyor.

TMK m. 498 ile de Gayrimeşru Çocuğun Miras Hakkı[4]’nı da garanti altına almayı unutmamış.

N’olur n’olmaz, tüm bu hesaplamalara rağmen gene de mirası bırakacak kimse kalmamışsa, TMK m. 501 ile de devlete kalır mal varlığı demiş.

Ama gene de vatandaşını tanıdığı için TMK m. 502 ile kendi belirlediği bu sistem dışında da vasiyette bulunma imkanı tanımış. Üstelik bunun için de ergin olma şartını filan da aramamış; ayırt etme gücüne sahip ve on beş yaşını tamamlamış mısın? Tamamdır, vasiyetin hayırlı olsun.

Hatta TMK m. 503 ile de miras sözleşmesi bile yapmaya imkan tanımış. Burada vasiyetten farklı olarak bir de kısıtlı olmama şartı aramış. Yani kısıtlı bile olsak vasiyet yapabiliriz. Zaten ergin olmayan da kısıtlıdır bir tür.

Şimdi bu vasiyet ve miras sözleşmesi ile malını benim belirlediğim sistem dışında istediğin gibi dağıtabilirsin ama TMK m. 505 ile alt soyun, anan, baban, eşin varsa ben onların saklı paylarını saklı tutarım; yani yedirtmem öyle başkalarına dağıtmanı.

İşte TMK m. 506 ile bu saklı payların ne olduğunu açıklamış, daha sonra Muris Muvazaası adlı bir yazımız olacağı (!) için çok bu konulara girmiyoruz şimdi, bizim derdimiz her zaman mal mülk........

© Hukuki Haber