Sahtekarlık, yangın tüpüne kadar girince…
KESİNTİSİZ sorumsuzluk afeti yaşıyoruz…
Biri bitiyor, öteki başlıyor; bulaşıcı hastalık gibi her alana yayılıyor.
Her felaketin sonunda olayın aslını bırakıp, sorumlusunun kim olduğunun peşine düşüyoruz.
Sorumsuzluk afeti, yaşanan felakete bulunacak çarenin önüne geçmekle kalmıyor, daha da kötüleştiriyor.
Kartalkaya’daki otel yangınında üç gündür yaşadığımız gibi…
Veya, 50 bine yakın kişinin ölümüne ve bir o kadarının da sakat kalmasına yol açan Kahramanmaraş depreminde yaşadığımız gibi…
Ya da birçok insanın ölümüne yol açan, sel baskınları, otobüs yangınları veya trafik kazalarında olduğu gibi…
Hepsinde bir daha tekrar etmemesi için nedenler üzerinde durmak yerine, sorumlunun kim olduğunu tartıştık…
Sadece bunlarda da değil, önceki yurt yangınında da aynını yaptık…
Gölcük depreminde de üzerinde tepindik; sonuçta Kahramanmaraş’ta yeniden hortladığını gördük…
EVİNİZDE YANGIN TÜPÜ VAR MI?
Farz edin ki bu yangın evinizde oldu!..
Sorumlusu kim olurdu?
Öncelikle otomobilinizde trafik kontrolünden kurtulmak için de taşıdığınız yangın tüpünden evinizde hiç var mı?
Rastgele birkaç kişiye sordum ağırlıklı bölümü olmadığını söyledi…
Peki, var olanlar yeterli mi?
Veya yangın söndürmeye uygun mu?
Sorunun peşine takılınca, “bu kadar da olmaz artık…” tepkisini gösterdiğim olayla karşılaştım.
Her şeyi anlardım ama yangın tüpünde de sahtekarlık, üçkağıtçılık yapılacağı aklımın ucundan geçmezdi…
Madem yangın tüplerinin içinde de büyük sahtekarlık yapılıyormuş…
İçerisinde ne olduğunu........
© Habertürk


