“Komen!”
Silahlar mangalda yakıldı; oyuncular günahlarıyla birlikte oyun dışı kaldılar.
Çocukluğumun en güzel oyunlarından biriydi.
Mahalle arasında, geniş ağaç gövdesi, virane olmuş yapılar ve yıkık duvarların oyun alanı olduğu yıllar.
Siper aldığımız yerde, düşmanı gözlerdik.
Saklandığımız yerden hem düşmanı bulacağız hem de yakalanmayacağız…
Siperden çıkan bir düşman (?) gördüğümüz zaman hemen ortaya fırlar, elimizdeki silahı doğrultur:
“Komen!” diye bağırdığımızda o artık saf dışı olurdu.
Siperden çıktığımız an, başka bir düşman bizi görünce o:
“Komen!”
Diye bağırır ve bu kez siz saf dışı kalırsınız.
Vurulmadan, yani “Komenlenmeden” en son kalan oyunu kazanan bir kahraman olurdu.
Haklı, haksız, vicdani sorumluluk, ahlak vesaire yok… Yeter ki “komenlenmeden” en sona kal.
Komen, vurulmak anlamında kullanılırdı.
Yeter ki vurulma.
Nereden gelirdi bu kavram?
O yıllar ABD’nin silahla değil, kültürü ve ahlaki anlayışı ile işgale başladığı yıllar.
Adına “Marshall Planı” denilen kuyruklu........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Daniel Orenstein
Beth Kuhel