Kendimle röportaj 2
Siyaset karmakarışık, Pakistan’la Hindistan arasındaki itişme neredeyse 3.Dünya Savaşı’na dönüşecek. Enflasyon almış başını gitmiş. Türkiye’nin büyük bir bölümü açlık sınırında. Her gün biraz daha vahşileşen halkımız…
Saydıkça insanın içi zifiri bir karanlıkla doluyor.
Simsiyah bir yaşam!
Yaşamak her geçen gün biraz daha keyifsiz hale geliyor.
Medyanın büyük bir bölümünde, kıymetli yazarlar, tüm bu sorunları ayrıntıları, perde arkası ile anlatıyorlar.
Onları okudukça ruhumuzu örten karanlık daha da kalınlaşıyor!
Onun için ben bu konulardan biraz uzaklaşmak istiyorum. Dünyada başka konularında olduğunu, bu konuların insana yaşam sevinci vereceginden haberdar etmek niyetindeyim.
Yani, dünyanın sadece dert yüklü olmadığını anlatmak istiyorum.
Onun için kendimle röportaj yaptım. Bana sorulan soruları yanıtlayacağım.
Bu soruların bir bölümünü geçen haftaki yazımda yayınlamıştım.
Bu hafta devamı geliyor!
TURİZM ULUSAL MUTFAKLARI ETKİLİYOR MU?
Ne olursa olsun yabancı turistlerin, özellikle turistik bölgelerdeki mutfak kültürünü alt üst ettiklerine, değişime zorladıklarına inanıyorum. Bir Girit gezim sırasında, yerel yemeklerin peşine düşmüştüm. Nereye gitsem mönülerde sıralanan yemekler beni hayal kırıklığına uğratıyordu. Ünlü Girit mutfağı silinip gitmişti adeta. Bir işletmeci bu durumu şöyle açıklamıştı:
"Buraya yılda iki milyon İskandinav turist gelir. Onlara nohutlu işkembeyi asla yediremeyiz. Onun için onlar neyi talep ediyorsa onu sunuyoruz..."
Aynı gözlemi geçenlerde gittiğim Kapadokya bölgesinde de yapmıştım. Gittiğim lokantalarda yöre yemeklerini bulamayıp nedenini sorunca şu yanıtı almıştım:
"Turist bizim yemekleri ağır buluyor. Biz de onların damağına uygun yemeklerle mönü oluşturuyoruz..."
KENTLERDE YÖRE YEMEKLERİNİ YİYEBİLECEĞİMİZ LOKANTALAR VAR MI?
Yazılarımı sürekli okuyanlar bilir. Gittiğim yerlerde tarihin, coğrafyanın, doğal güzelliklerin peşinde koştuğum kadar, o yörenin mutfağı ile de tanışmak isterim. Biraz sorup soruşturunca, ısrarcı olunca, muazzam tatlara ulaşırım. Bu tatları yerel lokantalarda bulmak hemen hemen olanaksızdır. Bu lokantalar genellikle her yerde yiyebileceğiniz yemekleri sunarlar. Yörenin yemekleri ise genellikle evlerde pişer. Veya oralarda da pişmez, unutulur gider. Kaydı kuydu olmadığı için de kimse hatırlamaz...
Yazdığım rotaları izleyen birçok okurum, yazımda söz ettiğim tatlarla da tanışmak isterler. Ama bunda pek başarılı olamazlar. Çünkü yörenin yöneticileri veya beni oralara davet edenler, bu yemekleri evlerde benim için özel olarak hazırlatır,........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein