Liyakat masalı
Meritokrasi ya da bizde sıklıkla tartışıldığı şekliyle ‘liyakate dayalı toplum düzeni’ kapitalizmin temel ideolojik dayanaklarından biridir. ‘Herkesin emeğiyle yükselebildiği’ bir toplum vaadi, ücretsiz kamusal eğitimin yaygınlaştığı yirminci yüzyılda gerçekten de dikey toplumsal mobilizasyonun kapısını kısmen de olsa aralamıştı. Ancak bu dönemin sonuna geldik.
Daniel Markovits’in The Meritocracy Trap (Meritokrasi Tuzağı) adlı kitabı, kapitalizmin bu vaadinin aslında bir masaldan ibaret olduğunu gösteriyor. Çünkü günümüzde meritokrasi fırsat eşitliğini teşvik etmek yerine işçi sınıfını dışarıda bıraktı, orta sınıfları bitmek bilmez bir rekabet sarmalına hapsetti ve zenginlerin kuşaklar arası servet transferini mümkün kılan (deyim yerindeyse) yeni bir kast sistemi yarattı.
Markovits’e göre modern kapitalizm fikri, artık doğuştan gelen ayrıcalıklara değil eğitim yoluyla edinilen ve yeniden üretilen kabiliyetlere dayanıyordu. Yani, en iyi üniversitelerde okuma, prestijli mesleklerde çalışma ve yüksek gelir elde etme, görünürde yeteneğe ve çabaya bağlı. Ancak gerçekte, bu imkanlara yalnızca zengin ailelerin çocukları ulaşabiliyor. Emekçi sınıfların çocukları, giderek pahalılaşan eğitim sisteminde geride kalırken, elit çocuklar milyonlarca dolarlık ‘yatırımlarla’ geleceğin profesyonel sınıfına hazırlanıyor.
Sonuçta meritokrasi ya da liyakate dayalı toplumsal düzen, eşit fırsatların değil ayrıcalıkların yeniden üretim mekanizmasına dönüşüyor. Zenginler yalnızca servetlerini değil, aynı zamanda çalışma biçimlerini ve başarı tanımlarını da miras bırakıyor. ‘Kazanmak’ artık bir ahlaki üstünlük göstergesi haline gelirken, geride kalanlar........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Tarik Cyril Amar