Ne yapılırsa yapılsın çıkış yollarının kapalı olduğu, haklının daima haksız çıkacağı bir zorbalık düzeni yaratıldı. Çok ortaklı iktidarın kimi bağıra çağıra tehdit eden, kimi gösteriler düzenleyen, kimisi muhataplarıyla alay eden kısım sözcüleri halka umutsuzluk şırınga etmeye devam ediyor.

Biri falanca kurum kapatılsın demişse diğeri o kurumu kapatılmaktan beter ediyor. Bir tarikat filanca diziye tepkiliyim demişse, öteki, güdümlü kurumları aracılığıyla cezayı kesiyor. İri, hantal gövdesini yaya yaya geliyor gelmekte olan. Sadece martta yapılacak seçimler için değil bu yaygara. Bir parça daha siyasi alan, mülk ve nüfuz kazanmak amacıyla seçim rüzgarını arkasına alan zorbalığın, dozunu biraz daha artırdığı kaosla kendi düzenini bir seviye daha perçinlemek için.

Bahçeli'nin 'Kapatılmalı', Erdoğan'ın ‘Kararlarına saygı da duymuyorum, tanımıyorum’ dediği Anayasa Mahkemesi kapatılmadı henüz. Can Atalay davasında top çevirerek ikinci ihlal kararını da Yargıtaya gönderen yerel mahkeme sayesinde, kararlarına itibar edilemez bir kurum derecesine düşürüldü. HDP’nin kapatılması için mahkeme yolunun açılmasından sonra kurulan HEDEP’in adı HDP’yi hatırlatıyor diye isim değiştirmeye zorlandı. MEB’in protokol yaptığı tarikatlar ise tarikat olmaktan çıkarılıp STK olarak ilan edildi.

CHP sınır ötesi operasyonlarda 12 askerin öldürülmesi üzerine AKP’nin hazırladığı bildirinin altına imza atmayıp kendi bildirisini yayımladığı için Özgür Özel ve partisi aleyhine kampanya düzenlendi, Özel kendi memleketinde lince maruz kaldı. Sınır ötesi operasyonları başkası yapmış gibi bir bildiriyle asker ölümlerini bir STK gibi kınamak da doğalmış gibi.

Bütün adlandırmaların ve anlamların bulanıklaştığı, devletin kendisini daha çok yaydığı, karşıtlarını da devletleştirmeden yaşayamadığı bir nokta bu. Ümmet adına sosyal hizmetler ve eğitim hakkında görüş alışverişinde bulunmak için, kızları okullardan uzaklaştıran Taliban’la Afganistan’da görüşen devlet ‘STK’si İsmailağa Cemaati Kızıl Goncalar dizisinden rahatsız olduğunda televizyon kanalına ceza verilebilen bir hal. Vesayeti kaldırmakla övünüp bütün STK’leri vesayetine almadan rahat edemeyen, giderek kendisini STK, STK’yi devlet gibi gören bir yapı.

Bu kaosta her türlü direniş bastırılmaya çalışılıyor, gayrı milli ilan ediliyor. Her türlü zor uygulamasına karşın, baskı bir yerden püskürtülmüşse, iktidar ortakları dönüp başka yerlerden, torba yasalardan, bir adım geri iki adım ileri güç toplayarak yükleniyor koç başına. Can Atalay’ın tahliyesini günlerce adliye kapılarında bekleyen TİP’lilere avukatlara, destekçilere yapıldığı gibi hukukun siyasi iktidarın inisiyatifi ve onayı dışında bir hak alanı yaratmadığı dikte ediliyor. Özlem Zengin’in dediği gibi: Hukuk sizi korumuyor.

23 yıldır kendisine yönelik darbe korkusuyla yöneten, darbe sözcüğünü kullanmadan söz kuramayan iktidarın halka darbe yapmadığı bir tek gün bile yok artık. Kendi siyasi normalini darbelerle oluşturuyor tek adam ve ekibi. Muhalefeti yora yora terbiye etmeye, hizaya getirmeye çalışan erkin normali hukukun ancak yandaş suçluları koruduğu, kara paranın aklandığı bir normal elbette. Hakkında Denizbank dolandırıcılığı ile ilgili şaibe olan Fatih Terim’in rahat rahat Yunanistan’a gidebileceği, çocuk sporcuları taciz eden bir kültür müdürünün, haberlere erişim yasağı getirilerek korunduğu bir düzen.

2024’e son bir hafta içinde yoğunlaşan iktidar hamleleriyle giriyoruz. Sapla samanın harman edildiği, kurumların ve durumların ismiyle ve haliyle uğraşıldığı bu dönemde umuda direnişlerin, grevlerin, eylemlerin inatçı meşalesi yandı. İsmi ve cismi değiştirilemeyen tek şey bu. Bölünmek istendikleri yeri örgütlenme talebiyle teyelleyen Şireci, Özak Tekstil işçileri ve diğerleri. Boğaziçi direnişi, Can Atalay için hak mücadelesi, Akbelen direnişi… ve diğerleri...

Yeni yıla böyle giriyoruz.

Hakları ve haysiyetleri için mücadele edenlerin yeni yılı da kutlu olsun.

QOSHE - Yora yora siyaset - Nuray Sancar
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Yora yora siyaset

21 1
30.12.2023

Ne yapılırsa yapılsın çıkış yollarının kapalı olduğu, haklının daima haksız çıkacağı bir zorbalık düzeni yaratıldı. Çok ortaklı iktidarın kimi bağıra çağıra tehdit eden, kimi gösteriler düzenleyen, kimisi muhataplarıyla alay eden kısım sözcüleri halka umutsuzluk şırınga etmeye devam ediyor.

Biri falanca kurum kapatılsın demişse diğeri o kurumu kapatılmaktan beter ediyor. Bir tarikat filanca diziye tepkiliyim demişse, öteki, güdümlü kurumları aracılığıyla cezayı kesiyor. İri, hantal gövdesini yaya yaya geliyor gelmekte olan. Sadece martta yapılacak seçimler için değil bu yaygara. Bir parça daha siyasi alan, mülk ve nüfuz kazanmak amacıyla seçim rüzgarını arkasına alan zorbalığın, dozunu biraz daha artırdığı kaosla kendi düzenini bir seviye daha perçinlemek için.

Bahçeli'nin 'Kapatılmalı', Erdoğan'ın ‘Kararlarına saygı da duymuyorum, tanımıyorum’ dediği Anayasa Mahkemesi kapatılmadı henüz. Can Atalay davasında top çevirerek ikinci ihlal kararını da Yargıtaya gönderen yerel mahkeme sayesinde, kararlarına itibar edilemez bir kurum derecesine düşürüldü. HDP’nin kapatılması için mahkeme yolunun açılmasından sonra kurulan HEDEP’in adı HDP’yi hatırlatıyor diye isim değiştirmeye zorlandı. MEB’in protokol yaptığı tarikatlar ise tarikat olmaktan çıkarılıp STK olarak ilan edildi.

CHP sınır........

© Evrensel


Get it on Google Play