Uzunca bir süre faizler düşürüldü. Tüm koltuklara Erdoğan’ın bir dediğini iki etmeyenlerin oturtulması gibi, Merkez Bankasının başına da Erdoğan’ın “Faizleri düşürün” talimatını hayata geçirecek kişiler atandı.

Nas”tı çünkü! “Bir Müslüman olarak naslar neyi gerektiriyorsa onu yapmaya devam edeceğim. Çünkü faiz, zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapar hükmü bize öyle sıradan gelen bir hüküm değil” demişti Cumhurbaşkanı. Sanki zenginin daha zenginleşmesine karşıydı ve fakirden yanıydı!

Geçelim! Suudiler bile vazgeçiyor. Nasa, faize aldırdıkları yok. Katar, Kuveyt, BAE… tümü petrolden bile çok faizden kazanıyor. Apple’ın büyük ortağı Black Rock’un en büyük hissedarı Kuveyt devlet fonu. Black Rock da ünlü finansal yatırım tekeli. Faiz vurguncusu kısacası.

İran mı? Babacanlarla Unakıtanlar gibi AKP kurucularının Tahtakale’den gelişine benzer biçimde mollalar da Tahran Çarşısından gelmedir. Sadece faizciliği değil tefeciliği de iyi bilir, uygularlar. Kapitalizmde ekonomi faizsiz döndürülemez. Beylerimizin kendileri de faizi hem alır hem de öderler. AKP’nin devri hükümetinde ödediği faiz tutarı 563 milyar dolardır! Dolar! Bugünkü rayiçle 17.7 trilyon TL. Ve AKP’nin yönettiği Türkiye’de kamu bankaları dahil tüm bankalar, sigorta vb. şirketleri faizle işlem yapar!

Kim faize karşıymış?

Sıcak para” gelmez olunca, çare, nas denip yürütülen “düşük faiz” politikasıyla yatırımları teşvik edip piyasaları canlandırmada arandı; TL 2022’de yüzde 10 değerlense bile, düşük ücret/ucuz iş gücü baskılamasıyla ihracat artırılmaya çalışıldı. “Ekonomistim” diyen Erdoğan adını “Faiz sebep, enflasyon neticedir” taktı.

Sorun nas falan değildi. Yük işçi sınıfıyla küçük üretici köylüye yıkıldı. Emekten ve tarımdan büyük sermayeye ve tabii ki rejime kaynak transfer edildi. Olan, bu iki üretici güce oldu! Ve doğal sonuç olarak enflasyon azdırıldı.

Böyle süremezdi. Sürdürülemedi. Seçim ekonomisi izlenen seçimlerin hemen ardından yana yakıla ekonominin başına M. Şimşek davet edildi. “Londra tefecileri”nin kıdemli yöneticilerinden ve Kemal Derviş türü güvenilir adamlarından olan Şimşek aracılığıyla uluslararası mali sermayeyle yakınlık ve borç arandı.

Vurgusu, “rasyonel ekonomi politikalar”dı: “Türkiye’nin rasyonel bir zemine dönme dışında bir seçeneği kalmamıştır” dedi, “kurala dayalı ekonomi” ve “makro finansal istikrar” sözünü etti. Artık Türkiye, kendisi ortada görünmeyen IMF adına yönetilecekti. Şimşek, ABD’den MB’nin başına getirdiği Gaye Erkan’la birlikte faizi yükseltmeye girişti. Nas sorunu aşılmıştı!

Enflasyonu dizginleme gerekçesiyle izlemekte olduğu sıkı para politikasına 31 Mart sonrası tam gaz verecek olan Şimşek zamlarda sınır tanımazken, ücretleri enflasyonun başlıca etkeni ilan etti. Vergiler ve gıda, ulaşım, enerji/ısınma, kira gibi temel geçim harcamaları almış başını gitmekteydi, ama beyefendi ısrarlıydı; ücretler artmayacaktı!

Yük, tıpkı nas döneminde olduğu gibi, yine ücretli emeğin sırtına yıkılmaktaydı. Bir de üretici köylünün.

Ama adı, “rasyonel ekonomi politika” takıldı. Sadece AKP ve yandaşları olsa neyse! Liberal medyanın ekran yüzleri koca koca ekonomistlerle burjuva muhalefet de tutturmuş bir “rasyonel ekonomi politika” lafı, nasçılığa karşı deyip övüyor!

İşsizliğe yol açacak “sıkı para politikası” izlenip “fatura” yine başlıca işçilere kesilmeden enflasyon belasından kurtulup ekonominin toparlanmasının mümkün olamayacağı kör inancı ya da düpedüz kapitalist ekonomi anlayışıdır bu. IMF’ciliktir!

Kapitalistler, kapitalizmin kriz ve enflasyon türü bütün kötülüklerini, ellerindeki tüm araçlarla iş gücünü hep daha ucuza kiralayarak çözmeye alışkındır. Ne sermayeyi vergilendirmek gelir akıllarına ne sermaye ve Saray erbabı türünden yöneticilerinin lüks ve israflarını sınırlamak. Yandaş köprü/havaalanı işletmecilerinin hazine garantisini kaldırmayı bile düşünmez, durmaksızın grevlerine saldırdıkları işçilere ve emek gelirlerine gözlerini dikip yüklenirler.

İktidarı ve burjuva muhalefetiyle işçi ve emek düşmanı Şimşek’i “rasyonel”, yani “akılcı” saymak günün modası! Zamcı. Vergici. Düşük ücret dayatmacısı. Bulunmaz olan ilaçların müsebbibi Şimşek ve akılcılık! Sömürgen akla övgü!

QOSHE - Şimşek'in ‘rasyonel’ ekonomi politikası… - Mustafa Yalçıner
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Şimşek'in ‘rasyonel’ ekonomi politikası…

22 24
12.03.2024

Uzunca bir süre faizler düşürüldü. Tüm koltuklara Erdoğan’ın bir dediğini iki etmeyenlerin oturtulması gibi, Merkez Bankasının başına da Erdoğan’ın “Faizleri düşürün” talimatını hayata geçirecek kişiler atandı.

Nas”tı çünkü! “Bir Müslüman olarak naslar neyi gerektiriyorsa onu yapmaya devam edeceğim. Çünkü faiz, zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapar hükmü bize öyle sıradan gelen bir hüküm değil” demişti Cumhurbaşkanı. Sanki zenginin daha zenginleşmesine karşıydı ve fakirden yanıydı!

Geçelim! Suudiler bile vazgeçiyor. Nasa, faize aldırdıkları yok. Katar, Kuveyt, BAE… tümü petrolden bile çok faizden kazanıyor. Apple’ın büyük ortağı Black Rock’un en büyük hissedarı Kuveyt devlet fonu. Black Rock da ünlü finansal yatırım tekeli. Faiz vurguncusu kısacası.

İran mı? Babacanlarla Unakıtanlar gibi AKP kurucularının Tahtakale’den gelişine benzer biçimde mollalar da Tahran Çarşısından gelmedir. Sadece faizciliği değil tefeciliği de iyi bilir, uygularlar. Kapitalizmde ekonomi faizsiz döndürülemez. Beylerimizin kendileri de faizi hem alır hem de öderler. AKP’nin devri hükümetinde ödediği faiz tutarı 563 milyar dolardır! Dolar! Bugünkü rayiçle 17.7 trilyon TL. Ve AKP’nin yönettiği Türkiye’de kamu bankaları dahil tüm bankalar, sigorta vb. şirketleri faizle işlem yapar!

Kim faize karşıymış?

Sıcak para” gelmez olunca, çare, nas denip yürütülen “düşük faiz” politikasıyla yatırımları........

© Evrensel


Get it on Google Play