Yaşamı öylesine geçirilmesi gereken bir süre; sürdürülebilir bir ritimle arada verilen keyifli molalarda yakalamanın hazzıyla yaşanan bir zaman dilimi; ya da ihtirasla bir hedef peşinde koşarak, kırıp dökmeye aldırmadan hedefe kilitlenilmesi gereken bir süreç olarak algılayan insanlar var.
Yaşamımı ritimli, molalı bir yürüyüş olarak, mutlu anları yakalamaya odaklı sürdüren ben, bunun dışında kalanların yaşamda ki varlıklarını fark edemediklerini, yaşamlarına anlam katamadıklarını düşünmekteyim.
Yıllar geçtikçe insan yaşamının sınırlı olduğunun daha bir farkına varıyor. Yaşamı ıskalama lüksümün olmadığını 40 yaşıma bastığım gün, geriye bakarak yaşadıklarımı süzgeçten geçirdiğim gün öğrendim. Her günün yeniden başlamak için bir şans olduğunu fark edip; farklılıklarımı keşfettim. Anı yaşamayı keşfettiğimdeyse, günü elimden gelenin en iyisini yaparak geçirdiğimde artık ben farklıydım.
Yaşamı anlamlı kılmanın sadece kendi elimde olduğunu kavrayınca, İsteklerimin neler olduğunu fark ederek seçeneklerimi gözden geçirdim. Seçtim, istedim, yaptım ve arkasında durup sahiplendim. İyiye ulaşmak için farkımı ortaya koydum. Çok çalıştım ve çalışmaya devam ediyorum.
Balık misali ‘’Evren sudan ibarettir’’ diye düşünmedim. Başımı sudan dışarı çıkarıp, baktım, gördüm, duydum, hissettim; çizdim, boyadım, söyledim, anlattım, öğrettim, yazdım ve yol gösterdim. Yaşamlara destek olmayı, bildiğimce bilgiye dayanarak yollarını açmaya, aydınlatmaya devam ettim. İlklere imza atmanın dayanılmaz hafifliğini halen yaşamaktayım.
Kin ve kıskançlığın ölümcül pençesinin insanı sıkıp ezdiğini fark ettim. ‘’Yapamazsın!’’ diyenlerin her zaman iyi niyetli olmadıklarının farkındalığında; farkımı ortaya koyup, gülüp geçtim. Onları kapasitesiz girdaplarına terk ettim. Önüme çıktıklarında elimin tersiyle ittim, etraflarından dolaşıp, yoluma devam ettim.
IQ-bilişsel zeka, EQ duygusal zeka kapasiteleri , insan bedeninin fonksiyonel ve estetik yapısını yani kişinin potansiyelini gösterir. İnsanın kişiliğinin ebeveynleri tarafından erken tanımlanması ve bu doğrultuda bir yetişme programı uygulanması gereklidir. İnsanın IQ’sünün yanı sıra EQ’sunun parlatılması müzik, resim, spor, tiyatro, insan ilişkileri, kriz yönetme, başarılı ya da başarısız kendini kabul ederek sahip olduğu zeka ve yeteneklerinin küçük yaştan itibaren geleceğinin doğru planlanması için programlanması şarttır.
Yaşam kısa ve farkındaysanız her üç kişiden üçü de ölüyor. Doğumun normalliği kadar yaşamın sonlandığını da mantıkla kabullenmek gerekiyor.
“Eski tas eski hamam!’’ dememek, yeniliklere kapıyı açmak, okumak, sormak, öğrenmek, deneyimlemek gerekiyor ve bu işin yaşı yok…
Yaşamdan ders çıkarmak, hatalarımızı kabullenip aldığımız dersleri cebimize koyarak; çalışma ve aile yaşantımıza tat, sevgi, sempati ve empati katarak; anlamlı mutluluklarla dolu zaman dilimleri, dostluk ve arkadaşlıklarla sosyalleşmek gerekiyor.
Görüyorum ki en büyük sınav yaşamak! Hayat bir yaşam oyunu. Kendi oyunumuzu kurma farkındalığında, içimizdeki çocuğu serbest bırakarak, iç huzurumuzu yakalamayı başarmak gerekiyor. Bence mutluluğun sırrı burada yatıyor.
Yanlışlar yapabiliriz. Maliyetini bir kerede öder ama köklü tecrübelere sahip oluruz. Yanlıştan ders çıkarmamak aptal işidir. Yanlışından ders çıkaramayacak kişilere tekrar yanlış yapma şansını vermemek; daha büyük zararlar görmemek adına tez elden kapıyı göstermek gerek. Geleceğini planlamayıp, kayıplarını başkalarına mal eden insanların bizlerin üzerinden hatalarını temizlemelerine izin vermememiz gerekir.
Yaşamın neresinde olursak olalım, öleceğimiz ana kadar geçireceğimiz süre hep geleceğimizdir. Şartlarımız ne olursa olsun, gelecekteki günlerimizi güzelleştirmek, detaylardaki ayrıntıyı yakalayarak, bakış açımızı değiştirerek uyumlu yaşamanın sırrına ermek mümkündür.
Yaşam süreci bir nevi kendini yaratma, yenileme, sürdürülen hayata adapte olabilmedir. Kişinin Gelişim Kitaplarıyla barışık olması, kendini tanımlayabilmesi çok önemlidir.
Yeni yaşıma merhaba derken; hayali olmayanın geleceğinin olmadığını herkese hatırlatmak isterim. Misyonunu belirleyen insanların bireysel vizyonları vardır, unutmayınız.

QOSHE - Yeni bir yaş ve pozitif yaşam - Harika Ören
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Yeni bir yaş ve pozitif yaşam

14 0
03.02.2024

Yaşamı öylesine geçirilmesi gereken bir süre; sürdürülebilir bir ritimle arada verilen keyifli molalarda yakalamanın hazzıyla yaşanan bir zaman dilimi; ya da ihtirasla bir hedef peşinde koşarak, kırıp dökmeye aldırmadan hedefe kilitlenilmesi gereken bir süreç olarak algılayan insanlar var.
Yaşamımı ritimli, molalı bir yürüyüş olarak, mutlu anları yakalamaya odaklı sürdüren ben, bunun dışında kalanların yaşamda ki varlıklarını fark edemediklerini, yaşamlarına anlam katamadıklarını düşünmekteyim.
Yıllar geçtikçe insan yaşamının sınırlı olduğunun daha bir farkına varıyor. Yaşamı ıskalama lüksümün olmadığını 40 yaşıma bastığım gün, geriye bakarak yaşadıklarımı süzgeçten geçirdiğim gün öğrendim. Her günün yeniden başlamak için bir şans olduğunu fark edip; farklılıklarımı keşfettim. Anı yaşamayı keşfettiğimdeyse, günü elimden gelenin en iyisini yaparak geçirdiğimde artık ben farklıydım.
Yaşamı anlamlı kılmanın sadece kendi elimde olduğunu kavrayınca, İsteklerimin neler olduğunu fark ederek seçeneklerimi gözden geçirdim. Seçtim, istedim, yaptım ve arkasında durup sahiplendim. İyiye ulaşmak için farkımı ortaya koydum. Çok çalıştım ve çalışmaya devam ediyorum.
Balık misali ‘’Evren sudan ibarettir’’ diye düşünmedim. Başımı sudan dışarı çıkarıp, baktım, gördüm, duydum, hissettim; çizdim, boyadım, söyledim, anlattım, öğrettim, yazdım ve yol gösterdim.........

© Anayurt


Get it on Google Play