menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kent Uzlaşısının teşekkür krizi

33 15
14.11.2025

Ahmet Özer’in tahliyesi sonrası yaptığı konuşmada MHP lideri Devlet Bahçeli’ye teşekkür etmesi, ilk bakışta kişisel bir nezaket ifadesi gibi görünse de, siyasetin derin katmanlarında çok daha büyük bir anlam taşıyor. Çünkü bu teşekkür, CHP’nin son yıllarda “Kent Uzlaşısı” adıyla yürüttüğü pragmatik yerel siyaset anlayışının nasıl bir kimlik bulanıklığı yarattığını açık biçimde gösterdi.

Özer, bu sözleri söylerken yanında İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ve Ekrem İmamoğlu’nun eşi Dilek İmamoğlu vardı. Aynı gün, CHP’nin en güçlü yerel figürü Ekrem İmamoğlu hakkında “çete suçu” iddianamesi açıklanmış, partinin İstanbul örgütü de bu dosya üzerinden demokrasi ve hukuk savunusuna girişmişti. Böylesi bir günde, Bahçeli’ye teşekkür eden bir CHP’li belediye başkanının görüntüsü, yalnızca sembolik bir tezat değil; parti içi değerler hiyerarşisinin ne kadar sarsıldığını da gösteren bir tabloydu.

PRAGMATİZM Mİ, EROZYON MU

“Kent Uzlaşısı” aslında 2019’dan itibaren CHP’nin yerel başarılarının arkasındaki önemli bir stratejiydi. Parti, büyükşehirlerde farklı eğilimleri bir araya getirerek geniş tabanlı bir muhalefet koalisyonu kurdu. Ancak zamanla bu strateji, ideolojik netlikten uzaklaşma ve her kesimle “uyumlu” görünme kaygısıyla bulanık bir hal aldı.

Ahmet Özer örneği, bu bulanıklığın en görünür biçimidir. Çünkü bir CHP’li belediye başkanının, yargı süreçlerinde rolü tartışılan bir siyasi lidere tahliyesi için teşekkür etmesi, parti kimliğiyle doğrudan çelişen bir davranıştır. Bu durum, CHP’nin “hukukun üstünlüğü” ilkesine olan bağlılığını zedelediği gibi, seçmen nezdinde de “ilkesizlik” algısını........

© Yeniçağ