menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

TÜRK YILDIZLARI

6 0
09.12.2025

Konya’dan Ankara istikametine doğru yola çıktınız. Yolculuğunuzun ilk kilometrelerinde havadan gök gürültüsüne benzer bir ses işittiniz ve bunu gök gürültüsü sandınız. Ancak bu, gök gürültüsü değil; bayrağımızın rengini gökyüzüne kazıyan, havaya Türk’ün adını yazan gökyüzündeki millî takımımız Türk Yıldızları’dır. Tıpkı tek bir uçak, tek bir ruh gibi hareket ederek yediden yetmişe tüm insanları etkileyerek göğsümüzü kabartmaktadırlar. Konya 3. Ana Jet Üssü 134. Akrotim Filo’da konuşlu olan yıldızlarımızı anlatmadan önce, kuruluşuna giden süreci, yani ülkemizdeki akrotim tarihini ele alarak başlamak gerekir.

Akrotim Tarihi

Öncelikle bir akrotimden bahsetmemiz için o ülkenin hava kuvvetlerinin olması gereklidir çünkü akrotim, o ülkenin sahip olduğu hava kuvvetlerinin teknik ve insan kapasitesini, disiplinini, etkinliğini, milletin silahlı kuvvetlerine olan güven duygusunu anlatmayı, tanıtmayı ve sevdirmeyi amaçlar. Ülkemizde bu meseleler, Osmanlı Devleti’nin içte ve dışta çalkantılı olduğu, Avrupa’daki silahlanma ve sömürge yarışının Cihan Harbi’ne doğru hızla ilerlediği yıllar olan 1910’lu yıllarda ele alınmaya başlandı.

1911 yılında kurulan Türk Hava Kuvvetleri, kuruluşunun hemen ardından 1922’ye kadar sürecek savaş silsilesi içinde kendini bulur. Tam bu arada, 1914 yılında Türk Hava Kuvvetleri’nin yetiştirdiği ilk 15 pilottan olan Teğmen Fazıl Bey’in, hiçbir akrobasi eğitimi almadan, 400 metre yükseklikten vurgulu iniş yani “viril” denilen hareketi başarıyla gerçekleştirmesinin ardından ülkemizde hava akrobasisinin temelleri atılmış olur.

Teğmen Fazıl Bey’in gerçekleştirmiş olduğu akrobasi hareketi tek uçakla yapılan bir hareket iken, Cumhuriyet’in kuruluşundan sonra 1926 yılında Uçuş Okulu’nda Teğmen Enver Akaoğlu’nun başkanlığında oluşturulan ekiple toplu akrobasi yani akrotim çalışmalarına başlandı.

1950’li yıllarda envanterini yenileyen Türk Hava Kuvvetleri’nin, pervaneli uçaklardan jet uçaklara geçmesinin ardından, 1952 yılında ilk jet üssümüz olan Balıkesir 9. Hava Üs Komutanlığı’nda F-84 uçaklarından oluşan “Millî” adıyla ilk akrotimimiz kuruldu. 10 yıl faaliyet gösteren bu tim, gerek yurt içi gerek yurt dışında birçok gösteri icra etti.

İkinci akrotimimiz ise 1955 yılında Eskişehir 4. Hava Üs Komutanlığı’nda “Uçan Kuğular” adıyla kuruldu. F-86 uçaklarını kullanan bu tim, 10 yıl faaliyet gösterdiği sürede 1964 yılında yaptığı 9’lu ve 12’li gösterilerle havacılık tarihimizde önemli yer edindi.

Diğer akrotimlerimiz ise sırasıyla:

1957-1959 yıllarında Diyarbakır’da faaliyet gösteren “Akrep”,

1964-1966 yıllarında Merzifon’da faaliyet gösteren “Yarasalar”,

1966-1972 yıllarında Bandırma’da faaliyet gösteren “Kartal (Coşkun)”,

1971 yılında Malazgirt Zaferi’nin 900. yıl kutlamalarına özel kurulan Tim.

Görüldüğü üzere, 1952 ile 1972 yılları arasında tam altı akrotim kurulmuş ve bu süre havacılık açısından zengin geçen 20 yıl olmuştur. Ancak 1972 yılında durgunluk dönemine giren akrotimler, 1992 yılında Türk Yıldızları’nın kurulum emrinin verilmesine kadar geçen 20 yıllık sürede hiçbir faaliyette bulunmamıştır. Akrotim adına bu sessizlik, 11 Eylül 1992 tarihinde bozulmuş ve Türk Yıldızları ekibi, faaliyetlerine hâlen daha devam eden en uzun ömürlü tim olmuştur.

Ve Türk Yıldızları…

1972 yılından sonra 20 yıl sekteye uğrayan akrotim faaliyetleri, dönemin Türk Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Halis Burhan’ın direktifleri doğrultusunda, 11 Eylül 1992’de 3. Ana Jet Üs 132. Filo Komutanlığı bünyesinde bir akrotim kurulma kararı almasıyla yeniden gündeme gelmiştir. 7 Kasım 1992’de ise Türk Yıldızları adıyla kurulma emri yayımlanmış ve tim bu tarihte kurulmuştur.

Yukarıda bahsettiğimiz akrotimin kuruluş amaçlarıyla aynı gayeyi taşıyan Türk Yıldızları; silahlı kuvvetlerin gücünü gösterme, kendi pilotunu yetiştiren ülkemizin yetenek ve kabiliyetlerini temsil edip tanıtma, Türk gençliğine havacılığı sevdirme amaçlarıyla bu yola çıkmıştır. Aradan geçen 33 yılda da bunların hiçbirisinden sapmadan, ciddi ve disiplinli bir şekilde faaliyetlerine yurt içi ve yurt dışında devam etmektedir.

Timin kurulma emri verildikten sonra, gösterilerin icra edileceği uçak önem taşımaktaydı. O yıllarda Türk Hava Kuvvetleri envanterinde süpersonik, yani ses hızını aşan uçaklardan bir seçim yapılması gerekliydi. Seçenekler arasında F-4, F-16 ve o yıllarda envanterimize yeni girmiş olan NF-5 uçakları vardı. Seçilecek uçak, kol uçuşu denilen yani toplu uçuşlara ve seyircilerin coşkusunu artıracak keskin manevralara uygun olmalıydı. Bu üç uçak arasında duruma en uygun olan NF-5 seçildi ve 25 Aralık 1992 tarihinde dört adet uçakla eğitimlere başlandı.

Ancak burada........

© Yeni Ufuk Dergisi