Muhafazakârlık güçlenirken
AK Parti’nin mahallî idareler seçiminde oy kaybına uğramasıyla ilgili tartışmalarda “fabrika ayarlarına dönüş” çağrısı giderek yaygınlaşıyor. Aslında fabrika ayarlarına dönüş çağrısı daha önce de dillendirilmişti. “Kuruluş felsefesi” gibi ifadeler de bu çağrılarla birlikte gündeme geldi. Fakat bu çağrılar farklı çevreler tarafından gündeme getirildiği için herkesin aynı anlama gelecek sözler sarf edip etmediği üzerinde pek durulmadı. Dolayısıyla fabrika ayarları ve kuruluş felsefesi ile kastedilenin ne olduğuna dair bir uzlaşma görüntüsü verildi. Sanki konuyla ilgili fikir yürütenler böyle bir uzlaşmanın varlığını temel alarak konuşuyor. Böyle bir kabulün ne kadar anlamlı olacağı sorusunun sorulmadığı bir siyasî tartışma zemininde dönüş çağrılarını dillendiren çevrelerin ortak bir fikirde uzlaştıklarını düşünmek herhalde yanıltıcı olacaktır. Üstelik geride kalan yirmi yılı aşkın dönemde bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de büyük değişimler yaşandı ve bu değişimleri göz ardı eden bütün yaklaşımlar “muhafazakâr” paydada buluşmaktan başka bir ortaklığa sahip değil. Bu da “muhafazakâr” kavramı üzerinde yeniden durmayı gerekli kılar. Sıkça kullanılan bir kavram olmakla birlikte muhafazakârlığın siyasî ve ideolojik bakımdan çerçevesi sarih bir şekilde çizilmiş değildir. Eğer muhafazakârlık siyasî ve ideolojik bakımdan belirli bir düşünme ve davranış biçimini gösteriyorsa bunun belirginleştirilmiş olması gerekir. AK Parti’nin kuruluş dönemiyle ilgili olarak da belirli bir düşünme ve davranış........
© Yeni Şafak
visit website