20. yüzyılın en büyük aşk şiirlerinden biri hiç şüphesiz Sezai Karakoç’un Mona Roza’sıdır. 90’lı yıllarda bu şiir fotokopi yoluyla çoğaltılır elden ele dolaşırdı. Sezai Karakoç bu büyük lirik destanını kitap olarak yayınlamazdı. Sonra birden bire bu şiir müstakil bir kitap olarak Diriliş Yayınları’ndan çıktı. Bu sefer adı Monna Rosa olmuştu, dikkatli okurların fark edebileceği değişiklikler vardır. Olsundu. Üstad aradan geçen zaman içinde bu şiirin okurla bu şekilde buluşmasına karar vermişti. Şiir kitap olarak yayınlandı yayınlamasına ama şiirin muhatabı Muazzez Akkaya hâlâ büyük bir muammaydı. Kimdi Sezai Karakoç’a bu şiiri yazdıran kadın? Aradan yıllar geçti 2006 yılında Hürriyet Gazetesi’nde Ahmet Hakan Muazzez Akkaya’yı buldum başlıklı bir yazı yazana kadar hakkında çok az şey biliniyordu. İşte bu yazıdan sonra hakkındaki sis perdesi biraz aralandı.

Geçtiğimiz günlerde Anadolu Ajansı’ndan Burcu Çalık Göçümlü’nün Muazzez Akkaya’yla yaptığı röportaja kadar Akkaya’yı tanıyan bilen kişi sayısı çok azdı. Röportajın belki de en dikkate değer yanı Sezai Karakoç’un vefatından kısa bir süre önce sahilde karşılaşmaları ve birbirlerini tanımamaları olabilir. Gerçi bana çok inandırıcı gelmedi 90 küsur yaşındaki birisinin sahilde rast geldiği birinin simasını 1 ay kadar hatırlayabilmesi imkansıza yakın. Bir de Muazzez Akkaya’nın hayatı Emine Öte tarafından “Mahrem Şiir: Monna Rosa” adıyla kitaplaşmış. Kitabı da en kısa sürede okuyup bazı detaylara hakim olmak düşüncesindeyim. Muazzez Akkaya’nın Giray soyadı taşıdığını ve bir banka reklamında oynadığını yıllar önce haberleştirmiştim. Bu haberi yaparken de Muazzez Hanım’la telefonla görüşmüştük. İlgilisi bu reklamı YouTube üzerinden bulabilir. Bu reklamı Sezai Karakoç’un da izlediğini biliyorum. O yüzden Muazzez Hanım’ı yolda görünce tanımamış olma ihtimalini sıfıra yakın buluyorum.

Geçtiğimiz haftalarda Yılmaz Savaşçı Gassan Kanafani başlıklı bir yazı kaleme aldım bu köşede. O yazıda Kanafani’nin “Türkçede şu an baskısı bulunan tek kitabı var” ifademi okuyan Peren Birsaygılı Mut kendisinin danışmanlığında 4 kitabının daha bulunduğunu ve bu kitapların Loras Kitap tarafından neşredildiğini belirtti. Mut 10 yıldan fazla süredir Filistin edebiyatına ve Filistinle ilgilenen önemli bir kalem. Filistin Direniş Edebiyatından Portreler&Zeytin Ağaçlarının Arasında ve Kalem ve Tüfek&Büyük Filistin İsyanından Portreler (1936-1939) başlıklı iki önemli ve bildiğim kadarıyla alanında tek kitapların müellifi. Ben Kanafani hakkındaki yazımı kaleme alırken bu kitapların baskısının bittiğine dair bir kaç kitap sitesinden ibare görmüş o yüzden bahsetmemiştim lakin o sitelerle alakalı bir sıkıntı varmış. Yani Metis Yayınları’ndan çıkan Güneşteki Adamlar’a ilaveten Loras Kitap’tan çıkan On İki Numaralı Yatağın Ölümü (Çevirmen Murat Göçer), Adamlar ve Tüfekler (Çevirmen Murat Göçer) Hüzünlü Portakal Yurdu (Çevirmen Muhammed Ali Söylemez) ve Bizim Olmayan Âlem (Çevirmen Ökkeş Hengil) isimli kitaplar da okurlarını bekliyor. Ben de kitapların siparişini hemen verdim ve en kısa sürede okumayı planlıyorum. Son bir not: Metis Yayınları Kanafani yazımını kullanırken Loras Kitap Kenefani yazımını tercih ediyor.

QOSHE - Ve Monna Roza - Samed Karagöz
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Ve Monna Roza

25 7
07.01.2024

20. yüzyılın en büyük aşk şiirlerinden biri hiç şüphesiz Sezai Karakoç’un Mona Roza’sıdır. 90’lı yıllarda bu şiir fotokopi yoluyla çoğaltılır elden ele dolaşırdı. Sezai Karakoç bu büyük lirik destanını kitap olarak yayınlamazdı. Sonra birden bire bu şiir müstakil bir kitap olarak Diriliş Yayınları’ndan çıktı. Bu sefer adı Monna Rosa olmuştu, dikkatli okurların fark edebileceği değişiklikler vardır. Olsundu. Üstad aradan geçen zaman içinde bu şiirin okurla bu şekilde buluşmasına karar vermişti. Şiir kitap olarak yayınlandı yayınlamasına ama şiirin muhatabı Muazzez Akkaya hâlâ büyük bir muammaydı. Kimdi Sezai Karakoç’a bu şiiri yazdıran kadın? Aradan yıllar geçti 2006 yılında Hürriyet Gazetesi’nde Ahmet Hakan Muazzez Akkaya’yı buldum başlıklı bir yazı yazana kadar hakkında çok az şey biliniyordu. İşte bu yazıdan sonra hakkındaki sis perdesi biraz aralandı.

Geçtiğimiz günlerde Anadolu Ajansı’ndan Burcu Çalık Göçümlü’nün Muazzez Akkaya’yla yaptığı röportaja kadar Akkaya’yı tanıyan bilen kişi sayısı çok azdı. Röportajın belki de en........

© Yeni Şafak


Get it on Google Play