Batı dünyasında Gazze’de yaşananlar turnusol vazifesi görmeye devam ediyor. Özellikle sanat dünyasında genel durumu şu şekilde özetlemek mümkün diye düşünüyorum:

Sanatçıların büyük çoğunluğu İsrail’in yaptığına karşı, bunların sadece küçük bir kısmı seslerini yükseltebiliyorlar. Özellikle Hollywood söz konusu olunca, tıpkı geçtiğimiz yazılarda Almanya örneğinde belirttiğim gibi, İsrail’i eleştirmenin antisemitizme hizmet ettiği algısı yerleşmiş durumda. Bunun doğru olmadığına inananlar bile seslerini çıkartamıyorlar. Çağdaş sanat dünyasında sesini çıkartabilen hayli sanatçı var. Kurumlar söz konusu olunca hem bağışçılarını karşılarına almamak hem de devletin çeşitli ve ilgili organlarıyla ters düşmemek adına Filistin’e en ufak bir destek verene bile kapıyı gösteriyorlar. Hele ki Amerika’da eğitim almış, yıllardır Amerika’da üretim yapıyor olsanız bile, Samia Halaby örneğinde gördüğümüz gibi, Filistinliyseniz sanat dünyasındaki kurumların kapıları size kapalı. Sanat yayıncıları nispeten daha “bağımsız” oldukları için İsrail’in Gazze’de uyguladığı soykırıma itiraz eden sanatçıların seslerinin duyurulmasına yardımcı olabiliyorlar. Ana akımda ise bu sesi durmak adeta imkansız.

Geçtiğimiz günlerde bir sergisi sadece atığı bir tweet yüzünden iptal olan, ki aslında 4 sergisi iptal oldu, Çinli sanatçı Ai Weiwei içinde bulunduğumuz duruma dair verdiği bir röportajda şu sözleri sarf ediyor: Küresel anlamda çok kritik bir dönemde yaşadığımızı düşünüyorum. Değerlerimiz veya gerçekte neyi savunduğumuz hakkında yeniden düşünmeliyiz. Bu sadece bireysel sanatçılar için değil, aynı zamanda devletler için de bir zorluk. Ve yavaş yavaş demokrasinin veya kişisel özgürlüğün zeminini kaybediyoruz, hatta hâlâ krizlerle, ekonomik krizle, göç kriziyle karşı karşıyayız. Ayrıca muhtemelen Üçüncü Dünya Savaşı’nın eşiğindeyiz. Biliyorsunuz bu abartı değil. Olabilir. Ve korkarım gerçekler bu. Ancak bu, her bireyin insanlığı ve insan haklarını savunmasını gerektirir.

7 Ekim’den sonra dünyanın artık eski dünya olmadığını, olmayacağını, olamayacağını hepimizin idrak etmesi gerekiyor. Dünyanın değişmeyeceğini sananlar ve buna göre hazırlığını yapmayanlar korkarım ki ileride çok büyük pişmanlıklar yaşayacaklar.

Filistin’in yanında olan ve yanında olduğunu korkmadan, çekinmeden duyurmak isteyen film çalışanları Film Workers For Palestine (Filistin için Film Çalışanları) isimli bir oluşum başlattılar. İmza kampanyasına binlerce film çalışanı imza attı. Sadece güçlünün değil haklının da sesinin duyulması için önemli bir adım olduğunu düşünüyorum.

Filistin için Film Çalışanları çıkış beyannamelerinde şu sözleri kullanıyor:

Filistin için Film İşçileri, film yapımcıları ve sinema emekçileri tarafından soykırımın sona ermesi ve özgür bir Filistin için ayağa kalkmaya yönelik bir çağrıdır. FiFÇ bir değerler beyanıyla başlayarak, Filistinlilere yönelik savaşa ve İsrail’in soykırım kampanyasına karşı çıkan seslerin sansürlenmesine yanıt olarak örgütlenmek için alanlar ve altyapı inşa edecek.

Yolları açık olsun. İmza vermek isteyenler https://filmworkersforpalestine.org/ adresinden bildiriyi imzalayabilirler.

QOSHE - Turnusol kağıdı olarak Gazze - Samed Karagöz
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Turnusol kağıdı olarak Gazze

4 1
28.01.2024

Batı dünyasında Gazze’de yaşananlar turnusol vazifesi görmeye devam ediyor. Özellikle sanat dünyasında genel durumu şu şekilde özetlemek mümkün diye düşünüyorum:

Sanatçıların büyük çoğunluğu İsrail’in yaptığına karşı, bunların sadece küçük bir kısmı seslerini yükseltebiliyorlar. Özellikle Hollywood söz konusu olunca, tıpkı geçtiğimiz yazılarda Almanya örneğinde belirttiğim gibi, İsrail’i eleştirmenin antisemitizme hizmet ettiği algısı yerleşmiş durumda. Bunun doğru olmadığına inananlar bile seslerini çıkartamıyorlar. Çağdaş sanat dünyasında sesini çıkartabilen hayli sanatçı var. Kurumlar söz konusu olunca hem bağışçılarını karşılarına almamak hem de devletin çeşitli ve ilgili organlarıyla ters düşmemek adına Filistin’e en ufak bir destek verene bile kapıyı gösteriyorlar. Hele ki Amerika’da eğitim almış, yıllardır Amerika’da üretim yapıyor olsanız bile, Samia Halaby örneğinde gördüğümüz gibi, Filistinliyseniz sanat dünyasındaki kurumların kapıları size kapalı. Sanat yayıncıları nispeten daha “bağımsız” oldukları için........

© Yeni Şafak


Get it on Google Play