Ekim ayından itibaren İsrail büyük bir soykırım uyguluyor. Durmadan, ara vermeden savunmasız masum sivillere saldırıyor. Bebekler, kadınlar, yaşlılar öldürülüyor. Bu yaşanan soykırıma dair de birçok sanatçıdan ses çıkıyor. Bazıları ise ya İsrail’i savunuyor ya da sessiz kalıyor. Ülkemizde ise maalesef sanat dünyasından yeterince ses çıkmadığını defalarca bu köşede yazdım. İsrail’in Refah’ta çadırlara saldırmasından sonra “sanatçı”larımızdan itirazlar gelmeye başladı. Sosyal medyadan Gazze’ye dair paylaşımlar yapmaya başladılar. Yaşananları göz önüne aldığımızda burada ayrı bir motivasyonun devreye girdiğini düşünmekten kendimi alamıyorum. Bu kişiler birileri düğmeye basmışçasına aylardır sessizken birden bire itirazlara başlamalarını samimi bulmuyorum. Aynı şekilde aylarca İsrail lehine düşünceleri olduğunu, İsrail’i haklı gördüğünü şimdilerde anladığımız Azra Kohen isimli yazar da birden bire kendini ortaya atarak Gazzelileri suçladı. Bu iki yaklaşımı bir araya koyunca işin içinde başka bir iş olduğunu düşünmekten kendimi alamıyorum.

Doğu Demirkol’a ayrı bir parantez açmak gerektiğine inanıyorum. Bu yaz oynanacak bütün oyunlarının gelirini Filistin’e aktaracağını söylemesi kuru slogan atanlara örnek olur inşallah. Taşın altına elini koymak, yaşananlarla dertlenmek ve elden gelenin en iyisini yapmak bu olsa gerek.

Filistin’in haklı davasına destek veren herkesi baş üstünde tutmamız gerektiğini söylemiştim daha önce. Hiç tarzım olmasa bile ABD’li rapçi Macklemore’un “Filistinlilerin mücadelesi ve direnişi, bana sürekli güç verdi” demesi üzerinde tekrar dinlemeye çalıştım.

Türk resim tarihinin en ikonik çalışmalarına imza atan isimlerden biri hiç şüphesiz Nuri İyem’dir. Nuri İyem durmaksızın birbirine benzer “yüz”lerin resmini yapar. Portre yerine “yüz”ü kullanmamın bir nedeni var İyem bu durumu şu sözlerle açıklıyor: Portre deyince bir kişinin resmi anlamına geliyor. Ama ben burada herhangi bir kişiyi almıyorum. Kendi düşünceme göre kadını ya da erkeği resmediyorum. Dolayısıyla benim yaptığım, yani Batı’daki anlamda portre, çok gerçekçi, tıpatıp adama benzeyen bir şey değil. Ben, kendi kafamdaki, kendi gönlümdeki yüzü çiziyorum.

Levent Çalıkoğlu küratörlüğünde geçtiğimiz günlerde Casa Botter’in Solo Botter serisinin ikinci sergisi açıldı. İlki vakitsiz kaybettiğimiz Selma Gürbüz’le başlayan seri şimdi Nuri İyem’le devam ediyor. Casa Botter mekan olarak çok büyük bir alana sahip değil lakin ‘küçük bir mekanda bir retrospektif sergi nasıl yapılabilir’in güzel bir cevabı veriliyor.

İstanbul’un fethinin 571. yıldönümü çeşitli etkinlikler kutlandı. Yeni bir çağın açılmasına neden olan olay Fatih Sultan Mehmed Han’ı yakından tanımak isteyenlere de bir çok farklı imkan sağlıyor. Bunlar bir tanesi de Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi’nde açılan Fatih Sultan Mehmet Sergisi de bunun güzel bir örneği. Fatih Sultan Mehmet’in hayatına dair 77 eserin sergilendiği serginin küratörü Funda Akkuş. Bazı eserlerin ilk kez sergilendiğini, bazılarınınsa uzun zamandır sergilenmediğini belirtmem gerek. Sergi 29 Temmuz’a kadar ücretsiz olarak ziyaret edilebilir.

QOSHE - Sahibinin Sesi - Samed Karagöz
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Sahibinin Sesi

24 0
02.06.2024

Ekim ayından itibaren İsrail büyük bir soykırım uyguluyor. Durmadan, ara vermeden savunmasız masum sivillere saldırıyor. Bebekler, kadınlar, yaşlılar öldürülüyor. Bu yaşanan soykırıma dair de birçok sanatçıdan ses çıkıyor. Bazıları ise ya İsrail’i savunuyor ya da sessiz kalıyor. Ülkemizde ise maalesef sanat dünyasından yeterince ses çıkmadığını defalarca bu köşede yazdım. İsrail’in Refah’ta çadırlara saldırmasından sonra “sanatçı”larımızdan itirazlar gelmeye başladı. Sosyal medyadan Gazze’ye dair paylaşımlar yapmaya başladılar. Yaşananları göz önüne aldığımızda burada ayrı bir motivasyonun devreye girdiğini düşünmekten kendimi alamıyorum. Bu kişiler birileri düğmeye basmışçasına aylardır sessizken birden bire itirazlara başlamalarını samimi bulmuyorum. Aynı şekilde aylarca İsrail lehine düşünceleri olduğunu, İsrail’i haklı gördüğünü şimdilerde anladığımız Azra Kohen isimli yazar da birden bire kendini ortaya atarak Gazzelileri suçladı. Bu iki yaklaşımı bir araya koyunca işin içinde başka bir iş olduğunu........

© Yeni Şafak


Get it on Google Play