Beklenen yarışma gerçekleşti ve İsrail tahmin ettiğimiz gibi Eurovizyon yarışmasında yerini aldı. Hatta 5. bile oldu. Batı dünyasının yöneticilerinin İsrail’in yanında olduklarını hepimiz rahatlıkla açık ve seçik görüyoruz.

Kültür ve sanat gibi duyarlılığın ve anlayışın daha yüksek, reelpolitik yaklaşımlardan uzak olmanın daha doğal olduğu alanlarda farklı beklentiler içinde olmamız son derece normal. Ama bu beklentilerimiz maalesef gerçekleşmiyor. İsrail’e karşı tam manasıyla bir kültürel ambargo koymaktan yoksunuz. Yapılan tüm protestolara, -ki bu protestolar neticesinde diskalifiye olan yarışmacı oldu Eurovizyon’da-, rağmen İsrail bu organizasyonun içinde kendine hâlâ yer bulabiliyor. İsrail’e karşı uygulanmayan yaklaşım, Rusya’ya karşı uygulandı. Öyle bir kültürel ambargo çılgınlığına girdi ki Batı dünyası, hızlarını alamayıp Dostoyevski ve Tolstoy’a kadar vardırdılar işi. Allah’tan Ukraynalılar Gogol’ün Rus değil Ukraynalı(!) olduğunu iddia ettiler de ona dokunmadılar. İçinde bulunduğumuz bu garip çağ, kabul, her çağ garip ama bu kadar garip bir dönem daha önce oldu mu emin değilim, sonrasında neler olacağını öngörmek bence imkansız. İsrail o kadar acımasızca katliam yapıyor ki bundan sonra dünyada hiçbir şeyin eskisi gibi olmaması gerektiğini düşünüyorum. Bu yaşanan acılar tabii ki unutulmayacak ve İsrail’e karşı ilerleyen dönemlerde inşallah daha ciddi yaptırımların olacağına inanıyorum. Bunun da ilk adımının kültür ve sanat alanında olması gerektiğini düşünüyorum. Sivil bir organizasyon bugün artık İsrail devletiyle iş yapmaz, yapamaz.

Filistin’in nasıl adım adım işgal edildiğini anlamak için gündelik haberlerden kurtulmamız gerekiyor. Sadece haberlere bakarsak soykırımın 7 Ekim’de başladığını sanabiliriz. Filistin’de her şeye rağmen devam eden direnişi anlamanın yolu da İzzeddin el Kassam’ı anlamaktan geçiyor. Uzun yıllardan beri Filistin direnişine dair çalışmalar yapan Peren Birsaygılı Mut yapmış olduğu biyografik çalışmayla bu alandaki önemi bir boşluğu doldurdu. Farabi Kitap’tan çıkan Suriye’den Filistin’e Bir Direniş Hikayesi alt başlığını taşıyan kitap direnişi ateşleyen isimlerin başında gelen İzzeddin el Kassam’ın hayatını anlatıyor. Suriye’deki çocukluk günleri, Ezher’de aldığı eğitim, Trablusgarp Savaşı’nda Osmanlı lehinde çatışmaya gitme çabaları, Fransa’nın Suriye’yi işgali üzerine başlattığı mücadele, gizli yollardan Filistin’e gidişi, halkın her daim içinde olan bir vaiz olarak tanınması ve Suriye’de benzerini gördüğü durumun Filistin’de de gerçekleşmekte olduğunu fark ederek erkenden halkı silahlı direniş için hazırlaması ve diğer birçok husus son derece yalın ve anlaşılır bir üslupla okuyuculara aktarıyor. Filistin’in haklı mücadelesini anlamak için son derece önemli bir eser.

QOSHE - Eurovizyon’un anlattıkları - Samed Karagöz
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Eurovizyon’un anlattıkları

73 0
15.05.2024

Beklenen yarışma gerçekleşti ve İsrail tahmin ettiğimiz gibi Eurovizyon yarışmasında yerini aldı. Hatta 5. bile oldu. Batı dünyasının yöneticilerinin İsrail’in yanında olduklarını hepimiz rahatlıkla açık ve seçik görüyoruz.

Kültür ve sanat gibi duyarlılığın ve anlayışın daha yüksek, reelpolitik yaklaşımlardan uzak olmanın daha doğal olduğu alanlarda farklı beklentiler içinde olmamız son derece normal. Ama bu beklentilerimiz maalesef gerçekleşmiyor. İsrail’e karşı tam manasıyla bir kültürel ambargo koymaktan yoksunuz. Yapılan tüm protestolara, -ki bu protestolar neticesinde diskalifiye olan yarışmacı oldu Eurovizyon’da-, rağmen İsrail bu organizasyonun içinde kendine hâlâ yer bulabiliyor. İsrail’e karşı uygulanmayan yaklaşım, Rusya’ya karşı uygulandı. Öyle bir kültürel ambargo çılgınlığına girdi ki Batı dünyası, hızlarını alamayıp Dostoyevski ve Tolstoy’a kadar vardırdılar işi. Allah’tan Ukraynalılar........

© Yeni Şafak


Get it on Google Play