Çürüme: Yukarıdan aşağıya…
Son dönemdeki yasa dışı bahis ve uyuşturucu operasyonları, Türkiye’de uzun süredir göz ardı edilen bir gerçeği görünür kıldı: Toplumsal çürüme artık yalnızca yoksul mahallelerin ya da zor durumda kalmış bireylerin meselesi değil. Aksine, çürümenin, “sosyal etkileşim fırtınası”nın da etkisi ile toplumun en görünür, en güçlü ve en ayrıcalıklı kesimlerinden başlayarak aşağıya doğru yayıldığı bir dönemin içindeyiz.
Uzun yıllar boyunca suç ve toplumsal bozulma tartışmalarında “yoksulluk suç doğurur” tezi öne çıktı. Elbette ekonomik sıkıntı, suça yönelmeyi artırabilir. Ancak bugün tanık olduğumuz tabloyu bu kalıpla açıklamak giderek imkânsız hale geliyor. Ekonomik zorluk yaşamayan, üstelik yüksek güç ve prestije sahip kişilerin bile suça, manipülasyona ve karanlık ilişkilere bulaştığı bir dönemden geçiyoruz. Bu, klasik sosyolojik okumaların ötesine geçen, değerler dünyasındaki hızlı ve derin kırılmanın işaretidir.
PARA İÇİN BEBEKLERİ ÖLDÜREN DOKTORLAR
Geçtiğimiz yıl sağlık sektöründe ortaya çıkarılan bir suç örgütü, çürümenin niteliğine dair çok şey söylüyor. Aralarında doktor, hemşire ve sağlık çalışanlarının olduğu “Yenidoğan Çetesi”nin, özel hastanelerde yoğun bakım doluluğunu artırarak üst sınırdan ödeme almak için etik dışı uygulamalara yöneldiği belirlendi. Bazı bebeklerin yaşam hakkının, ekonomik kazanç uğruna bilerek riske atıldığı tespit edildi. Bu vakada ne yoksulluk ne eğitimsizlik, ne de sosyal dışlanma söz konusu. Yüksek gelir, profesyonel uzmanlık, toplumsal saygınlık gibi avantajlara sahip kişilerin suç üretmesiyle karşı karşıyayız.
FUTBOLCULARIN FUTBOLA İHANETİ
Benzer bir çözülme spor dünyasında yaşanıyor. Halihazırda milyonlar kazanan bazı profesyonel futbolcuların yasa dışı bahis çeteleriyle iş birliği yaptığı, maç sonuçlarının manipüle edildiği, hakem ve yöneticilerin bu süreçlere dahil olduğuna ilişkin soruşturmalar gündemi sarsıyor. Bine yakın futbolcu disiplin sürecine sevk edilmiş durumda, gözaltılar ve tutuklamalar gerçekleşti.
Bu tablo da ekonomik gerekçeyle açıklanabilir mi?
Hayır! Çünkü bu kişilerin zaten yüksek gelirleri ve toplumun üst kesiminde pozisyonları var. Burada karşılaştığımız, zenginlik ya da fakirlikle değil, ahlaki yönelimlerin ekonomik arzular tarafından........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein