KAHİRE GÖRÜŞMELERİNDEN ÖNCE BİR DEĞERLENDİRME
Kimsenin, doğal olarak, dünyada neler oluyor diye merak etmeyeceği bir gün. Yine de dünya dönüyor ve dünyanın bir kısmı paskalya günlerinde kakao krizinden bahsederken bir kısmı -yine bu yazı kaleme alındığı gün yani pazar günü- gerçekleşmesi beklenen Kahire görüşmelerinden çıkacak sonucu bekliyor.
Bilindiği üzere ateşkes ve rehinelerin salınması ile ilgili koşulları görüşmek üzere İsrail ve Hamas Kahire’de arabulucuların da bulunacağı bir ortamda bir araya gelecekler. İsrail sağının kalesi, ethosunun yıkılmaz bekçisi olmak üzerinden siyasi ve jeopolitik başarısızlıklarını örtmeye çalışan Netanyahu ve hükümeti için kritik bir karar gibi görünse de, bir “ilk” karar değil. Hamas ile daha önce de geçici ateşkes ve rehine-mahpus takası yapılmış, yani “Amalek” filan gibi adlarla yok edilmesi meşrulaştırılan örgütle anlaşılmak durumunda kalınmıştı. O zamanki anlaşma çok mütevazi koşullar üzerinden yükselse de Hamas lehine siyasi ve sembolik kazanımlarla doluydu. En önemlisi Hamas’ın Filistin direnişi söz konusu olduğunda direnişin temel aktörü olduğu iması anlaşmaya ve sonrasındaki gelişmelere içkindi. Dolayısıyla anlaşma Netanyahu ve Netanyahugiller adına yeni bir yenilgiyi temsil ediyor, Arap/İslam dünyasında Hamas’ın Filistin direnişini domine etmesinden memnuniyetsizler olsa da örgütün konumunu güçlendiriyordu. Tüm bu nedenlerle Netanyahu, anlaşma bitirildiğinde “Filistin’in Hamassızlaştırılması” planına geri döndü ve bir daha böyle bir anlaşmaya gerek kalmayacağını eylem ve söylemleriyle belli etti. Geçtiğimiz ateşkesten bugüne bu süre zarfında İsrail’in Gazze’yi dümdüz ettiği, yokluk ve yoksunluk üzerinden BM raportörlerinin dikkat çektiği üzere soykırım sınırlarında dolaşan sivillere yönelik baskı ve savaş suçu uyguladığı, Hamas’ın önemli kadrolarının sadece Gazze’de değil sınır ötesinde de avlandığı, hatta bu avlama işinin giderek Hizbullah kadrolarını hedef alacak şekilde genişletildiği bir süreç geçirildi. Yine de son geldiğimiz noktada bu kadar militarize bir stratejiden sonra hala İsrail Hamas ile masaya oturmak zorunda kalıyor.
İsrail’in yenilgileri
Pazar günü ne sonuç çıkarsa çıksın, bu zorunluluk hali bile Netanyahu ve İsrail için yeni bir yenilgi demek. Bu tür görüşmelerin neleri kapsayacağını üç aşağı beş yukarı tahmin ediyoruz elbette ama tam koşullar açıklanmadan anlaşma ya da görüşmeden kim ne kazandı bunu çıkarsamak zor. Görüşme aşamasında dahi Hamas’ın siyasi olarak kazanç sağlayan taraf olduğunu söyledik. Eğer bir anlaşma çıkarsa, anlaşmada Gazze’ye yardım ve Filistinli tutukluların salınması ile ilgili maddeler olursa Hamas’ın Filistin direnişini konsolide etmek ve Filistin direnişi adına konuşma noktasında eli çok güçlenir. Hamas’ın tek başına, çöl ortasında kapasite inşa etmediğini de biliyoruz dolayısıyla Hamas’ı desteleyen aktörlerin de Filistin davası üzerinden eli güçlenir. Yani ilk anlaşmadan kazançlı çıkan tüm taraflar bu anlaşmadan da katlanarak kazançlı çıkarlar. Batı Şeria’da seçimi Hamas ve İslami Cihat tarafından onaylanmayan yeni bir hükümet var ve hükümet daha işe başlar başlamaz -ve belki de sahadaki gerçeklerin bir yansıması olarak- Gazze meselesinden önce Batı Şeria ekonomisinin çöküşünden bahsetti. Nüfusun yüzde 90’a yakının işinden gücünden olduğu günler geçiriliyor ama Gazze’de insanlar neredeyse toplama........
© Yeni Birlik
visit website