Bediüzzaman’ı ziyaret ulemalar ve talebe gruplarının ziyaret sonrası ona büyük hayranlık duyduklarını duyan Hasan Fehmi, tavsiyeler üzerine içinde ziyaret etmek isteği uyanmış. Bir müddet daha düşündükten sonra kesin kararını vermiş. Hasan Fehmi bilgi birikim ve zekâ olarak medresenin ileri gelenlerindendi. Bütün bilgi birikimini gücünü toplayarak en güç ve ince meselelerden ilahiyat ilminden bahseden sorular hazırladı. Hasan Fehmi, Bediüzzaman ile görüşmek için uğraştan sonra nihayet ziyareti kabul edilmiş. Sonra yola çıkarak Şekerci Han’ındaki odasına gitmiş.

Bediüzzaman, “Sen talebe misin?” diye sormuş.

Hasan Fehmi, “Talebeyim efendim” demiş.

“Niye geldiniz?” diye sormuş.

“Ziyaretinize geldim efendim” demiş.

Biraz hasbihal ettikten sonra Hasan Fehmi, “Efendim talebeler arasında halledemediğimiz bazı meseleler var” der ve sorularını sormaya başlar. Sorular ve cevaplardan sonra Hasan Fehmi, hayretini şu şekilde ifade eder: “Benimle beraber on beş gün geceli gündüzlü çalışıyormuş gibi sorulara tek tek cevap verdi.”

Hasan Fehmi Bediüzzaman’ın verdiği cevapları hızlı bir şekilde de not etmiş. Sonunda Hasan Fehmi tam ikna olur ve Bediüzzaman’a hayranlık duymaya başlar. İlminin, kesbî değil, vehbi olduğuna tam inanır.

Bediüzzaman soru-cevap faslından sonra bir harita çıkarır. Şarkta darülfünun açılması icap ettiğini ve bunun ehemmiyetini izah eder. Hamidiye alaylarından söz eder. Şarkın bu şekilde idare tarzının noksâniyetlerini ifade etmiş ve maarif, sanat ve fen noktasından şarkın uyandırılması lâzım geldiğini izah etmiş. İstanbul’a bu gayesini tahakkuku için geldiğini söylemiştir. Soru cevap faslı bitince Hasan Fehmi oradan ayrılmış.

Aradan uzun yıllar geçer. 8 yıldır devam eden Afyon Mahkemesi 23 Mayıs 1956’da Risale-i Nurların beraat’ine ve iadesine karar verir. Bu beraat kararında etkili olan Diyanet İşleri Reisliği Müşavere ve Dini Eserler İnceleme Heyetinin verdiği olumla rapor etkili olmuştur. Bu raporun altında imzası olan heyette biri de Hasan Fehmi Başol’dur.

Heyet, Afyon Ağır Ceza Mahkemesine gönderdiği raporda Bediüzzaman Said Nursi’ye ait eserlerin yalnız Kur’an-ı Kerim ve hadis-i şeriflerden ilham alındığını belirtmiştir. Ayrıca nev-i beşeri ve bilhassa memleketimizdeki küçük ve büyük insan kitlelerini gafletten ikaz ve fikri ve şehevani dalaletten ve suiitikad ve suiahlak girivelerinden kurtamaya matuf kitaplar olduğunu ve bu kitapların kanuni mevzuata muhalif siyasi ve idari hiçbir mahzuru görülmediğini ifade etmiştir.

Kaynak:

Mufassal Tarihçe-i Hayat. Müellifi: Abdülkadir Badıllı-cilt-1 sayfa;154-155

QOSHE - Şekerci Han’da meydan okuma - Misbah Eratilla
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Şekerci Han’da meydan okuma

4 1
05.11.2023

Bediüzzaman’ı ziyaret ulemalar ve talebe gruplarının ziyaret sonrası ona büyük hayranlık duyduklarını duyan Hasan Fehmi, tavsiyeler üzerine içinde ziyaret etmek isteği uyanmış. Bir müddet daha düşündükten sonra kesin kararını vermiş. Hasan Fehmi bilgi birikim ve zekâ olarak medresenin ileri gelenlerindendi. Bütün bilgi birikimini gücünü toplayarak en güç ve ince meselelerden ilahiyat ilminden bahseden sorular hazırladı. Hasan Fehmi, Bediüzzaman ile görüşmek için uğraştan sonra nihayet ziyareti kabul edilmiş. Sonra yola çıkarak Şekerci Han’ındaki odasına gitmiş.

Bediüzzaman, “Sen talebe misin?” diye sormuş.

Hasan Fehmi, “Talebeyim efendim” demiş.

“Niye geldiniz?” diye sormuş.

“Ziyaretinize geldim efendim” demiş.

Biraz hasbihal ettikten sonra Hasan Fehmi, “Efendim talebeler arasında halledemediğimiz bazı meseleler var” der ve........

© Yeni Asya


Get it on Google Play