menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Yorgun zamanlar matinesi

8 0
06.12.2025

Bir samimiyet, bir ihlas, bir mahremiyet vardı o beyaz zarflarda.

Bayram tebrik kartlarında…

Bir içimiz vardı.

Bir içim su gibi dostluklarımız…

Sonra masum, çevirmeli telefonlar…

Az katlı evler…

Birdenbire yıkıldı yüzlerce yılın birikimleri.

“Bir tatlı huzur almaya…” giderdik semtlere.

Elle tutulur gibiydi saadet, sükûnet, dostluklar, muhabbet…

Aşklar bile…

İçimizin bir ürpertisi vardı.

Günah korkusu, sevaplar sevinci…

Yaşamak “yaşanır” bir şeydi.

Bir şeydik dün; onca makamsız ve parasızlığımızla…

Bir şeyler sızdı içimizden; içimize bir şeyler sızdı.

Şimdi aynalar bile yabancı bize.

"Şimdiki medeniyet" pek yaramadı.

Yaralarımız azdı; azalmadı.

“Hep bana...” şarkıları söyledik, söylüyoruz.

Bunun adı: Ego, enaniyet, benlik, cimrilik...

Bu âhirzaman günlerinin zehirli apoleti…

Dünya "insanlık" imtihanında...

Ya geçeceğiz ya kalacağız...

Gidişat hayra........

© Yeni Asya