Hüseyin Vodinalı yazdı…

İsrail, Gazze’de hastane, okul ve evleri bombalayıp bebek ve kadınları öldürürken Araplar çay partisi yaptı.

Nerede mi?

Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da.

“İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Arap Ligi Olağanüstü Ortak Zirvesi” sonrası ortak bildiri yayımlandı.

Dile kolay 54 ülke lideri katıldı Prens Selman’ın “çay partisi”ne.

31 maddelik aslanlar gibi bir de bildiri yayınladılar.

Bildiri de ne bildiri ama.

Kınım kınım kınadılar, çağrı yaptılar, talep ettiler, desteklediler, tavsiyede bulundular, ağlaştılar.

Somut icraat: sıfır.

Riyad’daki zirvede, “İsrail’e –petrol başta -ambargo uygulansın” önerisi ise havada kaldı.

11 ülkenin İsrail’e ambargo talebini 4 “İslam” ülkesi reddetti.

Kim mi bunlar: Dördü de krallıkla yönetilen, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Fas ve Bahreyn.

BAE zaten İsrail’in en büyük ortağı, Dubai üzerinden her türlü alış verişi mevcut, askeri ilişkileri bile var.

Suudi Arabistan ise zirvenin ev sahibi ama tüm bu olanlardan sonra dahi İsrail’e “normalleşme sürecini” devam ettirebiliriz çağrısını yapacak mideye sahip bir ülke. (bu arada sıcak haber: Üsküdar’da Camii İmamı olan Mustafa Efe, Mekke’de Filistin ve Gazze kelimelerini kullandığı için gözaltına alındığını duyurdu. Suudi Arabistan polisi Efe’nin ayaklarını kelepçeledi.)

Fas desen Kuzey Afrika’da CIA ve Mossad’ın en önemli üslerinden biri.

Bahreyn ise İngiltere’nin sömürgesi, MI6 ajanlarının bizzat yönettiği bir ülkemsi.

Bu arada zirveye katılan Filistin komşuları Mısır ve Ürdün’ün de Yemen ‘den İsrail’e atılan füzeleri S. Arabistan ile birlikte düşürdüğünü de söylemeliyim.

Yani bu ülkeler İsrail’e füze kalkanlığı da yapıyor.

Oysa o ülkelerde yaşayan Müslüman halkları bir yana, tüm dünyadaki Müslüman, Hristiyan, Budist, Ateist hatta Museviler bile faşist İsrail rejiminin katliamlarını nefretle kınıyor.

Gösteriler düzenliyorlar, maçlarda İrlandalı taraftarlar eylem yapıyor, Avrupalı, Amerikalı işçiler İsrail’e sevkiyatları engelliyor.

İslam dünyası ise kralların, padişahların, diktatörlerin altında ezik ve de büzük.

Mekke’de bile “Gazze”, “Filistin” diyemiyorsun düşünsene!

Emperyalist ve İsrail’in en büyük destekçisi ABD’de dahi Dışişleri mensupları Biden’ı kınayan mektup kaleme alabiliyor.

İsrail’i bizzat kuran İngiltere’de Rishi Sunak, Filistin düşmanlığı yapan kendi gibi Hint asıllı bakanını görevden alabiliyor.

Osmanlı’nın Ecyad kalesini yıkıp Kabe’nin tepesine bin metrelik saat kuleli otel diken Suudi Arabistan ise aman Neom projeme halel gelmesin, aman İsrail ile aram bozulmasın diye telaş içinde.

Bizdeki Suudiciler ve Osmanlıcılar ise Starbucks basıp, tatlı su cihadı yapıyor.

Oysa Starbucks Ortadoğu şubeleri komple Kuveyt’in.

Tıpkı içkinin su gibi aktığı Hard Rock Ortadoğu şubelerinin Usame Bin Ladin’in kardeşi Suudi Hasan Bin Ladin’e ait olması gibi.

Bizim Saray da çok farklı değil; “Netanyahu gidicisin” diyor ama Kürecik’teki İsrail üssünü kapatmıyor.

İsrail’in yakıtı Kazakistan ve Azerbaycan’dan geliyor, Ceyhan’dan gemilerle İsrail’e gidiyor.

Bakan Şimşek PKK’yı, İsrail’i, IŞİD’i destekleyen batılı ülkelerden (Suudileri de sayabiliriz aslında) para bulmak onların için ayaklarına gidiyor.

İsrail’e en büyük cesareti veren İslam dünyasının bu pasifliği ve iki yüzlülüğüdür.

Ondan sonra Filistin davasına en çok sahip çıkan İran, Suriye ve Lübnan direniş ekseninde hep yalnız bırakılıyor.

Yalnız şimdi İsrail ve ABD zorda.

Neden mi?

Çünkü madde boşluk tanımaz ve Rus lider Putin bu boşluğu epeydir iyi bir fırsat olarak görüyor.

Tüm dünya kamuoyları başta İsrail ve ardından ABD’yi lanetliyor, moral ve propaganda üstünlükleri kar gibi eridi gitti.

Putin, Batı emperyalizmine karşı savaşta İslam dünyasını yanına almayı başarıyor.

Önce kendi ülkesindeki Müslümanların kalbini kazandı.

LGBT ve Woke kültürüne karşı aile ve geleneksel değerlere sahip çıkarken, Müslümanları yanına almayı bildi.

Düşünsenize Çeçenler, Başkurtlar, Dağıstanlılar Ukrayna’da Allahü Ekber diyerek savaşıyordu!

Geçen hafta Putin, Rusya Müslümanları Ruhani Meclisi üyeleri ile “Gazze” konulu bir toplantı yaptı.

Rus lidere soru sormak için ayağa kalkan Rusya Müslümanları Ruhani Meclisi Başkanı Müftü Albir Kurganov, “Selamünaleyküm” diyerek sözlerine başlayınca, Putin de “Aleyküm Selam” deyiverdi.

Milletin yüreğinin yağı eridi.

Eskiden İngiliz etkisi altındaki Müslümanlar Prens Charles gizli Müslümanmış derlerdi.

Şimdi iş tersine döndü Putin gizli Müslüman oldu!

Şaka bir yana Putin buradaki konuşmasında İslam dünyası liderlerine lafı soktu:

“Orada (Gazze’de) yaşanan dehşete, acı çeken, kanlar içindeki çocuklara baktığınızda yumruklarınızı sıkıyorsunuz ve gözleriniz yaşarıyor. Herhangi normal bir insanın da buna tepkisi böyle olur. Eğer böyle bir tepki vermiyorsa, o zaman kalbi yoktur. Taş kalplidirler.”

Putin geçen gün de bu kez Türklere çiçek uzattı.

Bir sergi açılışında 13. yüzyılda ünlü Rus Prensi Aleksandr Nevski’nin Türk-Moğol devleti Altın Orda (Altınordu) ile iş birliği yapmasının doğru bir karar olduğunu söyledi.

Nevski Rusya’da azizlik mertebesine yükseltilmiş tarihi bir figürdür.

Bu sözleriyle Kırım’a da şirin gözüken Putin’in ondan örnek vermesi çok mühimdir.

Neyse konuyu dağıtmadan finale gelelim.

Rusya gibi Çin de İslam dünyasındaki siyasi, kültürel ve manevi boşluğu görüyor.

Tüm İslam ülkeleriyle iyi geçinmek Çin’in esaslı dış politikası.

Düşünün bir, İran ve Suudi Arabistan gibi iki azılı düşmanı barıştırdı.

Yıllardır Amerikan sermayesiyle Uygur meselesini kaşıyan her türden CIA uzantılarına karşı Doğu Türkistan/Sincian’ın her köşesine camii inşa etti.

İslam dünyası artık yirmibirinci yüzyılda yeni bir İngiliz güdümlü halife aramıyor.

Petrolün üzerine oturan gizli Yahudi şeyhleri, kraliyet sülalelerini de istemiyor.

Onlar sadece başlarını dik tutabilecek bir gerçek dayanışmanın özlemi içindeler.

QOSHE - İslam dünyasının lideri? - Hüseyin Vodinalı
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

İslam dünyasının lideri?

36 1
14.11.2023

Hüseyin Vodinalı yazdı…

İsrail, Gazze’de hastane, okul ve evleri bombalayıp bebek ve kadınları öldürürken Araplar çay partisi yaptı.

Nerede mi?

Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da.

“İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Arap Ligi Olağanüstü Ortak Zirvesi” sonrası ortak bildiri yayımlandı.

Dile kolay 54 ülke lideri katıldı Prens Selman’ın “çay partisi”ne.

31 maddelik aslanlar gibi bir de bildiri yayınladılar.

Bildiri de ne bildiri ama.

Kınım kınım kınadılar, çağrı yaptılar, talep ettiler, desteklediler, tavsiyede bulundular, ağlaştılar.

Somut icraat: sıfır.

Riyad’daki zirvede, “İsrail’e –petrol başta -ambargo uygulansın” önerisi ise havada kaldı.

11 ülkenin İsrail’e ambargo talebini 4 “İslam” ülkesi reddetti.

Kim mi bunlar: Dördü de krallıkla yönetilen, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Fas ve Bahreyn.

BAE zaten İsrail’in en büyük ortağı, Dubai üzerinden her türlü alış verişi mevcut, askeri ilişkileri bile var.

Suudi Arabistan ise zirvenin ev sahibi ama tüm bu olanlardan sonra dahi İsrail’e “normalleşme sürecini” devam ettirebiliriz çağrısını yapacak mideye sahip bir ülke. (bu arada sıcak haber: Üsküdar’da Camii İmamı olan Mustafa Efe, Mekke’de Filistin ve Gazze kelimelerini kullandığı için gözaltına alındığını duyurdu. Suudi Arabistan polisi Efe’nin ayaklarını kelepçeledi.)

Fas desen Kuzey Afrika’da CIA ve Mossad’ın en önemli üslerinden biri.

Bahreyn ise İngiltere’nin sömürgesi, MI6 ajanlarının bizzat yönettiği bir ülkemsi.

Bu arada zirveye katılan Filistin komşuları Mısır ve Ürdün’ün de Yemen ‘den İsrail’e atılan füzeleri S. Arabistan ile birlikte düşürdüğünü de söylemeliyim.

Yani bu ülkeler İsrail’e füze kalkanlığı da yapıyor.

Oysa o ülkelerde yaşayan Müslüman halkları bir yana, tüm dünyadaki Müslüman, Hristiyan, Budist, Ateist hatta Museviler bile faşist İsrail rejiminin katliamlarını nefretle kınıyor.

Gösteriler düzenliyorlar, maçlarda İrlandalı taraftarlar eylem yapıyor,........

© Veryansın TV


Get it on Google Play