“Covid 19: Bir Virüsten Ötesi” kitabım (Pankuş Yayınlarından) yayımlandığında, komplo teorisyeni damgasını çok kolay yemiştim.

2020 Temmuz’unda idi ve pandemi ve yarattığı dehşet tüm dünyada hükmünü sürüyordu.

Pandemi’ye konu virüs ve mRNA aşılarının ABD askeri sınai kompleksi tarafından yaratıldığını ve dünya nüfusunu azaltmak, küresel oligarşinin otoriter yönetiminin yolunu açmak için bir silah olduğunu ileri sürmüştüm.

Aradan 3 buçuk yıla yakın zaman geçti ve tüm gelişmeler beni doğrular nitelikte.

Virüsten çok aşıdan ölenler istatistiklerde saklanmaya çalışılsa da her geçen gün bir yakınımızın cenazesine katılıyoruz ve kendi küçük yaşamımızda dahi bu feci tabloyu gözlemliyoruz.

Son bir kaç haftada önemli gelişmeler oldu.

Birincisi ABD’de Teksas Eyaleti Başsavcısı Ken Paxton’un Pfizer’e açtığı davaydı.

Paxton’un geçen Perşembe günü açtığı davada, Pfizer’i Kovid aşılarının etkinliğine ilişkin yanlış iddialarda bulunmakla suçluyor.

Eyalet başsavcısı, Pfizer’in ayrıca fahiş kazanç sağlayan aşıların güvenliği ve etkinliği hakkındaki şüpheleri bastırmak için internet sansürü yürüttüğünü de iddia ediyor.

Pfizer, Paxton’un ‘Teksas Aldatıcı Ticaret Faaliyetleri Yasası’nı ihlal eden aldatıcı pazarlama faaliyetlerine giriştiği yönündeki şikayetiyle suçlanıyor.

Bu çok önemli bir gelişme çünkü, 1980’lerde çıkarılan bir Federal yasada ABD’de aşıların yan etkileriyle ilgili dava açmak yasaklanmıştı.

Ken Paxton ise bu davayı Teksas eyaleti yasalarına göre açtığını savunuyor ve sonuç almayı umuyor.

WEF’in kurucu ortağı Hussain Najadi’nin oğlu Pascal Najadi, küreselci vakfın şu anki en üst düzey yöneticisine karşı bir ihbarcı olarak konuşuyor ve onu ve diğer liderleri “insanlığa karşı suçlarla” suçluyor.

Najadi, Schwab ve arkadaşlarının suçlarının çok büyük olduğunu, hem Schwab’ın hem de Bill Gates gibi diğer WEF yöneticilerinin yanı sıra Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Big Pharma (Büyük İlaç Firmaları) ve diğer Büyük Teknoloji liderlerinin derhal tutuklanması gerektiğini söylüyor.

Najadi’nin babası, Schwab’la ortaklaşa 1971’de WEF’i kurdu.

On yıl sonra, elitist Schwab’ın insanlığın geleceğine ilişkin distopik vizyonundan duyduğu tiksintiyi gerekçe göstererek istifa etti.

Pascal Najadi ayrıca kendisinin ve annesinin, WEF ve diğerleri tarafından agresif bir şekilde zorlanan sahte bir “pandemi” olan koronavirüs (COVID-19) için “aşı” yaptırmak üzere kandırılmalarından da üzgün.

Najadi’ye göre kendisi ve annesi, Schwab gibilerin dünyaya uyguladığı “zehir” olduğunu söylediği enjeksiyonlar nedeniyle şu anda ölüyor.

Najadi: “Şeytan Cenevre’de Yaşıyor”

Najadi, savcılarla birlikte, sonunda Schwab’ı dünyaya getirdiği cehennemden sorumlu tutmak için çabalıyor.

Onun davası aynı zamanda bu şeytani planla işbirliği yapan Birleşmiş Milletler (BM) gibi diğer küreselci organları da ilgilendiriyor.

Şu anda WEF, BM ve DSÖ liderleri diplomatik dokunulmazlığa sahip, bu da onların suçlanıp yargılanamayacağı anlamına geliyor; ancak Najadi, diplomatik dokunulmazlığın kaldırılmasını ve ardından tutuklama emirlerinin çıkarılmasını istiyor.

Bu arada Najadi, İsviçre Başbakanı Alain Berset’e, Kovid enjeksiyonları hakkında halka yalan söylediği için dava da açtı.

Bu dava sonunda Berset geçtiğimiz Haziran ayında görevinden istifa etti.

Şimdi, elindeki bu başarı ile Najadi, BM, Gavi, WEF ve DSÖ’de daha büyük balıklara doğru ilerliyor.

Najadi’nin, “Dünyada demokrasiyle ilgili her kötülük ne yazık ki Cenevre’den geliyor” dediği aktarılıyor.

“Cenevre’de DSÖ [Dünya Sağlık Örgütü] var, Gavi var [Bill Gates’in Aşı İttifakı], sonra da babamın kurucu ortağı olduğu ve diplomatik dokunulmazlığa sahip olan seksenlerin başında Klaus Schwab’ı tiksintiyle terk ettiği WEF var.”

Najadi, sorumluların Demosit (Jenosit gibi – Nüfus kırımı) suçundan yargılanması gerektiğini söylüyor.

İngiliz Parlamentosu, 4 Aralık’ta ilk kez Covid 19 aşılarının kasıtlı olarak insanlığa zararlı olduğunu ileri süren tanınmış bilim insanlarını ağırladı.

Milletvekili Andrew Bridgen’e ve 15 diğer milletvekiline, Pandemi ve sonuçları hakkında uzman ifadesi verecek olan Dr David E. Martin, Dr. Robert Malone, Dr. Ryan Cole, Dr. Pierre Kory, Profesör Angus Dalgleish ve Steve Kirsch eşlik etti. Dr. Peter McCullough ve Dr Mike Yeadon da video konferans sistemiyle katıldı.

Pfizer’in eski başkan yardımcısı ve aşı programı yöneticisi olan Dr. Mike Yeadon, 30 yıldır bu alanda çalışan bir uzman olarak şunları söyledi:

“Size sözde aşıların tasarımının kasıtlı olarak insanlara zarar vermek olduğunu anlatacağım ve rasyonel ilaç tasarımı konusundaki kapsamlı endüstri deneyimime dayanarak size bunun birkaç örneğini vereceğim.

Bana göre yapılan kasıtlı olarak toksik malzemelerin geliştirilmesiydi.

Ve sonra kabataslak bir şekilde ilerletildiler ve insanların kollarına enjekte edildiler, çoğu zaman baskı altında, hatta bazen zor kullanarak.

Bu malzemeler biyolojik toksinlerdir.

Bu durum, vücudunuzun bu yabancı proteinleri yapan her hücreye saldırıp öldürdüğü anlamına gelir.

Ve eğer bu proteinden herhangi birini kanınıza salıverirseniz, kan pıhtıları oluşturacaktır.

Örneğin sinirlerin yakınında salınırsa, çeşitli nörolojik kusurlardan birine veya birçoklarına sahip olursunuz.

Tahminlerime göre beş buçuk milyar insana kasıtlı olarak tehlikeli bir madde verilmiş, bunların 17 milyonu bu maddeyi kullanmış ve ölmüştür.”

(konuşmanın tamamı için: https://hvodinali.wordpress.com/2023/12/05/dr-yeadon-mrna-asilari-kasitli-olarak-zarar-vermek-uzere-tasarlandi/)

Dr. David Martin ise “Son yıllarda meydana geldiğini iddia ettiğimiz pandemi bir gecede olmadı. Aslında çok spesifik olan ve koronavirüsü kullanan pandemi farklı bir zamanda başladı” dedi.

Martin, 1965’te İngiliz bilim adamlarının koronavirüsü bir patojen – hastalığa neden olan bir ajan – modeli olarak keşfettiğini söyledi.

GlaxoSmithKline isimli ilaç firmasının da sahibi olan Henry Wellcome’ın kurduğu Wellcome Trust’ın virüsü manipulatif amaçlarla kullanmaya karar vermesi üzerine devreye Rockefeller ailesinin de girdiğini anlatan Martin, “işin uygulayıcıları Bill Gates, Rockefeller Vakfı ve DSÖ’dür” dedi.

5 buçuk milyar insana yapılan aşılarda 17 milyon kişinin öldüğü iddiası korkunç gerçekten.

Bunun 55 yıllık bir komplo olduğu iddiası da ürkütücü.

Ama batılı elitlerin dünya nüfusunu azaltma projeleri de bu kadar eski.

Bu yılın Nisan ayında Almanya’da korona aşılarının neden olduğu iddia edilen sağlık sorunları öne sürülerek ülke genelinde en az 185 dava açıldı.

ABD’de ise o dönem pandemi yönetiminin başındaki, Bill Gates işbirlikçisi Dr. Anthony Fauci’yi davalar açılıyor.

Bu son gelişmelerle birlikte iş “komplo teorisi”nden çıkıp gerçekliğe dönüşüyor.

Hükümetler sessiz çünkü onlar da işbirlikçi konumunda.

Ama halk ve dürüst bilim insanları giderek seslerini yükseltiyor.

Çember daralıyor.

QOSHE - Çember daralıyor - Hüseyin Vodinalı
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Çember daralıyor

37 0
06.12.2023

“Covid 19: Bir Virüsten Ötesi” kitabım (Pankuş Yayınlarından) yayımlandığında, komplo teorisyeni damgasını çok kolay yemiştim.

2020 Temmuz’unda idi ve pandemi ve yarattığı dehşet tüm dünyada hükmünü sürüyordu.

Pandemi’ye konu virüs ve mRNA aşılarının ABD askeri sınai kompleksi tarafından yaratıldığını ve dünya nüfusunu azaltmak, küresel oligarşinin otoriter yönetiminin yolunu açmak için bir silah olduğunu ileri sürmüştüm.

Aradan 3 buçuk yıla yakın zaman geçti ve tüm gelişmeler beni doğrular nitelikte.

Virüsten çok aşıdan ölenler istatistiklerde saklanmaya çalışılsa da her geçen gün bir yakınımızın cenazesine katılıyoruz ve kendi küçük yaşamımızda dahi bu feci tabloyu gözlemliyoruz.

Son bir kaç haftada önemli gelişmeler oldu.

Birincisi ABD’de Teksas Eyaleti Başsavcısı Ken Paxton’un Pfizer’e açtığı davaydı.

Paxton’un geçen Perşembe günü açtığı davada, Pfizer’i Kovid aşılarının etkinliğine ilişkin yanlış iddialarda bulunmakla suçluyor.

Eyalet başsavcısı, Pfizer’in ayrıca fahiş kazanç sağlayan aşıların güvenliği ve etkinliği hakkındaki şüpheleri bastırmak için internet sansürü yürüttüğünü de iddia ediyor.

Pfizer, Paxton’un ‘Teksas Aldatıcı Ticaret Faaliyetleri Yasası’nı ihlal eden aldatıcı pazarlama faaliyetlerine giriştiği yönündeki şikayetiyle suçlanıyor.

Bu çok önemli bir gelişme çünkü, 1980’lerde çıkarılan bir Federal yasada ABD’de aşıların yan etkileriyle ilgili dava açmak yasaklanmıştı.

Ken Paxton ise bu davayı Teksas eyaleti yasalarına göre açtığını savunuyor ve sonuç almayı umuyor.

WEF’in kurucu ortağı Hussain Najadi’nin oğlu Pascal Najadi, küreselci vakfın şu anki en üst düzey yöneticisine karşı bir ihbarcı olarak konuşuyor ve onu ve diğer liderleri “insanlığa karşı suçlarla” suçluyor.

Najadi, Schwab ve arkadaşlarının suçlarının çok büyük olduğunu, hem Schwab’ın hem de Bill Gates gibi diğer WEF yöneticilerinin yanı sıra Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Big Pharma (Büyük İlaç Firmaları) ve diğer Büyük Teknoloji liderlerinin derhal tutuklanması gerektiğini söylüyor.

Najadi’nin babası, Schwab’la ortaklaşa 1971’de WEF’i kurdu.

On yıl sonra, elitist Schwab’ın insanlığın geleceğine ilişkin distopik vizyonundan duyduğu tiksintiyi gerekçe göstererek istifa etti.

Pascal Najadi ayrıca........

© Veryansın TV


Get it on Google Play