Şehri İstanbul belediyecilik anlamında nerden nereye gelmiş şöyle bir hatırlamakta fayda var. desemde zaten 16 milyon İstanbullu bunu zaten her gün iliklerine kadar yaşayarak hatırlamakta. Belki klasik olacak lakin İstanbul belediyecilik anlamında ilk hizmetlerini dönemin yasaklı başkanı Recep Tayyip Erdoğan'la tanımıya başlamıştı. Erdoğan öncesi susuz İstanbul, yolsuz İstanbul, köprüsüz kavşaksın İstanbul, çöp dağları dünya gündemine oturan İstanbul, sokaklarında kanalizasyon olmadığı için lağım atıkları sokaklarda dere olmuş akan İstanbul, yanına dahi yaklaşamadığın 3 km ötesinde kaçarak geçtiğin adeta burun direklerini yaydığı kokuyla kıran o meşhur Haliçli İstanbul, hava kirliliği değil Avrupa , Ay'dan dahi bakılsa görünen, gündüzü ve gecesi dahi sokağa çıkılamayan, gazetelerin yüz maskesi dağıttığı İstanbul, O meşhur Ümraniye'sin de ki çöp dağının patlayıp yaklaşık 39 cana mal olmuş İstanbul, o tarihi İSKİ skandalıyla meşhur İstanbul gibi nice kötülüklere maruz bırakılan, yönetilemeyen o zaman ki eski adıyla SHP yeni adıyla bugünün CHP'si sebep olmuştu.

İşte Erdoğan böyle bir mirası yani yaralı, her tarafı adeta kangrene dönmüş bir hasta İstanbul'u teslim almış ve bu sorunları kısa zamanda çözmüş ve geleceğe doğru yatırımlar yapmıştı. İstanbul halkı hizmetle ve güler yüzle 24 saat uyumayan, hizmet aşkıyla konuşan değil, koşan, yatan değil üreten, sorun değil, çözüm üreten, geri kalan değil gelişen, büyüyen, büyüdükçe geleceğine hızla ve emin adımlarla koşan bir belediyecilik ve anlayışla tanışmıştı. Bunu hazmedemeyen dönemin vesayetçi CHP ve askeri ve yargı kadroları uyduruk bir kararla siyasi yasak ve ceza ile Erdoğan'ı cezaevine atmış bu şekilde tüm hizmet ve eserleri ve milletin gönlünden Erdoğan'ın izini silebileceklerini düşünmüşlerdi. Olmadı başaramadılar. Onun yokluğunda ve başbakanlığın da şehri İstanbul'u onun yolundan izinden gidenler onun proje ve hedeflerine bağlı kalarak daha iyi bir hizmet çıtasının üzerine çıkardılar. Metrolar, köprülü kavşaklar, yeşil alanlar, mesire alanları, parklar, millet bahçeleri, Marmaraylar, Avrasya tünelleri, kent meydanları, 3. köprü, spor salonları, yeni statlar, kültür merkezleri, kreşler, yurtlar, evde bakım dahil tüm sosyal hizmetler, köyüne kadar götürülen cenaze hizmetleri ve daha nice eser ve hizmetler. Bu hizmetlerin geriye gitmesi yani İstanbul'un eski felçli yatalak bir hasta haline getirilmesi yine CHP ve onun Ekrem İmamoğlu gibi bir proje mirasyedi evladına nasip ettirildi. İstanbul artık eskisi gibi kabuslar şehri olmaya koşmayıp oturan, uyuyan, eser ve hizmet üretmeyen belediyecilik anlayışına döndürüldü. Var olan projeler aksatıldı veya durduruldu.

Bugün çıkmış 31 Mart seçimlerine "TAM YOL İLERİ" sloganı ile destek isteyen Ekrem İmamoğlu ve DEM'le meli CHP'si nin 5 yıl da yaptıklarına bir göz atalım. Gelelim tam yol ilerisi ve gerisine. Tam yol ileri der ama otobüsler çalışmaz, arıza yapar, yanar veya kaldığı yerde 16 milyon İstanbullu ya ittirilir. Tam yol ileri der metrobüs çalışmaz kaza yapar ya da yanar olmadı arıza yaparsa kaldığı yerde 16 milyon İstanbullu metrobüs hattında kilometrelerce yürüttürülür. Tam yol ileri der İstanbul’u sel vurur vatandaşı selde boğulur beyzade Bodrumlar da tatilde. Tam yol ileri der İstanbul’u kar fırtınası vurur beyzade İngiliz elçileriyle balık keyfinde. Tam yol ileri der otobüsü Eminönü’nde denize düşer. Tam yol ileri der bindiğiniz metrobüsler kafa kafaya çarpışır siz için de. Tam yol ileri der İstanbul'un mahrem bilgileri ABD elçiliğinin şirketlerine teslim edilir. Tam yol ileri der Haliç’e nefes aldıracak Silahtarağa biyolojik arıtma tesisinin temel atma törenini iptal eder. Tam yol ileri der eşine bir saat eğlensin diye haliçte yüzer tenis kortu yaptırır eşi eğlendikten sonra kortu çöpe atar. Tam yol ileri der metrolar bitmez. Tam yol ileri der metrobüs kuyruk çilesi bitmez. Tam yol ileri der metro asansörleri ve yürüyen merdivenleri çalışmaz. Tam yol ileri der onu göreve getiren genel başkanına ihanet eder. Tam yol ileri der danışmanının İsviçre gizli kayak tatilini 16 milyon İstanbulluya kitler. Tam yol ileri der seçilir seçilmez önceki dönemi gibi 15 bin işçiyi sokağa atar kendi yandaşı 40 bin kişiyi yine işe alır. Tam yol ileri der kentsel dönüşümden kaçar verdiği sözleri yerine getirmez evleri dönüştürmez. Tam yol ileri der deprem bütçesini şahsi reklam ve algıları için heba eder. Tam yol ileri der ucuz su, ucuz ulaşım ucuz bilet gibi vaatlerini yine yerine getirmez üstüne misli misli zam yapar. Tam yol ileri der belediyenin önünden geçmez. Ve daha nice şeyler yazılabilir.

Şimdi çıkmış Tam yol ileri diyerek ikinci bir 5 yıl daha görev istemekte. 31 Mart günü söz de karar da sizin ey İstanbul halkı. Ya İstanbul'u hürmetsizlikten kurtaracaksınız ya da yatağa mahkûm felçli bırakacaksınız. Ya insanca hizmet alacaksınız ya da tam yol ileri deyip bu israf keş mirasyediye katlanacaksınız. Karar sizin.

QOSHE - GERÇEKTEN DE TAM YOL İLERİ Mİ? - Tekin Öget
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

GERÇEKTEN DE TAM YOL İLERİ Mİ?

5 0
05.03.2024

Şehri İstanbul belediyecilik anlamında nerden nereye gelmiş şöyle bir hatırlamakta fayda var. desemde zaten 16 milyon İstanbullu bunu zaten her gün iliklerine kadar yaşayarak hatırlamakta. Belki klasik olacak lakin İstanbul belediyecilik anlamında ilk hizmetlerini dönemin yasaklı başkanı Recep Tayyip Erdoğan'la tanımıya başlamıştı. Erdoğan öncesi susuz İstanbul, yolsuz İstanbul, köprüsüz kavşaksın İstanbul, çöp dağları dünya gündemine oturan İstanbul, sokaklarında kanalizasyon olmadığı için lağım atıkları sokaklarda dere olmuş akan İstanbul, yanına dahi yaklaşamadığın 3 km ötesinde kaçarak geçtiğin adeta burun direklerini yaydığı kokuyla kıran o meşhur Haliçli İstanbul, hava kirliliği değil Avrupa , Ay'dan dahi bakılsa görünen, gündüzü ve gecesi dahi sokağa çıkılamayan, gazetelerin yüz maskesi dağıttığı İstanbul, O meşhur Ümraniye'sin de ki çöp dağının patlayıp yaklaşık 39 cana mal olmuş İstanbul, o tarihi İSKİ skandalıyla meşhur İstanbul gibi nice kötülüklere maruz bırakılan, yönetilemeyen o zaman ki eski adıyla SHP yeni adıyla bugünün CHP'si sebep olmuştu.

İşte Erdoğan böyle bir mirası yani yaralı, her tarafı adeta kangrene dönmüş bir hasta İstanbul'u teslim almış ve bu sorunları kısa zamanda çözmüş ve geleceğe doğru yatırımlar yapmıştı. İstanbul halkı hizmetle ve güler yüzle 24 saat uyumayan, hizmet aşkıyla konuşan değil, koşan, yatan değil üreten, sorun değil, çözüm üreten, geri kalan değil gelişen, büyüyen, büyüdükçe geleceğine hızla ve emin adımlarla koşan bir belediyecilik ve anlayışla tanışmıştı. Bunu hazmedemeyen dönemin vesayetçi CHP ve askeri ve yargı........

© Turktime


Get it on Google Play