Anadolu Mektebi Samsun Şubesi önemli bir kültürel faaliyete imza attı. Mektebin okuma sevdalısı gönüllü öğrencilerini bir akşam zoom üzerinden Prof. Dr. Yavuz Bayram ile buluşturdu. İşin uzmanı Yavuz Bayram Hocam, Yunus Emre üzerine bir saate yakın sohbet etti. Bazı sorular sorarak sohbeti aktif hale getirdi.
Bir akademisyenin okuma üzerine lise öğrencileriyle buluşmasını çok faydalı ve anlamlı buluyorum. Projeyi hayata geçiren İl Milli Eğitim Ar-Ge sorumlusu Mustafa Akgün ve arkadaşlarını tebrik ediyorum.
Yavuz Hocam, zoom üzerinden Yunus Emre üzerine sohbet ederken katılımcı öğrencilere sorular sordu. Bilenlere ödül vereceğini söyledi. Şunu da özellikle vurgulamayı ihmal etmedi:
''Mustafa Kutlu çok önemli bir yazarımızdır. Günümüzde onun ayarında velut bir yazarımız daha yoktur. Bugün burada 800 yıl sonra bile Yunus Emre'den bahsediyorsak bundan 800 yıl sonra da Mustafa Kutlu'dan bahsediliyor olacaktır. Bundan adım gibi eminim. Bu bakımdan Mustafa Kutlu'yu sindire sindire okumalıyız, okutmalıyız.''
''Şimdi sorumu soruyorum. Mustafa Kutlu'nun bir eserinde, lise yıllarında tek dersten sürekli sınıfta kalan ve hayata yarım yamalak tutunmaya çalışan önemli bir karakter vardır. Kimdir bu?''
Açıkçası ben bilemedim. İşin sevindirici tarafı o kadar katılımcı arasından , Anadolu Mektebi'nin çalışkan neferi, öğrencim Emine Ayar doğru cevabı hemen bildi. Ödülü almaya da hak kazandı.
Yavuz Hoca, ''bu soruyu üniversiteliler bile zor bilir. Doru cevabı veren Emine'yi ve öğretmenini tebrik ediyorum'' deyince gururlanmadım desem doğruyu söylemiş olmam.
Emine, gerçekten çok seviyeli kitaplar okuyan, istikbal vaat eden, mümtaz bir öğrencim. Aynı zamanda çok da ahlaklı ve edepli.
Ben de çam sakızı, çoban armağanı, Kendimce Emine'yi ödüllendirdim. Tüm okula örnek gösterdim. Eğitimde kaliteyi yükseltmenin en önemli yolu iyi örneklerin sayısını artırmaktır. Ben de öğle yapmaya çalıştım.
Sorunun cevabı , Bu Böyledir ve onun baş karakteri Süleyman Koç'tu.
Ertesi gün Emine'den Bu Böyledir'i aldım. Aynı gün bir celsede okudum. Okumayı tetikleyen en önemli unsur meraktır. Merakı olmayan okuyamadığı gibi hiçbir şey yapamaz.
Eser, ilk önce 1987 yılında basılmış. Ne tevakuf ki benim öğretmenliğe başladığım yıl. O zaman yazar 40 yaşlarında genç sayılabilecek birisiymiş. Kitabın çok okunduğu baskı sayısından anlaşılıyor. Çünkü 28. baskısını 2021 yılında yapmış. Aradan geçen bunca zaman içerisinde eserin kıymeti daha da artmış. Adeta klasikleşmiş.
Eser, topu topu 90 sayfa. Bir solukta okunacak kıvamda. Yazarın bu yönünü çok takdir ediyorum. Çağımız haz ve hız çağı. Günümüz insanı tuğla gibi kalın kitapları okumuyor. Yazar, bunu biliyor olmalı ki az ve öz yazıyor. Az sözle çok şey anlatıyor. Edebiyatta buna sehl-i mümteni diyorlar. Günümüzde bunun en önemli temsilcisi Mustafa Kutlu'dur. Bir nevi yoğunlaştırılmış anlatım diyebiliriz.
Bu Böyledir de öyle.
Kitapta birbiriyle irtibatlı 8 hikaye var.
Zor şartlarda hayata tutunmaya çalışan, bir türlü evdeki hesabı çarşıya uyduramayan tek derszede Süleyman Koç'un hikayesi. Hikaye kahramanı Süleyman Koç olsa da aslında hepimizin hikayesi. Bu toprağın, zamanımızın, Anadolu coğrafyasının bahtsız, çilekeş fakat vefalı insanının hikayesi.
Süleyman yetimdir. Köyden şehre göç etmek zorunda kalmışlardır. Okuyup adam olmak, kendi ayaklarının üzerinde durmak, başkalarına ve etrafına faydalı olmak istemektedir. Lisede sürekli tek dersten kalır. Bir türlü bu tek dersi verip okuldan mezun olamaz. Dolayısıyla hayata atılamaz, hayallerini gerçekleştiremez. Bu ders manidardır. Düşünceyi ön plana alan Felsefe. Dersin hocası da sorunludur. Eşinden ayrılmış, hayatla bir türlü barışamamış, bu yüzden kendini alkole vermiş Şinasi Bey'dir. Şinasi Bey'in, bırakın etrafını kendini bile düşünecek hali yoktur.
Süleyman gibilerin, hayat gailesi içerisinde oturup düşünecek, felsefe yapacak ne zamanları vardır ne de imkanları. Hayat, onların üzerine acımasızca abanmaktadır. Onlar için hayat düşünecek kadar uzun değildir.
Hayat ve zaman dinamiktir. Biz istesek de istemesek de akıp gider. Akıp giden zaman hepimiz için hükmünü icra eder. Bir de bakmışsın ölüm gelip çatmış. Hayat gelip geçiyor biz istemesek de…
Hangimiz tam manasıyla oturup düşünebildik ve hayallerimizi gerçekleştirebildik? Hepimiz birer hayalzedeyiz, hepimiz birer gamzedeyiz.
Yazar, ''Bu Böyledir '' derken zannımca bu hakikate dikkat çekmek istemiş. Ben de aynı kanaatteyim.
Biz istemesek de'' Bu Böyledir.''
Bu böyle değildir diyen varsa Bu Böyledir'i okusun.
O zaman bunun böyle olduğunu o da anlayacak.
Ne kadar erken anlarsak o kadar iyi olur.

QOSHE - BU BÖYLEDİR - Selim Eroğlu
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

BU BÖYLEDİR

26 0
03.05.2024

Anadolu Mektebi Samsun Şubesi önemli bir kültürel faaliyete imza attı. Mektebin okuma sevdalısı gönüllü öğrencilerini bir akşam zoom üzerinden Prof. Dr. Yavuz Bayram ile buluşturdu. İşin uzmanı Yavuz Bayram Hocam, Yunus Emre üzerine bir saate yakın sohbet etti. Bazı sorular sorarak sohbeti aktif hale getirdi.
Bir akademisyenin okuma üzerine lise öğrencileriyle buluşmasını çok faydalı ve anlamlı buluyorum. Projeyi hayata geçiren İl Milli Eğitim Ar-Ge sorumlusu Mustafa Akgün ve arkadaşlarını tebrik ediyorum.
Yavuz Hocam, zoom üzerinden Yunus Emre üzerine sohbet ederken katılımcı öğrencilere sorular sordu. Bilenlere ödül vereceğini söyledi. Şunu da özellikle vurgulamayı ihmal etmedi:
''Mustafa Kutlu çok önemli bir yazarımızdır. Günümüzde onun ayarında velut bir yazarımız daha yoktur. Bugün burada 800 yıl sonra bile Yunus Emre'den bahsediyorsak bundan 800 yıl sonra da Mustafa Kutlu'dan bahsediliyor olacaktır. Bundan adım gibi eminim. Bu bakımdan Mustafa Kutlu'yu sindire sindire okumalıyız, okutmalıyız.''
''Şimdi sorumu soruyorum. Mustafa Kutlu'nun bir eserinde, lise yıllarında tek dersten sürekli sınıfta kalan ve hayata yarım yamalak tutunmaya çalışan önemli bir karakter vardır. Kimdir bu?''
Açıkçası ben bilemedim. İşin sevindirici tarafı o kadar katılımcı arasından , Anadolu Mektebi'nin çalışkan neferi, öğrencim Emine Ayar doğru cevabı hemen bildi. Ödülü almaya da hak kazandı.
Yavuz Hoca, ''bu soruyu üniversiteliler bile zor bilir. Doru cevabı veren Emine'yi ve öğretmenini tebrik ediyorum'' deyince gururlanmadım desem........

© Terme Bilgi Gazetesi


Get it on Google Play