Diğer

19 Ocak 2024

Yerel seçimlere geri sayım, partilerde aday tespit krizlerini beraberinde getiriyor.

İktidar/muhalefet ayrımı olmaksızın hemen her parti, aday belirleme takviminde sıkıntılı günler geçiriyor. Amaç belli; seçmenin tercihine sahip çıkabilmek.

Özellikle deprem bölgesinde iktidar ve muhalefetin kimi adayları büyük tepki topladı. Hele ki, depremin yılı dönümü 6 Şubat’a yaklaşıldığı günlerde, CHP’nin mevcut Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş’ı -ki Savaş, Hatay’ın depremde ağır yara almasında pay sahibi olarak biliniyor- bir kez daha aday gösterilmesinin ardından Savaş’a yönelik eleştiriler arttı.

Benzer şekilde AKP’de de Antakya Belediye Başkanı İzzettin Yılmaz’ın yeniden aday gösterileceği yönündeki gelişmelerin nasıl sonuçlanacağı merak konusu.

Şimdi sizi -üzücü olmakla birlikte- depremin yaşandığı 6 Şubat’a götüreceğim.

İkili depremin vurduğu ve arkasında büyük enkaz bırakan yerleşim birimlerinin başında Antakya vardı.

Hatay’ın merkez ilçesi yerle bir oldu. Hatırlarsınız, üç gün haber alınamadı ilçeden.

İlçedeki facianın önemli adreslerinin birisi Ekinci Mahallesi oldu. Depremle birlikte yerle bir olan Rönesans Rezidans’ın hemen yakınındaki Atilla Eren Apartmanı'nın akıbeti de yaklaşık bin kişinin yaşamını yitirdiği lüks siteden farklı olmadı.

Yeri gelmişken; aradan neredeyse bir yıl geçmesine karşın Rönesans Rezidans’ın yıkılmasıyla ilgili adli soruşturma henüz tamamlanmış değil! Savcılığın soruşturması neden henüz tamamlanmadı bilinmiyor.

Atilla Eren Apartmanı’nı konusuna devam edeyim.

İnşaata 2018’de temel atarak başlayan Hikmet Günsay. Günsay, apartman yıkıldıktan sonra kayıplara karıştı. Hakkında Interpol’ün kırmızı bülteniyle 6 ay boyunca arandı. Geçen ağustosta Kıbrıs’ta yakalanıp tutuklandı. Şüpheli sıfatıyla ifadesi alındı.

İşin önemli boyutu şu: Günsay, 2018’de inşaata başlarken, Antakya Belediyesi’nden beş katlı yapı inşası için inşaat izni aldı.

İnşaat devam ederken Günsay, ekonomik krize girdi. Yaşadığı finansal sorun nedeniyle inşaat henüz üçüncü kattayken yapımı durdurdu.

Kaba haliyle inşaat yaklaşık üç yıl öylece bekledi. Üçüncü yılın sonunda inşaat bulunduğu haliyle yine kentin önde gelen iş insanlarından Ahmet Canbaz tarafından alındı.

Canbaz’ın almasından sonra şu gelişme yaşandı: Canbaz’ın firması, Antakya Belediyesi’ne yaptığı başvuru sonrasında binanın beş katlık yapım iznini yükselterek 13 kata çıkardı!

Oysa, binanın temeli 6 katlık projeye göreydi! Beş katlık bina temeline, 13 katlık apartman inşa edildi.

Dolayısıyla çifte depremde, binanın temeli 13 kata göre olmayınca sarsıntı sonrası bina yana yatarak enkaza dönüştü.

Bina onlarca kişiye mezar oldu. Yaşamını yitirenler arasında ailesiyle birlikte enkaz altında kalan AKP Hatay İl Başkan Yardımcısı Fatih Yüksel de vardı.

Binanın ilk müteahhiti Günsay, 23 Ağustos 2023 günlü savcılık ifadesinde kendisini şöyle savundu:

“(...) Atilla Eren Apartmanı’nın yapımına 2018 yılında bana ait olan Özburak Limited Şirketi olarak başladım. Şirketin tek yetkilisi müdürü oğlum değildir. Oğlum Burak Günsay da başka dosyalardan dolayı tutuklu olup Maltepe Kapalı Cezaevi’nde bulunmaktadır.

Ben, 2018 yılında başladığım Atilla Eren Apartmanı’nın, yaşadığım maddi sıkıntılardan dolayı sadece temelini yapabildim. Ve bu sebeple Ahmet Canbaz adlı şirkete devrettim. Binanın yapımını bu şirket tamamladı. Usulüne uygun bir şekilde binanı temelini attım. Herhangi bir kusurum yoktur. (...)”

Peki; Ahmet Canbaz kim? İş insanı Canbaz, uzun süredir Antakya’nın tüm temizlik işlerini yürüten firmanın sahibi.

İddiaya göre, mevcut Belediye Başkanı İzzettin Yılmaz ve ekibiyle yakın.

Yine iddiaya göre, Günsay’ın yarım kalan ve beş kata göre temeli atılan inşaatı alan Canbaz, Yılmaz ve belediye ekibiyle yakınlığını kullanıp projeyi 13 kata çevirdi.

Şimdi kritik soruyu sorayım: “Beş kata uygun projeyle başlayan inşaat, hangi bilimsel çalışma sonrasında 13 kat izniyle yeniden projelendirildi?”

Peşinde de “Kimler hangi koşulda araya girdi?” ve “Bu sürecin sonunda yaşananlar olası kast suçunu ortaya koymaz mı?” sorularını yönelteyim, ilgililerine.

Antakya’da yine aynı depremde yıkılan siteler arasında Güçlü Bahçe Sitesi var.

Burada da epeyce yurttaş enkaz altında kaldı, yaşamını yitirdi.

Kentte söz konusu sitenin yıkılmasıyla ilgili başlatılan adli soruşturmada İsmail Öztürk adındaki müteahhit ifade verdi.

Depremden yaklaşık altı hafta sonra, 15 Mart’ta “şüpheli” konumuyla ifade veren Öztürk bakın neler anlattı savcılığa:

“(...) Bana sormuş olduğunuz Toroslar Yapı Denetim firması bana ait değildir. Bu firma, Muhammed Ali Akan’a aittir. Yapı ruhsatında, yapı denetim firmasının bulunduğu kısımda benim adım yazılı ise de; bu firmanın bana ait olduğu anlamı çıkmaz. Orada ismimim yazma sebebi, biz yapı denetim evraklarını belediyeye sunduğumuzda evrakları sunan kişi olarak benim adım yazılmıştır. Kesinlikle firma yetkilisi ben değilim.

Ayrıca belirtmek isterim ki; Güçlübahçe Sitesi’nin müteahhidi evrak üzerinde sadece Mehmet Güçlü olarak belirtilmiş ise de; bu siteyi Servet Altaş ve Mehmet Güçlü birlikte yaptılar. Güçlü Bahçe Sitesi’nin yapımına 2018’de başlandı. 2020 yılında bağlı bulunduğum Toroslar Yapı Denetim firması üzerinden projeye uygun davranılmadığı için noterden sözleşme feshi gönderdik.

Ayrıca Antakya Belediyesi’ne de ‘proje uygun değildir’ diye iade taahhütlü bildirimde bulunduk. Ancak Antakya Belediyesi, bu kişiler kendi adamları olduğu için bizim onay vermediğimiz binaya ‘yapı kullanma izni’ verdi. (...)”

Aynı zamanda yapı denetim konularında uzman olan Öztürk’ün iddiası çok önemli.

Buraya kadar, yerle bir olan Antakya’dan sadece iki vahim örnek verdim.

Şimdi böylesi işlemlerin uygulandığı ilçeye AKP adına mevcut Belediye Başkanı İzzettin Yılmaz yeniden aday olacak gibi görünüyor.

Ne diyelim, henüz acılarını unutmayan Antakya seçmeni için hayırlı olsun!

Tolga Şardan, 1988'de yerel yayımlanan Ankara Ulus gazetesinde mesleğe başladı. 1989'dan 2018'e kadar Milliyet gazetesinde polis muhabirliği, Ankara Temsilci Yardımcılığı ve köşe yazarlığı yaptı.

Haber ve yazılarıyla, 1992'den itibaren Çetin Emeç, Muammer Yaşar Bostancı, Abdi İpekçi'nin adını taşıyan gazetecilik ödüllerini aldı. Yanı sıra, haberleri Çağdaş Gazeteciler Derneği ve Türkiye Spor Yazarları Derneği'nce ödüle layık bulundu.

Ayrıca, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nce verilen 2021 Yılı Basın Özgürlüğü Ödülü'nün sahibi oldu.

Şardan, 2019'da Doğan Kitap'tan yayımlanan "Komonist Masası'nda Nazım Hikmet" adlı araştırma dalındaki kitabını kaleme aldı.

2019'dan bu yana T24'te çoğunlukla güvenlik konularını ele aldığı Büyüteç adlı köşeyi yazıyor.

Şimdi bu rapor üzerine, felakette yakınlarını kaybedenler, "kamu görevlileri hakkında adli soruşturma yürütülüp yürütülmeyeceği"nin merakı içinde

Eymür ile Ağar’ın yan yana verdikleri fotoğraf, Polis Akademisi 1993 Yılı Mezuniyet Töreni’nin en akılda kalan görüntüsü oldu

Savaş'ın seçimi kazanması halinde CHP yönetimi ne kadar mutlu olabilecek?

© Tüm hakları saklıdır.

QOSHE - Deprem bölgesinin adayları belirleniyor, adli soruşturmalarda ortaya çıkanlar ne olacak? - Tolga Şardan Büyüteç
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Deprem bölgesinin adayları belirleniyor, adli soruşturmalarda ortaya çıkanlar ne olacak?

121 0
19.01.2024

Diğer

19 Ocak 2024

Yerel seçimlere geri sayım, partilerde aday tespit krizlerini beraberinde getiriyor.

İktidar/muhalefet ayrımı olmaksızın hemen her parti, aday belirleme takviminde sıkıntılı günler geçiriyor. Amaç belli; seçmenin tercihine sahip çıkabilmek.

Özellikle deprem bölgesinde iktidar ve muhalefetin kimi adayları büyük tepki topladı. Hele ki, depremin yılı dönümü 6 Şubat’a yaklaşıldığı günlerde, CHP’nin mevcut Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş’ı -ki Savaş, Hatay’ın depremde ağır yara almasında pay sahibi olarak biliniyor- bir kez daha aday gösterilmesinin ardından Savaş’a yönelik eleştiriler arttı.

Benzer şekilde AKP’de de Antakya Belediye Başkanı İzzettin Yılmaz’ın yeniden aday gösterileceği yönündeki gelişmelerin nasıl sonuçlanacağı merak konusu.

Şimdi sizi -üzücü olmakla birlikte- depremin yaşandığı 6 Şubat’a götüreceğim.

İkili depremin vurduğu ve arkasında büyük enkaz bırakan yerleşim birimlerinin başında Antakya vardı.

Hatay’ın merkez ilçesi yerle bir oldu. Hatırlarsınız, üç gün haber alınamadı ilçeden.

İlçedeki facianın önemli adreslerinin birisi Ekinci Mahallesi oldu. Depremle birlikte yerle bir olan Rönesans Rezidans’ın hemen yakınındaki Atilla Eren Apartmanı'nın akıbeti de yaklaşık bin kişinin yaşamını yitirdiği lüks siteden farklı olmadı.

Yeri gelmişken; aradan neredeyse bir yıl geçmesine karşın Rönesans Rezidans’ın yıkılmasıyla ilgili adli soruşturma henüz tamamlanmış değil! Savcılığın soruşturması neden henüz tamamlanmadı bilinmiyor.

Atilla Eren Apartmanı’nı konusuna devam edeyim.

İnşaata 2018’de temel atarak başlayan Hikmet Günsay. Günsay, apartman yıkıldıktan sonra kayıplara karıştı. Hakkında Interpol’ün kırmızı bülteniyle 6 ay boyunca arandı. Geçen ağustosta Kıbrıs’ta yakalanıp tutuklandı. Şüpheli sıfatıyla ifadesi alındı.

İşin önemli boyutu şu: Günsay, 2018’de inşaata başlarken, Antakya Belediyesi’nden beş katlı yapı inşası için inşaat izni aldı.

İnşaat devam ederken Günsay, ekonomik krize girdi. Yaşadığı finansal sorun nedeniyle inşaat henüz üçüncü kattayken yapımı durdurdu.

Kaba haliyle inşaat yaklaşık üç yıl öylece bekledi. Üçüncü yılın sonunda inşaat bulunduğu haliyle yine kentin önde gelen iş insanlarından Ahmet Canbaz tarafından alındı.

Canbaz’ın almasından sonra şu gelişme yaşandı: Canbaz’ın firması, Antakya........

© T24


Get it on Google Play