menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Bekri Çeşnici’yi özleyeceğiz…

27 1
23.03.2024

Diğer

23 Mart 2024

Dublin’in biraz dışındaki stadyum, o cuma akşamı hıncahınç doluydu. Pistte İrlandalıların çok sevdikleri tazı yarışları yapılıyor, tazılar uzaktan kumanda edilen plastik fareleri yakalayabilmek için çılgınca koşuyordu. Elbette tazı yaklaştıkça farenin hızı da artıyor, fareyi bir türlü yakalayamayan köpek hırsından tüm gücünü zorluyordu.

İrlanda’nın ünlü viskisi Jameson’ın konuğu olarak bu ülkeye giden dört Türk yazar, siyah biralarımızı içerek locadan yarışları seyrediyorduk. Her yeni köpek depara kalktığında bahisler oynanıyor, performansı iyi köpekler bire birkaç veriyordu. Ev sahibimiz Eddie arada bahis oynamamız için kışkırtıyordu:

- Haydi, Beyaz Diş koşuyor, müthiş köpektir, yok mu oynayan?.. Bakın sıra Uçan Bulut’ta… Sovyet Çeliği de çok favori. Mr. Sirmen haydi, bari Sovyet Çeliği’ne bir pound koyun…

- Sağ ol Eddie… Ona son oynadığımda dört yıl yatmıştım!"

Grubumuzdaki Ali Sirmen’in bu acı ironisini Eddie elbette anlamamış, biraz boş gözlerle bakmıştı. Teoman Hünal kulağına fısıldadı:

"Komünistlik suçlamasıyla dört yıl hapis yatmıştı, onun için öyle dedi."

Eddie’nin gözleri faltaşı gibi açıldı. Karşısında oturan saygın beyefendinin dört yıl hapis yatacak bir suç işleyeceğine aklı kesmemişti. Batıda çoktan tarihe karışmış “düşünce suçları”ndan insanları zindanlarda çürüten 12 Eylül mahkemelerini de elbette bilmiyordu. Sadece mırıldanabildi:

"Görüşleri çok mu radikaldi?"

Ali Bey’le politik kimliğinin yanında damak tadı tutkunu bir gastronomi yazarı da olduğu için pek çok gezide, ziyafette, tadımda birlikte olduk. Ve bir yandan siyasi mücadelesini kararlı biçimde yürütürken, bir yandan da hayatın renkli yanlarını ıskalamayan çok yönlülüğüne hayranlık duyduk. Doğrusu, Cumhuriyet ve Milliyet’te “Bekri Çeşnici” takma adıyla yıllarca yazdığı yemek yazıları, en az siyasi yazıları kadar çarpıcıydı.

Pazar günleri “sevgili”ye hitap ettiği tiryakilik yaratan yazılarından birinde, lüferden “Ağızda tül gibi kayan, balıkların ecesi…” diye söz etmişti. Ve şöyle devam etmişti:

“Ben lüferi hep bizi sofrada sevindirmek,........

© T24


Get it on Google Play