menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

“Ramazan'ın gülü” giderek soluyor…

29 0
30.03.2024

Diğer

30 Mart 2024

Lüks restoranın loş ışıkları, krem rengi seramik tabağı adeta boş gösteriyordu. Oysa tabak boş değil, sadece içindekiler beyazdı. Beyaz bir sorbe, beyaz bir kıtır parça, beyaz yufka katmanları, yanlarında iki beyaz krema topağı… Minik bir kek ile küçük bir pembe lokum da olmasa, insanın “tatlı nerede?” diye sorması işten bile değildi.

Michelin yıldızlı restoranlarımızdan Neolokal’in usta şefi Maksut Aşkar’ın tatlısı, menüde yazdığı adıyla “Güllü revani, Güllü Sütlü Dondurma, Gül Lokumu, Hindistancevizli Beze”ydi. Tabakta başrol, şerbetine gülsuyu yedirilmiş revanideydi. Güllü ve kaymaklı dondurma revaninin yoğunluğunu kırıp damağı ferahlatıyor, küçük bir güllaç parçası da bu enfes tatlımızı hatırlatıyordu. İnsanın içini baymayan, şekeri dozunda, damakta mis gibi bir gül rayihâsı bırakan tam bir “neoklasik” tatlıydı bu. Restoranın adıyla da örtüşüyordu.

Bu tatlının lezzeti damağımdan silinmemişken Ramazan ayına girdik ve yıllık güllaç teftişlerime başladım. İlk durağım, 5 yıldızlı bir otelimizin yeni açtığı kafe-pastanesi oldu. Burada güllaç yassı bir tabakta değil zarif bir ayaklı kuptaydı, sunumuyla yarışa bir sıfır önde başlıyordu. Ama hemen ardından verilen puan geri alınıyordu. Zira süt çektirilmemiş, güllaç yufkaları sulu süte yatırılmıştı. O ince ve zarif beyaz yapraklar foşur foşur süt içinde yüzüyordu.

İkinci ziyaret ünlü bir muhallebiciye yapıldı. Burada kıvam tutturulmuş, ancak bu kez de ceviz esirgenmişti. Yufkaların arasına bolca konulması gereken kırılmış cevizler taneyle sayılıyordu. Ünlü mekânlar güllaçta sınıfta kalmıştı. Peki ya ünsüzler? Onlardan birinde yediğim güllaçta ise bu kez ceviz bile yoktu, yaprakların arasına ufalanmış fındık serpilmişti. Pastanenin müdürü durumu “Ceviz acı oluyor…” sözleriyle........

© T24


Get it on Google Play