Diğer

Konuk Yazar

27 Şubat 2024

Morrison Süleyman! Hangi kirli taşı kaldırsanız altından o çıkardı!

Memleketi Amerikan üsleriyle dolduran oydu, irticayı kışkırtan oydu, ülkenin servetini yakınlarına peşkeş çeken oydu… Ne hinoğlu hindi o!

Babıali'ye Son Tren adıyla ilk bölümünü yayımladığım anılarımı yazarken de sık sık karşıma çıktı. Benim hayatımı da doğrudan etkilemişti. İki kez işsiz kalmama ve hatta ülkeyi terk etmeme neden olmuştu:

İsmail Cem'in 1975 yılında TRT Genel Müdürlüğünden atılması hukuksuzluğunun baş faili oydu. Cem'in ekibindeki bizlere de kapı görünmüştü. O kadarla kalsa gene iyi. Çok iyi bir üniversiteden doktoram olmasına rağmen Boğaziçi Üniversitesi'ne girmeme de, dolaylı yoldan da olsa, o engel olmuştu.

İstanbul'da çıkarttığımız gazete batmıştı. İki çocuklu ve işsizdim. Boğaziçi Üniversitesi'ne başvurmuştum. İlgili bölüm başkanıyla konuştuğumda Indiana Üniversitesi'nden aldığım doktora tezimi istemişti. Götürüp bıraktım. Birkaç hafta ses çıkmayınca bir uğrayayım dedim. Kendisi ofisinde yoktu ve tuğla kalınlığındaki tezim rafta duruyordu. Sekreterine kim olduğumu söyleyip tezi aldım.

300 sayfalık tezim TRT'nin özerkliğiyle ilgiliydi. Dünyanın başka yerlerindeki "özerk" yayın kuruluşlarının yapısıyla bizdeki kurumun yapısını karşılaştırıyor, siyasal iktidara karşı özerklik bölgelerini saptamaya çalışıyordum. Tabii ülke yöneticilerinin o konudaki görüşlerini de aktarıyordum.

O zaman Başbakan olan Demirel TRT'ye ateş püskürüyordu. Efendim, özerklik de ne oluyordu? Devlet içinde devlet olur muydu? Ya orası anarşistlerin, komünistlerin eline geçerse ne yapardık!

En büyük destekçisi de gece gündüz özerk TRT'ye saldırdığı için adı TIRT Osman'a çıkan Bölükbaşı'ydı.

Doğal olarak tezde bu görüşlere de yer vermiştim.

Neyse, aldım tezi eve geldim. İçinden bir yazı çıktı. Bu bir rapordu. Sanırım, tezi götürdüğüm hoca onu konuya aşina bir başkasına okutmuştu ya da BÜ'nün böyle bir usulü vardı. Raporu yazan bu türden tehlikeli fikirlerim nedeniyle uygun bir aday olmadığım yolunda görüş belirtmişti.

Nitekim, arayan soran da olmadı.

O hocanın artık hayatta olduğunu sanmıyorum. Ancak çoluğu çocuğu ve torunları tarih önünde mahcup duruma düşmesin diye adını vermiyorum.

Özetle, Demirel'i eleştirdim diye bir kez daha işsiz kaldım!

Ve yurt dışında ekmek parası peşine düştüm.

Yurda ve gazeteciliğe döndükten sonra Demirel'le Güniz Sokak'taki evi dahil birçok yerde görüştüm. TV 8'de televizyon programıma da çıktı. 1960 ve 70'lerdeki saldırgan ve kaba politikacı gitmiş, demokrasi konusunda titizlenen muhafazakar bir devlet adamı gelmişti. İnişli çıkışlı hayat ona çok şeyler öğretmişti. Hakşinastı. Elmasın çöplüğe düşse de değer kaybetmeyeceğini biliyordu.

Nitekim 1990'larda haksız yere görevden aldırdığı İsmail Cem'in altı yıl süren başarılı Dışişleri Bakanlığının arkasındaki adam odur. Basınla ilişkileri fevkalade dostane sürmüştür. Koca göbekli mayolu karikatürlerinin kopyasını almak için karikatüristlerden ricacı olmuştur. Güniz Sokak'taki evinde mütevazı masasının üzeri kitaplarla doluydu. Köy köy tanıdığı Türkiye'nin sıradan bir yer olmadığını, ülkenin geldiği yere kolay gelmediğini anlamıştır. Bu yüzden Atatürk'e saygısı sonsuzdur.

Köylüdür ama sonradan görme değildir. Dindardır ama dinci değildir. Müslümandır ama İslamcı değildir. Barajcıdır ama fikirlere baraj çekilmesinden yana değildir. Ümmetçi değil, memleketçidir. Kalkınmacıdır, rantçı değildir. Nasreddin Hoca'nın ülkesinde olduğunu bilir: Nüktedan ve hoş sohbettir.

Evet, büyük yanlışlar da yaptığı hayatını boşa harcamamış, öğrenmiştir!

haluksahin.net'ten alınmıştır.

"Nereden nereye geldik? sorusuna yanıt arayanlar cevapları burada bulacaklar. Sık sık da şaşıracaklar”

Gazetecilikte bu türden başlıklara "olta" ya da "yem" başlık denir. Amaç okurun dikkatini çekmek ve yazının tamamını okutmaktır. Bazen haberde o başlıktan başka dişe gelen bir şey yoktur. O zaman okur haklı olarak kızar. Sansasyon haberciliğinin numaralarından biridir

Tam bir curcuna içinde olan siyaset sahnesinde bence son günlerin en anlamlı olayı Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın ülkenin Cumhurbaşkanı'na, "gözlerinin içine baka baka" hukuki bir gerçeği söylemesiydi. Çünkü böyle şeyler sık olmuyor. O dünyada insanlar arkadan konuşmayı, uzaktan laf sokuşturmayı, öksürür gibi homurdanmayı tercih ediyorlar

© Tüm hakları saklıdır.

QOSHE - Beni Boğaziçi'ne neden almadılar? Ya da Demirel'i bile özlemek.. - Haluk Şahin
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Beni Boğaziçi'ne neden almadılar? Ya da Demirel'i bile özlemek..

26 1
27.02.2024

Diğer

Konuk Yazar

27 Şubat 2024

Morrison Süleyman! Hangi kirli taşı kaldırsanız altından o çıkardı!

Memleketi Amerikan üsleriyle dolduran oydu, irticayı kışkırtan oydu, ülkenin servetini yakınlarına peşkeş çeken oydu… Ne hinoğlu hindi o!

Babıali'ye Son Tren adıyla ilk bölümünü yayımladığım anılarımı yazarken de sık sık karşıma çıktı. Benim hayatımı da doğrudan etkilemişti. İki kez işsiz kalmama ve hatta ülkeyi terk etmeme neden olmuştu:

İsmail Cem'in 1975 yılında TRT Genel Müdürlüğünden atılması hukuksuzluğunun baş faili oydu. Cem'in ekibindeki bizlere de kapı görünmüştü. O kadarla kalsa gene iyi. Çok iyi bir üniversiteden doktoram olmasına rağmen Boğaziçi Üniversitesi'ne girmeme de, dolaylı yoldan da olsa, o engel olmuştu.

İstanbul'da çıkarttığımız gazete batmıştı. İki çocuklu ve işsizdim. Boğaziçi Üniversitesi'ne başvurmuştum. İlgili bölüm başkanıyla konuştuğumda Indiana Üniversitesi'nden aldığım doktora tezimi istemişti. Götürüp bıraktım. Birkaç hafta ses çıkmayınca bir uğrayayım dedim. Kendisi ofisinde yoktu ve tuğla kalınlığındaki tezim rafta duruyordu. Sekreterine kim olduğumu söyleyip tezi aldım.

300 sayfalık tezim TRT'nin özerkliğiyle ilgiliydi. Dünyanın başka yerlerindeki "özerk" yayın kuruluşlarının yapısıyla bizdeki kurumun yapısını karşılaştırıyor, siyasal iktidara karşı özerklik bölgelerini saptamaya çalışıyordum. Tabii ülke yöneticilerinin o konudaki görüşlerini de aktarıyordum.

O zaman........

© T24


Get it on Google Play