menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Demirtaş’tan Altaylı’ya uzanan yol, afla salınacak olanlar ve Dolmabahçe Mutabakatı

66 17
27.11.2025

Diğer

27 Kasım 2025

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin, eski HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında verdiği kararın üzerinden 24 gün geçti.

Aslında bu kararın beklenmesi bile başlı başına hukuksuzluktu.

AİHM, daha önce iki kez daha Demirtaş’ın tutuklanmasının ve hakkındaki dosyanın “siyasi amaçlı” olduğunu karar altına almıştı.

Ama hukukumuz gayet yaratıcı!

Önce Demirtaş ile ilgili mükerrer bir dosya hazırlanarak, Kobani davası açıldı ve sanki yeni bir dosya söz konusuymuş gibi, AİHM’ye, “Sizin karar yerine getirildi, bu başka bir dosya” denildi.

Ardından, AİHM kararlarının kesinleştikten sonra uygulanacağı gibi bir söylem inşa edildi.

Artık bahane de kalmadı.

Hızla Kobani davasının bitirilerek Demirtaş’ın hükümlü hale getirilmesi dışında yol yok.

Olağan koşullarda bu da çok mümkün değil.

Ancak olağan koşullar söz konusu değil.

Burası garip bir ülke… MHP lideri Devlet Bahçeli bile Demirtaş’ın tahliyesinin yararlı olacağını söylerken, birileri hâlâ “Demirtaş şu kadar kişinin katili, şiddet eylemlerinden sorumlu” diye televizyonlarda şov yapıyor.

Mahkeme bile o kadar arayıp tarayıp ölümlerle Demirtaş arasında bağ bulamamışken, Kobani davasındaki cezaları sadece konuşmaları nedeniyle vermişken ve açıkça “Ölümlerle ilgisi yok” kaydını düşmüşken, ezbere laflarla prim yapılabiliyor.

Olan başta Demirtaş’a, cezaevinde hukuksuz biçimde tutulan insanlara oluyor.

* * *

Şimdi bu listeye yenileri de eklendi.

Gazeteci Fatih Altaylı hakkındaki dava da hukuk tarihine geçecek nitelikte.

Altaylı’nın programındaki tek bir sözünden yola çıkılarak bir hukuk yolu geliştirildi ve birileri rahat nefes aldı.

Artık hukukumuzda sadece konuşarak, ima yoluyla Cumhurbaşkanı’nı tehdit gibi bir suç da var. Böyle bir suçun olması aslında mevcut yasalara göre olanaksız ancak Altaylı bu nedenle 4 yıl 2 ay hapis cezası aldı.

Daha önce tutuklamanın bir peşin cezalandırma yöntemi olarak kullanıldığını defalarca söyledik. Ancak artık yeni bir aşamaya geçildiği anlaşılıyor.

Tutuklamaların meşru sayılması, mahkemelerin de suçlamaları yerinde bulmasıyla mümkün gibi bir değerlendirme yapılmış anlaşılan.

Daha önce benzer dosyalarda beraat ve tahliye kararları veren mahkemeler de savcılıkların görüşünü paylaşıyor ve ceza veriyor.

Altaylı dosyası vahim örneklerden.

Demirtaş, Osman Kavala gibi isimler için geliştirilen hukuktan sonra şimdi de ceza yasası maddelerinin birleştirilip birlikte yorumlanmasıyla yeni bir ceza maddesi üzerinden işlem yapmak yolu açıldı.

Artık buradan dönüş de çok mümkün değil…

* * *

Haftalardır TBMM’de kurulan süreç komisyonundan kurulacak bir heyetin İmralı’ya gidip gitmeyeceği tartışılıyor.

Heyet, büyük tartışmalar sonunda kuruldu ve İmralı’ya gitti.

Heyetin başlangıçta kalabalık olacağı düşünülüyordu ancak öyle olmadı.

Öylesine gizli kapaklı bir görüşme yapıldı ki bilgi kırıntıları dışında 2 saat 50 dakikalık görüşmede ne konuşulduğunu, neler yaşandığını bilmek mümkün olamadı.

Öcalan’a nasıl hitap edildi, Öcalan nasıl hitap etti, hangi konuşmalar hangi bağlamda yapıldı, tartışma yaşandı mı, şu ana kadar hiçbirini bilmiyoruz.

Hatta heyetin gidip gitmediğini bile uzun saatler öğrenemedik.

Zira heyetin AKP’li üyesi........

© T24