menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

“Halkın İçinde Bey”

16 2
15.12.2025

Diğer

Konuk Yazar

15 Aralık 2025

“Halkla İlişkiler”, sözcüklerin anlamıyla, iletişimin karşılıklı olduğu bir alana işaret eder.

Oysa siyaset sahnelerinde gördüğümüz, çoğu zaman “halkla itişmeler.”

Bir taraf “anlayın bizi” derken, diğer tarafın derdi “siz bizi duyun” diye seslenebilmek.

Bu karşılaşma bir ‘iletişim’ değil, bir ‘itişme’ hâli.

“Halkın içinde” iddiası ilk bakışta bir yakınlık gibi görünüyor.

Ama tersinden okuduğumuzda, vahim ve ironik bir itiraf barındırıyor:

“Ben halk değilim.”

Çünkü bir insan, gerçekten içinden geldiği şeye ‘özellikle vurgu yapma ihtiyacı’ duymaz.

Kimse, “Ben gerçekten insanım” demez.

Söylenen şey ne kadar doğal ve kendiliğindense,
o kadar az dile gelir.

Tam tersine:
Ne kadar çok söyleniyorsa,
o kadar zorlama, o kadar eksik, o kadar manidar olabilir.

“Halkın içindeyim” söylemi, bu yüzden bir ayrışma beyanı gibidir de.

Bunu kendine bir ‘konumlama yapmak’ derdindeki kişi olan,
“Halkın İçinde Bey”
bildik biri.

O kişi televizyonda bir tartışma programında da görülebiliyor.

“Ben pazara gidiyorum, halkla konuşuyorum, toplu taşıt kullanıyorum” diyerek kendini halkla özdeşleştirmeye çalışan; ama bunları her tekrarında, aslında halktan ayrı bir yerde olduğunu daha da görünür kılan paradoksal bir figür.

Onun cümleleri, yakından bakıldığında “aidiyet beyanından” çok, “ayrı oluş” ilanı.

‘Halk’ derken kendinden değil, ‘onlara gidilen’ onlarla buluşulan ‘başka bir varlıktan’ söz eder olmak,........

© T24