Diğer

16 Kasım 2023

Bu yazımda kamu maliyesi alanında son üç gün içindeki oldukça önemli gelişmeleri ele alacağım. İlk olarak bugün ekim ayı merkezi yönetim bütçe gerçekleşmeleri açıklandı. İkinci olarak Hazinenin kasım ayı borçlanma takvimi çok yoğun ve kaynak temini hem güç hem maliyetli. Üçüncü olarak da devlet alacağının peşinde ve gecikme zammı vb. yükümlülüklere "zam" yaptı.

Bugün yayımlanan bütçe gerçekleşmelerinden başlayalım: Ekim ayında 569,2 milyar TL'lik bütçe giderine karşılık 473,8 milyar TL'lik bütçe geliri elde edildi. Gelir-Gider farkı, bir başka deyişle bütçe açığı 95,5 milyar TL oldu. 2023 yılı kümülatif bütçe açığı da 608 milyar TL'ye yükseldi ve açık tutarı 2023 bütçesi için öngörülen bütçe açığına yaklaştı. Ancak bir bütçe açığı öngörüsü daha var. O da, OVP'de 2023 yılı bütçe açığı gerçekleşme tahmini olan 1,633 milyar TL ve yüzde 6,4'lük bütçe açığı/GSYH oranı.

Burada iki olasılık üzerinde duruyorum: İlki; mali yıl sonuna kadar önümüzdeki iki ayda karar alıcıların hedef bütçe açığına ulaşmada kullanabileceği yaklaşık 1 trilyon TL kaynak var ve bütçe açığında beklenmedik artışlar ortaya çıkacak demektir. Yerel seçimler için özellikle hanehalkı transferleri, hazine yardımlarındaki vb. artışın bütçe açığı üzerinde etkisi olacaktır. İkincisi; 2021 ve 2022 yılları bütçe açığı hedeflerinde olduğu gibi yine aşağı yönlü revize gelmesi. Hatırlarsak 2022 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanununda GSYH'ye oranla bütçe açığı yüzde 3,5 öngörülmüşken, ek bütçe çıkarıldı, yüksek enflasyon vergi gelirlerini besledi ve bütçe açığı öngörülenin altında kalarak yüzde 1 seviyesinde gerçekleşti. 2023 yılı da yükselen enflasyon ile geçiyor ve 2024 yılı ortasına kadar enflasyon oranının yüzde 70'lerde olması bekleniyor. Vergi gelirleri ki özellikle tüketim vergilerindeki hasılat beklentisi sonucunda 2023 kümülatif bütçe açığı 1,6 trilyon TL'ye ulaşmayabilir.

Ancak ikinci olasılığı faiz dışı açık için söyleyemem. Çünkü ekim ayında bütçeden iç ve dış borç faiz giderleri 66,8 milyar TL'ye ulaşırken faiz dışı açık (bütçe açığı - faiz giderleri) 28,7 milyar TL'ye çıkmış oldu. Geçtiğimiz hafta ekim ayı hazine nakit dengesi açıklanmıştı ve hazine nakit dengesi 82,2 milyar TL açık vermişti. Faiz dışı açık ise 25,8 milyar TL idi. Hazine nakit gerçekleşmelerine göre bu açık iç borçlanmayla finanse edilecek; 82,6 milyar TL kullanım ve 22,5 milyar TL ödeme şeklinde. Bu arada kasım ayında Hazine 78,4 milyar TL iç borç servisi gerçekleştirirken 78 milyar TL iç borçlanmaya gidecek.

Borçlanmanın maliyeti düşerse faiz dışı dengeyi konuşabiliriz. İç borçlanmadaki yoğun takvime bakalım ama faiz dışı denge için ümit vermiyor:

Hazinenin kasım ayı iç borç takviminde 8 iç borç ihalesi vardı. 4'ü geçtiğimiz hafta, 4'ü bu hafta gerçekleşti. 6 ve 7 Kasım ihalelerinde 2 yıl vadeli devlet tahvili ihalesinde ortalama bileşik faiz yüzde 42,18 (net elde edilen yaklaşık yüzde 52) iken 10 yıl vadeli devlet tahvilinki ise yüzde 32 olarak gerçekleşti. Bu arada 2 yıl vadeli tahvil ihalesinin yüzde 41,4'ü karşılanırken 10 yıl vadelininki yüzde 52,6'sı karşılandı.

Kısa vadeli, özellikle 2 yıl vadede risklerin ağırlıklı fiyatlaması devam ederken, kısa vadeli faizlerdeki sert hareketler ile beraber verim eğrisi terine döndü. Burada kısa vadeli risklerin karar alıcılar tarafından doğru analiz edilmesi, iç borç faizlerinin bütçedeki yükü ve faiz dışı açık hedefi açısından önem arz ediyor.

Hazinenin bu hafta iki tahvil ihalesi daha gerçekleşti; ilki 5 yıl vadeli sabit kuponlu (6 ayda bir kupon ödemeli) devlet tahvili, ikincisi ise 7 yıl vadeli değişken faizli (6 ayda bir kupon ödemeli) devlet tahvili. 5 yıl vadelinin ortalama bileşik faiz yüzde 35,68 olurken ihalenin yüzde 50,2'si karşılandı. Bu ihaleyle Hazine 9,1 milyar TL borçlanmış oldu. 7 yıl vadelinin faizi de yüzde 19,75 oldu ve talebin yüzde 58,1'i karşılandı. Hazine bu ihaleyle 11.9 milyar TL daha borçlandı.

Ayrıca Hazine bu hafta 3,5 milyar TL tutarında sabit kira getirili kira sertifikası ihracı da gerçekleştirirken, bir de 5 yıl vadeli TÜFEX ihracıyla 10,5 milyar TL daha borç geliri elde etti ama bu ihaleye ilgi çok düşük düzeyde kaldı (yüzde 29,7).

İç borçlanma araçlarında verim eğrisi tersine dönerken maliyet bütçeyi zora sokuyor. Ayrıca iç borcun yükü de artıyor, iç borç stokunun milli gelire oranı yüzde 25'in üzerine çıkmış durumda.

Son gelişme de devletin alacağı ve yaptığı "zam" ile ilgili:

14.11.2023 tarih 7782 sayılı CB Kararı ile kamu alacaklarında gecikme zammı oranı aylık yüzde 3,5 (önceki yüzde 2,5), yıllık yüzde 42 (önceki yüzde 30) oldu. Gecikme zammındaki artış oranı yüzde 40.

Gecikme zammı oranındaki bu artış gecikme faizi ile pişmanlık zammı ve izaha davet zammı oranlarını da değiştirdi. O nedenle gecikme faizi, pişmanlık zammı ve izaha davet zammı oranları da aylık yüzde 3,5 ve yıllık yüzde 42'ye yükselmiş oldu.

Ayrıca aynı gün yayımlanan 7 No.lu Tahsilat Genel Tebliğine göre; 14 Kasım'dan itibaren yapılacak başvurulara dayanılarak tecil edilecek (ertelenecek, taksitlendirilecek) kamu alacağına aylık yüzde 3, yıllık yüzde 36 (önceki yüzde 24) oranında tecil faizi uygulanmaya başladı. Bu tebliğ ile tecil faiz oranında yüzde 50 artış yapılmış oldu.

Yükümlülerin ödevlerini zamanında yerine getirmediklerinde ödediği bu ek yükümlülüklere karşılık, devletin fazla/yersiz tahsil ettiği için iadesi gereken yükümlü alacaklarında böyle yüksek bir faiz hesaplanmıyor, sadece yüzde 9. O nedenle yükümlünün alacakları yüksek enflasyon karşısında eriyor.

Prof. Dr. Binhan Elif Yılmaz, lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümünde, Yüksek Lisans ve Doktora eğitimlerini İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Maliye Teorisi Ana Bilim Dalında tamamladı.

Akademik hayatına 1997 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümü Maliye Teorisi Ana Bilim Dalında Araştırma Görevlisi olarak başlayan Binhan Elif Yılmaz, aynı Ana Bilim Dalında 2003 yılında Yardımcı Doçent, 2008 yılında Doçent, 2014 yılında Profesör oldu.

"Devlet Borçları ve Türkiye'de Borç Çıkmazı", "Türk Vergi Sistemi", "Maliye", "Küresel Kriz ve Avrupa'da Borç Çıkmazı", "Sosyal Güvenlik Ekonomisi" isimli başlıca kitaplarının yanında 100'ü aşkın akademik çalışması, ulusal ve uluslararası kongre bildirileri var.

Binhan Elif Yılmaz, Kamu Maliyesi, Maliye Politikası, Türk Vergi Sistemi, Devlet Borçları, Kamu Borç Yönetimi ve Uluslararası Borç Krizleri derslerini vermekte, TÜBİTAK, BAP destekli projeleri yürütüyor.

Çeşitli TV programlarında ekonomi yorumculuğu yapmakta olan ve Mayıs 2023'de T24'te yazmaya başlayan Binhan Elif Yılmaz, halen İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümünde profesör olarak görev yapıyor.

Kira Sertifikası sahibine, gayrimenkulün kiralanmasından elde edilen kira gelirini payına göre dağıtıyor ve bu kira sözleşmesine göre bir kira getirisi sağlamış oluyor

"Cumhuriyetin ilk 100 yılında devlet borçları" yazı dizisinin altıncısı ve sonuncusunda, 2002'den günümüze 21 yılda uygulanan ekonomi politikaları ile yaşanan/yaşanmakta olan krizler ekseninde devlet borçlarını değerlendireceğim

2001 yılında iç borç faiz ödemeleri neredeyse vergi gelirlerinin tamamını kaplamıştı

© Tüm hakları saklıdır.

QOSHE - Son mali gelişmeler: Bütçe, borç, vergi - Binhan Elif Yılmaz
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Son mali gelişmeler: Bütçe, borç, vergi

15 1
16.11.2023

Diğer

16 Kasım 2023

Bu yazımda kamu maliyesi alanında son üç gün içindeki oldukça önemli gelişmeleri ele alacağım. İlk olarak bugün ekim ayı merkezi yönetim bütçe gerçekleşmeleri açıklandı. İkinci olarak Hazinenin kasım ayı borçlanma takvimi çok yoğun ve kaynak temini hem güç hem maliyetli. Üçüncü olarak da devlet alacağının peşinde ve gecikme zammı vb. yükümlülüklere "zam" yaptı.

Bugün yayımlanan bütçe gerçekleşmelerinden başlayalım: Ekim ayında 569,2 milyar TL'lik bütçe giderine karşılık 473,8 milyar TL'lik bütçe geliri elde edildi. Gelir-Gider farkı, bir başka deyişle bütçe açığı 95,5 milyar TL oldu. 2023 yılı kümülatif bütçe açığı da 608 milyar TL'ye yükseldi ve açık tutarı 2023 bütçesi için öngörülen bütçe açığına yaklaştı. Ancak bir bütçe açığı öngörüsü daha var. O da, OVP'de 2023 yılı bütçe açığı gerçekleşme tahmini olan 1,633 milyar TL ve yüzde 6,4'lük bütçe açığı/GSYH oranı.

Burada iki olasılık üzerinde duruyorum: İlki; mali yıl sonuna kadar önümüzdeki iki ayda karar alıcıların hedef bütçe açığına ulaşmada kullanabileceği yaklaşık 1 trilyon TL kaynak var ve bütçe açığında beklenmedik artışlar ortaya çıkacak demektir. Yerel seçimler için özellikle hanehalkı transferleri, hazine yardımlarındaki vb. artışın bütçe açığı üzerinde etkisi olacaktır. İkincisi; 2021 ve 2022 yılları bütçe açığı hedeflerinde olduğu gibi yine aşağı yönlü revize gelmesi. Hatırlarsak 2022 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanununda GSYH'ye oranla bütçe açığı yüzde 3,5 öngörülmüşken, ek bütçe çıkarıldı, yüksek enflasyon vergi gelirlerini besledi ve bütçe açığı öngörülenin altında kalarak yüzde 1 seviyesinde gerçekleşti. 2023 yılı da yükselen enflasyon ile geçiyor ve 2024 yılı ortasına kadar enflasyon oranının yüzde 70'lerde olması bekleniyor. Vergi gelirleri ki özellikle tüketim vergilerindeki hasılat beklentisi sonucunda 2023 kümülatif bütçe açığı 1,6 trilyon TL'ye ulaşmayabilir.

Ancak ikinci olasılığı faiz dışı açık için söyleyemem. Çünkü ekim ayında bütçeden iç ve dış borç faiz giderleri 66,8 milyar TL'ye ulaşırken faiz dışı açık (bütçe açığı - faiz giderleri) 28,7 milyar TL'ye çıkmış oldu. Geçtiğimiz hafta ekim ayı hazine nakit dengesi açıklanmıştı ve hazine nakit dengesi 82,2 milyar TL açık vermişti. Faiz dışı açık ise 25,8 milyar TL idi. Hazine nakit gerçekleşmelerine göre bu açık iç borçlanmayla finanse edilecek;........

© T24


Get it on Google Play