Diğer

11 Ocak 2024

Hakim ekonomik sistem olan kapitalizmin kusursuz işlemesi için en temel üretim faktörü olan emeğe ihtiyacı olduğu bilinen bir gerçek. Ayrıca emeğe tatmin edici bir gelir düzeyi sunması da sistemin devamlılığını tüketim üzerinden devam ettirecek. Yoksa ürettiği ürünleri kime satacak? Elbette robotlaşmayı da yabana atmamalı, tüm emek piyasasını kökten değiştirecek gelişmeler baş döndürücü hızda ilerliyor.

Dünyada yaşanan demografik dönüşüm de çalışabilir nüfus (15-64 yaş) aleyhine. Örneğin nüfus yoğunluklu AB ve Çin'deki doğum oranlarındaki düşüş kaynaklı demografik dönüşüme bakalım:

Avrupa Birliği nüfusu yarım milyara dayandı ama yüzyıl bitmeden çalışabilir nüfusun payı toplam nüfusun yarısına kadar gerileyecek. Çin'in nüfusu da bir buçuk milyar sınırında. Çin'de çalışabilir nüfustaki daralma çok hızlı ilerliyor. 21. yüzyıl biterken Çin nüfusu 750-800 milyona düşerken, çalışabilir nüfustaki kayıp daha fazla olacak.

Nasıl olmasın ki? Bozulan makro ekonomik göstergelerin baskıladığı ücret düzeyleri herkesin malumu. Sadece resmi kurumların ölçtüğü enflasyona göre ücret artışları yapılıyor. Emekten çoğu platformda bir maliyet unsuru olarak söz edilirken, emek üretim faktörü ile ilgili örgütsüzlük ve adaletsizlik çözüme kavuşturulmayı bekliyor.

Sonunda kapitalist sistemin, sermayenin ürettiği her ürünün kimlere tükettirileceği sorusuna cevap bulunması gerekecek.

Yaşanan demografik dönüşüme yol açan faktörlerin etkisiyle çalışma çağındaki insan sayısı azalıyorsa, işsizlik oranını ölçmeye ne gerek var? denecek duruma gelinebilir. Ama işsizlik oranı ve istihdama ilişkin veriler, ekonomik gidişatın önemli göstergelerinden biri.

Bugün TÜİK kasım ayı işsizlik oranını yüzde 9 olarak açıkladı. Eylül ayında yüzde 9,1 iken Ekim ayında aynı oran yüzde 8,6'ya kadar gerilemişti.

İşsiz sayısı ise bir ayda 115 bin kişi artarak kasım ayında 3 milyon 116 bin kişi oldu. İşsizlik oranı erkeklerde yüzde 7,5 iken kadınlarda yüzde 11,8.

Genç işsizliği yüzde 16,5'a (ekimde yüzde 16,3), kadın işsizliği yüzde 11,8'e (ekimde yüzde 11,4) yükseldi.

İşkur verilerine göre ise 2,4 milyon işsiz var. İşsizlerin dörtte biri üniversite mezunu.

Geniş tanımlı işsizlik yüzde 22,7 ile son ayların zirvesine çıktı. Bu işsizlik tanımının içinde zamana bağlı eksik istihdam sayısı, iş bulmaktan ümidini kaybedenler, iş aramayıp çalışmaya hazır olanlar ve iş arayıp işbaşı yapamayacak olanlar var. İş arama süreleri açısından, 1 yıl ve daha uzun süreli işsizler tüm işsizlerin yaklaşık dörtte biri. İşsizlerin dörtte birini oluşturan bu kişiler için belirli bir süre daha istihdam imkanı yaratılamazsa iş bulma ümitlerini kaybedeceklerinden, işgücü dışına çıkma riskiyle karşı karşıya kalıp, herhangi bir istatistiki veride yer almayacaklar.

O nedenle aslında gerçek işsiz sayısı 3,1 milyon değil, 8 milyonu aşmış durumda.

İstihdam oranı da dar bir bantta hareketini sürdürüyor. Ocak ayındaki yüzde 48,9 seviyesinden kasım ayında yüzde 48,2'ye geriledi. Bir ay içinde yaşanan istihdam kaybı, bir ayda işsiz kalanların sayısının iki katı oldu.

İstihdam oranının yüzde 48,2'ye düşmesi, çalışabilir yaştaki nüfusun yarısından azının istihdam edilebildiğini gösteriyor. Nedenlerinden biri, kadın istihdam oranının, erkek istihdam oranının neredeyse yarısı olması.

İşgücü istatistikleri ile ekonomik gidişat ilişkisini ortaya koyan birkaç tespitle yazıyı tamamlayalım:

Prof. Dr. Binhan Elif Yılmaz, lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümünde, Yüksek Lisans ve Doktora eğitimlerini İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Maliye Teorisi Ana Bilim Dalında tamamladı.

Akademik hayatına 1997 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümü Maliye Teorisi Ana Bilim Dalında Araştırma Görevlisi olarak başlayan Binhan Elif Yılmaz, aynı Ana Bilim Dalında 2003 yılında Yardımcı Doçent, 2008 yılında Doçent, 2014 yılında Profesör oldu.

"Devlet Borçları ve Türkiye'de Borç Çıkmazı", "Türk Vergi Sistemi", "Maliye", "Küresel Kriz ve Avrupa'da Borç Çıkmazı", "Sosyal Güvenlik Ekonomisi" isimli başlıca kitaplarının yanında 100'ü aşkın akademik çalışması, ulusal ve uluslararası kongre bildirileri var.

Binhan Elif Yılmaz, Kamu Maliyesi, Maliye Politikası, Türk Vergi Sistemi, Devlet Borçları, Kamu Borç Yönetimi ve Uluslararası Borç Krizleri derslerini vermekte, TÜBİTAK, BAP destekli projeleri yürütüyor.

Çeşitli TV programlarında ekonomi yorumculuğu yapmakta olan ve Mayıs 2023'de T24'te yazmaya başlayan Binhan Elif Yılmaz, halen İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümünde profesör olarak görev yapıyor

Maaş artış oranı hemen hemen belli olsa da seyyanen zam için bir açıklama henüz yok. Bir ihtimal yerel seçimlerin hemen öncesinde gündeme gelebilir

2024 Mart'ta yerel seçimlerin olması asgari ücret konusunu daha da önemli hale getiriyor. Ama enflasyonla mücadelenin ücretlerin baskılanması üzerinden devam etmesi, var olan adaletsizlikleri daha da arttıracak. Emeğin milli gelirden aldığı pay da gerilemeye devam edecek

Rasyonel politikalara dönüşün, KKM üzerinde de önemli etkileri oldu. KKM, Türkiye Ekonomi Modeli denemesinin yarattığı kur atakları sonucunda dolarizasyonu frenlemek amacıyla yaratılan bir enstrümandı

© Tüm hakları saklıdır.

QOSHE - Kapitalizmin kusursuz işlemesi için emeğe ihtiyacı var mı: İşsizlik oranı yüzde 9'a yükseldi - Binhan Elif Yılmaz
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Kapitalizmin kusursuz işlemesi için emeğe ihtiyacı var mı: İşsizlik oranı yüzde 9'a yükseldi

8 3
11.01.2024

Diğer

11 Ocak 2024

Hakim ekonomik sistem olan kapitalizmin kusursuz işlemesi için en temel üretim faktörü olan emeğe ihtiyacı olduğu bilinen bir gerçek. Ayrıca emeğe tatmin edici bir gelir düzeyi sunması da sistemin devamlılığını tüketim üzerinden devam ettirecek. Yoksa ürettiği ürünleri kime satacak? Elbette robotlaşmayı da yabana atmamalı, tüm emek piyasasını kökten değiştirecek gelişmeler baş döndürücü hızda ilerliyor.

Dünyada yaşanan demografik dönüşüm de çalışabilir nüfus (15-64 yaş) aleyhine. Örneğin nüfus yoğunluklu AB ve Çin'deki doğum oranlarındaki düşüş kaynaklı demografik dönüşüme bakalım:

Avrupa Birliği nüfusu yarım milyara dayandı ama yüzyıl bitmeden çalışabilir nüfusun payı toplam nüfusun yarısına kadar gerileyecek. Çin'in nüfusu da bir buçuk milyar sınırında. Çin'de çalışabilir nüfustaki daralma çok hızlı ilerliyor. 21. yüzyıl biterken Çin nüfusu 750-800 milyona düşerken, çalışabilir nüfustaki kayıp daha fazla olacak.

Nasıl olmasın ki? Bozulan makro ekonomik göstergelerin baskıladığı ücret düzeyleri herkesin malumu. Sadece resmi kurumların ölçtüğü enflasyona göre ücret artışları yapılıyor. Emekten çoğu platformda bir maliyet unsuru olarak söz edilirken, emek üretim faktörü ile ilgili örgütsüzlük ve adaletsizlik çözüme kavuşturulmayı bekliyor.

Sonunda kapitalist sistemin, sermayenin ürettiği her ürünün kimlere tükettirileceği sorusuna cevap bulunması gerekecek.

Yaşanan demografik dönüşüme yol açan faktörlerin etkisiyle çalışma çağındaki insan sayısı azalıyorsa, işsizlik oranını ölçmeye ne gerek var? denecek duruma gelinebilir. Ama işsizlik oranı ve istihdama ilişkin veriler, ekonomik gidişatın önemli göstergelerinden biri.

Bugün TÜİK kasım ayı işsizlik oranını yüzde........

© T24


Get it on Google Play